“Halkın kullanımındaki kamusal alanda “dokunulan” son nokta, Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi oldu. Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişlerde trafik çilesini bir nebze azaltan, halkın kullandığı iskelenin, halkın elinden alınıp otel müşterilerine verilecek olması, üstelik bu haberler etrafta konuşulurken, yetkililerin hiçbir açıklama dahi yapmaması üzerinde düşünülmesi gereken bir durum…”
İstanbul’un her geçen gün artan ve mesai saatlerinde neredeyse hiç akmayan trafiğinde, halka rahat nefes aldıran ulaşım araçlarıdır vapurlar. Keşke İstanbul’un her semtinin denizle kıyısı olsaydı da, insanlar deniz yolunu daha çok kullanabilselerdi.
Halka nefes aldıran ve iki yakayı birbirine bağlayan Beşiktaş’taki, Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin, önümüzdeki günlerde kimin ya da kimlerin hizmetinde olacağı belli değil. Bazı haberlerde duyulanlara göre bu iskele halka hiç sorulmadan halkın kullanımından alınıp, Başbakanlık ofisinin yanındaki otele verilecek. Ve sadece otel müşterileri yani küçük bir azınlık bu iskeleyi kullanabilecek.
Son aylarda emrivaki bir şekilde halka hiç sorulmadan, rızası alınmadan, maddi kaygılarla halkın aleyhine o kadar çok projeye imza atılırken, insan şunu düşünmeden edemiyor. İktidar, halka mı hizmet ediyor?
Demokratik düzenlerde, bu sorunun tek bir cevabı var elbette. İktidar, halka hizmet etmek için görev başındadır. Tabii ki, kendi varlığını sürdürmek için de adımlar atılacaktır ancak son zamanlarda iktidar ve halk arasındaki birlik ve denge bozuluyor gibi gözüküyor. Bunda, tek başıma sandıktan ben çıktım. Çoğunluk bizi seçti, ne istersek yaparız düşüncesinden kaynaklı yanılgı payı büyük olsa gerek.
Maddi kaygılar neticesinde verilen kararlar sonucunda, bazı yerler elimizden bir bir alınırken, halk artık neye sahip çıkacağını şaşırdı. Gezi Parkı’nı korurken, Haydarpaşa Tren Garı’nın zemini kayganlaşıyor. Garı korumaya çalışırken, iskele elimizden alınmaya çalışılıyor. Biri bitmeden, biri başlıyor adeta…
Korkarım, bir gün uyandığımızda Gezi Parkı, iktidardakilerin ve iktidar yakınlarının yürüyüş, dinlence yeri olabilir. Ya da ihaleyle birine satılabilir ve biz maddi bedel ödeyerek ancak içeri girebiliriz.
Nasıl ki, halkın kullandığı yılların Akaretler durağı kaldırıldı, daha önceden halka açık olan saraylara bağlı sergi yeri başbakanlık ofisine çevrildi ve artık başbakanlık ofisinin civarındaki kaldırımlardan halk, neredeyse polise rica minnet yürür oldu. Bunun da olmaması için hiçbir sebep yok gibi gözüküyor.
Halkın kullanımındaki kamusal alanda “dokunulan” son nokta, Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi oldu. Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişlerde trafik çilesini bir nebze azaltan, halkın kullandığı iskelenin, halkın elinden alınıp otel müşterilerine verilecek olması, üstelik bu haberler etrafta konuşulurken, yetkililerin hiçbir açıklama dahi yapmaması üzerinde düşünülmesi gereken bir durum. Bu haberi ilk duyduğumda Twitter yoluyla validen bir açıklama istedim ve işin aslının ne olduğunu sordum. Elbette hiçbir cevap alamadım. İktidar, sessiz ve derinden işleyip bir sabah uyandığımızda oldubittiye getirecek, daha önceden de olduğu gibi…
Burada bir eleştirim de, olaylar karşısında suya sabuna hiç dokunmayan kesime olacak. Bazıları; “nasıl olsa ben orayı kullanmıyorum”, “ben bilmem nereye gitmiyorum” edasında ve olanlara hiç tepki göstermiyor. Oysaki halk, hakkını aramadıkça ve sesini yeterince çıkarmadıkça bazılarının yolu açılacak, yolun pürüzsüzlüğü görüldükçe daha çok benzer uygulamaya girişilecek.
Mimarlar Odası’nın otele açtıkları dava, mahkemede sürüyor. İskeleme Dokunma isminde, bu olayı engelleme amaçlı kurulmuş bir topluluk da var. Bu topluluğun, sosyal medyada bir sayfası da bulunmakta… Sloganları da gayet çarpıcı: “Hala seninken, kentine sahip çık!”
İskeleme Dokunma Facebook Sayfası:https://www.facebook.com/iskelemedokunma?fref=ts
Önce saraya el konuldu, başbakanlık ofisine çevrildi sonra güvenlik sebebiyle Akaretler durağını kaldırdılar ve etrafına bir sürü çevik kuvvet yığdılar. Başbakanlık ofisi ve iskele civarında kaldırımlardaki bazı noktalar şeritle halkın kullanımına kapatılmış. Yaya kaldırımı, yayanın geçişine kapalı ve bize demokrasiden, halka hizmetten bahsediliyor. Beşiktaş civarındaki kamusal alan işgalinin son parçası Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi. Sanırım amaç, iskeleyi halktan uzaklaştırıp, Başbakanlık ofisi civarını yayalardan temizlemek olacak. Yakında, halkın kullanımındaki bu kamusal alan artık halka “yasak” olacak gibi gözüküyor.
Kamusal alanlara sahip çık ve senin olanı, hiç kimseye dokundurma ahali!