Jeannie Remy, çağdaş sanat sevdalısı. Brüksel’de yaşayan Fransız bir küratör ve sanatçıları özenle seçiyor. Paris, Londra ve New York’da yaşamış. Türkiye ile olan tek bağlantısı ise İstanbul seyahatleri…
Önce İstanbul’da yaşayan ablasını ziyaret ediyor. Sonra ‘İstanbul’un kendisine gelmeye başlıyor. Bir süre sonra İstanbul’un çağdaş sanat sevgisine hayran kalıyor ve seyahatleri böylece devam ediyor. İade-i ziyaret yapıp kendisini, yeni açtığı mekanında ziyaret ediyoruz. Biz sohbet ederken Türk bir tasarımcıdan aldığı kolye bize göz kırpıyor.Tahmin edeceğiniz gibi mekanı, Divan Contemporary, Brüksel’in bohem bir semtinde. Mekandan dışarı adım attığınız anda sanatı koklamaya devam ediyorsunuz. Mekanı klasik bir galeri değil, dolayısıyla seçtiği sanatçıların eserlerine göz atıp geçemiyorsunuz. Zaten istediğinin de bu olduğunu söylüyor.
Bu sebeple konseptini ‘From the artist studio to your living room’ diye tanımlıyor. Yani sanatçı stüdyosundan oturma odanıza gelen bir esans. İstiyorki parçalara göz atmaktansa özümseyin, hissedin. Oturun, yaşayın ve gerçekten o parçanın size ‘ait’ olup olmadığına karar verin.
[quote]’Çağdaş sanat’ esasen standartların dışına çıkan bir dal. Modern sanattan ayıran en önemli özellik de beynimizdeki normların dışında olan çalışmalar.[/quote]
Eski kıta Avrupa’nın çağdaş sanata yaklaşımı nasıl peki?
‘Avrupa yeni bir sanatçının eserine daha temkinli yaklaşıyor. Bu Avrupalı’dan beklenen bir davraniş. Amerikalılar ise yeniliğe ve keşfe daha iştahlı. Çağdaş sanatçı genelde Amerika’dan kabul aldıktan sonra Avrupa’da daha rahat yer ediniyor’ diyor Jeannie. Berlin, Brüksel ve Londra’nın çağdaş sanat açısından en zevkli ve yoğun Avrupa şehirleri olduğunu anlatıyor bize. Türk çağdaş sanat severlerin yeniliğe çok açık olduğunu belirtiyor.
Koleksiyonların yerleştirildiği ‘oturma odası’ bazı haftalar ziyarete açık olduğu gibi özel istek üzerine de davetli kabul ediyor.
Brüksel’i ziyaret edecek olursanız, merkeze gayet yakın olan bu yeri ziyaret etmenizi öneririm. Hem küratör ile Türkiye sohbeti yapabilirsiniz hem Avrupa’daki çağdaş sanatçıların eserlerine göz atarsınız hem de bu bohem semtin havasını almış olursunuz.