Oyun çevreyi kontrol etme yollarından biridir. Oyun sayesinde çocuklar şunu öğrenirler: “Etrafımda bir şeylerin olmasına veya değişmesine sebep olabiliyorum.” (Piaget, 1963)
Oyun Çocuklar için Niçin Önemlidir?
Çocuklar yapıları nedeniyle oyun oynamayı severler. Oyun oynamaktan zevk alırlar ve bir fırsat yakaladıklarında da hemen oynarlar. Oyun sırasında karşılaştıkları zorluklar onları cezbeder. Çocuklar oyun oynamayı neden sever? Çünkü; oyun içten güdülüdür yani kimse onlara ne yapmaları veya nasıl yapmaları gerektiğini söylemez. Eğer yetişkin oyuna uygun olmayan şekillerde katılır veya onu yapılandırırsa o etkinlik oyun olmaktan çıkar, etkinliğe karşı ilgi azalır.
Oyunun önemi konusunda şu noktalar üzerinde durulabilir:


Selda ve Rana’nın yaptıkları yazma işlemi karmaşık bir davranıştır ve çeşitli motor, kognitif, sosyal-duygusal yetenekler gerektirir. Ortam çocukların yeteneklerine göre etkinlik yapabilmelerinin sağladı. Baskı yoktu. Çocuklarda çok zor veya çok kolay bir etkinlikle karşılaşıp öfke (kızgınlık) duymadılar. Öğretmende çocukları olumsuz değerlendirmedi. Bu örnek, kendinden (içten)-güdülü oyunun yararlarını belirten bir örnektir.
[quote] Oyunda çocukların kendisi gönüllü olarak, isteyerek detaylaştırır, karmaşık hale sokar. [/quote]

Diğer bir görüşe göre de oyun çevreyi kontrol etme yollarından biridir. Oyun sayesinde çocuklar şunu öğrenirler: “etrafımda bir şeylerin olmasına veya değişmesine sebep olabiliyorum.” (Piaget, 1963).
Çocuklar sebep-sonuç ilişkilerini anlamaya başlarlar ve kendi davranışlarının sorumluluklarını almaya başlarlar. Çocuğa hassa çevre ve yetişkinler olmadığı zaman, çocuk umutsuzluk içinde vazgeçer. Bunun sebebi de çevrelerinde çok az ya da hiç bir etkilerinin olmadığını hissetmeleridir. Çocukların kendilerine olan saygıları ve başarı-duyguları da olumsuz etkilenir (Connell, 1985; Harter, 1983).
Çocuklar seçim yapmayı öğrendikçe ve seçimlerinin sorumluluğunu kabul ettikçe, hayatları üzerindeki kontrolleri de o derece artacaktır. Oyun, çocukların deneme-yanılma yoluyla öğrenmelerine olanak sağlar.

Burada da çocuğun kontrol duygusuna sahip olması ve yetenekleri ve ilgilerini bağdaştırabilmek önemlidir. Başarıyı yaşayan çocuklar deneyimleri tekrarlamak istemekle kalmayacak, yeni ve daha zor şeyler denemek içinde istekli ve cesaretli olacaklardır. (Harter, 1978, 1981; MacTurk, Vietze, Mc Carthy, Mc Quiston ve Yarrow, 1985).
Oyun çocuklara başarı için fırsatlar verir. Oyunda çocuklar neyin yapılıp, neyin yapılamayacağını öğrenene kadar inatla denerler. Oyunda minimum ceza vardır. Bu inatla deneme yetişkinlikte de devam eder. Çocuklara gelişimsel olarak uygun deneyimlerin yaşatılmaması, ilgi, istek, amaçlarının önemsenmemesinin sonucu öfke, başarısızlık ve öğrenmeye karşı ilgi eksikliği olacaktır. “Eğer çocukların öğrenmelerini istiyorsak, oynamalarına izin vermeliyiz.” Oyunda çocuklar kendi hızları ve istekleri, kendilerine göre öğrenme fırsatları bulurlar (Gottfried, 1985). Çocuklara içten-güdülü etkinlikler doğal bir memnuniyet verir (Gottfried, 1985). Çocuklardan motivasyon geldiğinde, etkinliğin kendisinden hoşlanırlar. Bu da bir kere daha oyunun değerini (önemini) gösterir.

İçten-motivasyonlu bir davranışı teşvik etmek için övgü ve ödüllere gerek yoktur (Leeper, Greene ve Nisbett, 1973). (Bunun sonucuda sadece bir ödül almak amacıyla birşey yapmaktır.) Gottfried, Smith ve Vollstedt (1985)’e göre; içten gelen motivasyon oyunun bir sonucudur.
Yrd. Doç. Dr. Leyla Fetihi
Akademik Makale, İstanbul – Aralık 2007
[divider]
Kaynak: Rogers, C.S. ve Sawyers, J.K. (1988). Play in the Lives of Children. USA: NAEYC Publications.



