Güneş Sistemi’nde karşımıza çıkan sayısız ilgi çekici görüntülere bir yenisi daha eklendi. Cassini uzay aracı, Satürn’ün 61 uydusundan biri olan Iapetus’tan Çin felsefesinin en güçlü sembollerinden Yin ve Yang’ı yansıtan bir görüntü sundu.
Karşıt güçlerin daima birbirleriyle etkileşim içinde olduğunu, aynı zamanda doğada bağımsız halde bulunduklarını temsil eden Yin ve Yang, Satürn’ün uydusu Iapetus’ta da kendini gösterdi. Iapetus’un karanlık ile aydınlakta kalan bölgelerinin Yin ve Yang sembolü oluşturduğu fotoğrafın, Cassini tarafından 30 Ağustos 2013 tarihinde çekildiği açıklandı.
NASA’nın yaptığı açıklamada; ‘fotoğrafta Iapetus’un Satürn’e bakan yarım küresinin görüldüğünü, Cassini’nin fotoğrafı görünür ışık altında dar açı kamerasıyla çekildiğini’ belirtti
Bazı gök bilimcilerin açıklaması ise şöyle…
Iapetus’un Yin ve Yang şeklinde beliren görüntüsünün, uydunun kendi eksenindeki yavaş hareketinden kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü. Bu düşünceye göre, uydunun karanlık bölgeleri daha fazla ısı hapsediyor ve bu bölgelerdeki buzlu materyaller buharlaşarak soğuk bölgelere kayıyor. Sonuç olarak karanlık bölgeler daha karanlık hale gelirken, aydınlık bölgelerdeki parlaklık da artıyor.
Satürn’ün uydusu Iapetus’a neler olmuş acaba?
Yapılan açıklamaya göre; Bu tuhaf uydunun büyük bir bölümü kömür kadar karayken, diğer kesimleri ise buz kadar parlaktır. Koyu renkli malzemenin bileşimi bilinmemektedir; ama kırmızı ötesi tayf incelemesi, bu malzemenin bir çeşit kararmış karbon içerdiğine işaret etmektedir. Iapetus, aynı zamanda eşleğinde yer alan ve kendisini bir ceviz gibi gösteren olağandışı bir dağ sırasınada sahiptir. NASA, boyanmış gibi görünen bu uyduyu daha iyi anlayabilmek adına, 2007 yılında Satürn’ün yörüngesinde bulunan robot uzay aracı Cassini’yi Iapetus’un 2000 kilometre yakınından geçmek üzere yönlendirdi. 75.000 kilometre uzaklıktan çekilmiş olan yukarıdaki görüntüde de görüldüğü gibi, Cassini’nin yörüngesi Iapetus’un her zaman arkadan takip eden yarımküresinin şimdiye kadar görülmemiş görüntülerini çekebilmeye imkân sağlayan bir yörüngeydi. Güneyde görülen devasa çarpışma krateri 450 kilometrelik çok büyük bir alanı kaplıyor ve aynı büyüklükte daha eski bir kraterin üzerine yapıştırılmış gibi görünüyor. Bahse konu koyu renkli malzemenin, Iapetus’un doğuda kalan kısmını, krater dipleri ve yüksek kesimler ayırt etmeksizin artan oranda kapladığı görülüyor. Resim üzerinde yakından yapılan inceleme, koyu renkli katmanın genel anlamda uydunun eşleğini kapladığını ve de kalınlığının bir metreden az olduğunu gösteriyor. Önde gelen bir varsayım, koyu renkli bu malzemenin büyük bir kısmının nispeten ılık fakat kirli olan buzun doğrudan katı halden gaz hale geçmesi sonucunda geriye kalan kir olduğunu iddia etmektedir. Koyu renkli malzemenin ilk katı, diğer uydulardan gelen göktaşlarından geriye kalan enkaz birikimleriyle etkili bir şekilde boyanmış olabilir. Cassini’nin Iapetus yakın geçişinden gelen bu ve diğer görüntüler, daha fazla ipucu elde edebilmek amacıyla incelenmeye devam edilmektedir.
Iapetus nasıl bu şekle girmiş olabilir?
Ekvator bölgesinde dev bir sırtın yer aldığı, ceviz görünümlü Iapetus, 1672 yılında İtalyan-Fransız gökbilimci Giovanni Cassini tarafından keşfedildi. Güneş Sistemi’nin oluştuğu 4.5 milyar yıl öncesine uzanan en eski gök cisimlerinden biri olan Iapetus’un, bu dönemde yaşanan büyük bir çarpışma sonucunda bu hale geldiği düşünülüyor.
Çarpışma sonrasında yörüngesinde kendisinden daha küçük bir uydu oluştuğuna inanılan Iapetus, yerçekim kuvvetinin daha baskın gelmesiyle bu uyduyu parçaladı ve üzerine yağan enkaz, uyduyu daha da tuhaf bir görünüme soktu.
Cassini uzay aracı, 7 yıllık yolculuğun ardından 2004’te Satürn’ün yörüngesine girdi. Uzay aracı, 2017’ye kadar incelemelerini sürdürecek.