Bir Kadının Kararlılığı ve İlk Otomobil

Günümüzde kadınların şoförlüğünden memnun olmayanlar olsa da insanlık tarihindeki ilk otomobil ile, ilk defa uzun bir yolculuğa çıkma cesaretini gösteren kişi, kararlı ve cesur bir kadından başkası değil!

Bertha Benz

Otomobilin keşif yolculuğunda kendine yer bulan, bu hikayede kendi yolculuğuna çıkmış ve otomobilin başarısını kanıtlamış bir kadının hikayesi, Bertha Benz’in hikayesi.

Carl Benz, hayata Fransız bir hizmetçiyle Alman tren kondaktörünün gayri meşru çocuğu olarak 1844 yılında Karlsruhe, Almanya’da başladı. Bir yıl sonra annesi başka bir adamla evlendi. Fakat mutlulukları uzun sürmedi. Ağır çalışma koşulları nedeniyle zatürreye yakalanan babası, bir yıl sonra vefat etti. Bu olaydan sonra ailesinin geçimini üstlenen annesi, genellikle öğrencilerin kaldığı bir yerde küçük bir oda kiraladı ve Carl öğrencilerin arasında büyüdü. Çok geçmeden kendisi de Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nde öğrenci oldu ve mezuniyet sonrası Mannheim’da mühendis olarak bir firmada çalışmaya başladı. Fakat hayallerine ulaşması daha zaman alacaktı.


‘Ne yazık ki kız’ Bertha’nın babası

Carl’ın doğumundan 5 yıl sonra,1849 yılında, Bertha gözlerini dünyaya açtı. Soranlara ‘Ne yazık ki kız’ cevabını veren babası, usta bir marangozdu ve hatırı sayılır zenginliğini bırakabileceği erkek bir varis istiyordu. Buna rağmen babası, Bertha’ya ilerleyen yıllarda o zamanlarda kızlara verilmeyen yoğun bir eğitim aldırdı. Bir gün genç kadın Maulbronn’a giderken yolda mühendis Carl ile tanıştı ve ona aşık oldu. Bir yıl sonra, Bertha’nın babasının karşı çıkmasına rağmen, Bertha ve Carl evlenme kararı aldı. Bertha’nın babası kızının daha iyi birini hakettiğini düşünüyordu. Öte yandan Bertha, Carl’ı sevmiş ve aynı zamanda Carl’ın hayallerine de tutkuyla bağlanmıştı. Daha nişanlıyken sahip olduğu paranın hepsini Carl’a verip hayalini gerçekleştirmesi için ilk adımı atmasını sağlamıştı. Fakat evliliklerinin daha ilk yılında borç batağına saplanmışlardı. Ayrıca ilk oğulları dünyaya gelmiş ve ikinci çocukları da yoldaydı. Bir kaç yıl geçtikten sonra herşey bankanın ipoteği altına girmişti ve üçüncü çocukları da gelmek üzereydi.

Başarıya giden uzun yol

İlk motorlu araç hayali ile bir çıkış yakalayana kadar Carl, ailesini maddi olarak su üstünde tutmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Fakat Carl’ın hayali için daha çok para gerekiyordu. Bu yüzden finansal destek aramaya başladı. Sonunda bir kaç ortakla anlaştı. Fakat ortaklar Carl’ın fikrine para yatırdıktan sonra büyük beklentiler içine girdiler ve kısa zamanda sonuç elde etmek için Carl’a baskı yapmaya başladılar. Ayrıca o dönemde motorlu ilk aracı yapmaya çalışan tek kişi Carl Benz değildi. İlk patenti almak için kıyasıya bir yarış vardı. Yoğun baskı altında işine odaklanan Carl, sonunda ocak 1886 yılında ilk motorlu araç patentini alan kişi olmayı başardı. (En büyük rakibi, Gottlieb Daimler’den 4 ay önce)

carl benz patentli otomobilAttan hızlı gidemeyen ve insanları korkutan bu gürültülü makineye kimse ilgi göstermemişti.

Beklenenin aksine Carl’ın buluşuyla insanlar pek ilgilenmedi. İlk prototipi yola çıkarmak istediği zaman sürüş yasağı kondu. Daha sonra bu yasağı kaldırtmayı başardı ve sonunda buluşunu yola çıkarma fırsatı buldu. 3 tekerlekli motorlu aracı için ‘Benz Motorlu Araç No:3’ şeklinde patent almıştı ve bu araç 3. versiyondu. Diğer modellere göre daha fazla güç ve konfor sunuyordu. Bisikletin insanlar tarafından sıkça kullanıldığı Mannheim şehrinde icadını görücüye çıkarmaya karar verdi. Toplanan kalabalık meraklı gözlerle daha önce görmedikleri bu üç tekerlekli makineyi izliyordu. Gürültülü bir şekilde çalıştıktan sonra ilerlemeye başladı. Çıkardığı ses ve duman insanları rahatsız etmişti. Etraftaki atlar bile ürkmüştü. İnsanlar, at yerine bu zar zor gidiyormuş gibi ilerleyen, yavaş ve gürültülü makineyi neden kullanmak isteyeceklerini anlamadılar. Saatte 12 km/s hızla atı geçmeyi bırakın, ancak bir bisikleti geçebilen bu araç insanlar arasında şaka konusu bile oldu. Başarısız bir tanıtımdan sonra Carl Benz umutsuzluğa kapılmaya başladı.

Carl’ın umutsuzluğa kapılması Bertha’yı üzmüştü. Ayrıca Carl’ın icadı başarısız olursa onları maddi açıdan çok zor günler bekliyordu. Başarılı olmanın tek yolu da insanların ilgisini çekip, onların inanmasını sağlamaktan geçiyordu. Satın alacak kimse olmazsa böyle bir makinenin değeri de olmazdı. Carl’ın mükemmel mühendisliği ne yazık ki bu noktada pek işe yaramıyordu. Kendine olan güvenini kaybeden Carl, dışarı çıkıp otomobil ile yeni şeyler denemeye çekiniyordu. Bertha bir şey yapmadan bekleyemezdi. Carl’ı insanları etkilemek için yeni şeyler denemeye ikna edemeyeceğini anlayınca kendi başına bir karar aldı.


‘Carl bu yolculuğa asla izin vermezdi. Ben de iki çocuğumu yanıma alıp sabah erkenden yola çıktım. Carl uyandığında biz çoktan bir kaç saatlik yolculuğu tamamlamıştık.’ Bertha Benz

12 Ağustos 1888 yılında, Bertha sabah erkenden kalktı. Akşamdan hazırladığı yolluğu otomobile koydu. Yardım etmeleri için 13 ve 15 yaşlarındaki oğulları Eugen ve Richard’ı da yanına aldı. Carl fark etmeden yola koyuldular. Carl uyandığında onlar çoktan kilometrelerce yol almışlardı. Mannheim’dan Pforzheim’a kadar gitmeleri gereken toplam 106km’lik yol vardı. Bertha’nın hedefi Pforzheim’daki annesini ziyaret etmekti. Ama asıl amacı, otomobilin insanlar için yararlı bir icat olduğunu kanıtlamak ve kocasının kendine olan güvenini tekrar yerine getirmekti. Böylece otomobilin bir geleceği olduğunu bütün insanlara gösterecekti.

Bertha, yolculuk sırasında iki önemli arıza yaşadı. Bunlardan ilki benzin borusunun tıkanmasıydı. Bu sorunu çözmek için saç tokasını kullandı. Diğer bir sorun ise vantilatör kayışındaydı. Yıpranmış vantilatör kayışını jartiyeri ile değiştirdi. Karşılaştığı problemlere yaratıcı ve pratik çözümler bulan Bertha, yoluna kararlı bir şekilde devam ediyordu. Fakat başka zorluklar da söz konusuydu. Her zaman otomobilin gideceği düzgün bir yol bulmak da sıkıntı yaratıyordu. Kimi zaman çiftçilerin arazilerinden geçmek zorunda kalıyorlardı. Yol boyunca insanların dikkatlerini üzerine çekmişti. Merakla yaklaşanlar da olmuştu, taş atıp onlara ‘Cadı arabası!’ diye bağıranlar da.

Dünya’nın ilk benzin istasyonu: Wiesloch’taki şehir eczanesi

O zamanlar petrol türevi ürünler eczanelerde satılıyordu. Yakıtı azalan Bertha, Wiesloch şehrinde durdu. Petrol türevi, yakıt olarak kullanılabilecek Ligroin almak için eczaneye girdi. Elinde Ligroin ile kapıdan dışarı çıkarken dünyanın ilk dolum istasyonu olarak Wiesloch şehir eczanesi tarihe adını yazdırmıştı bile. Depoyu doldurup yola devam etti.

“Otomobil insanlığın geleceğidir!” Bertha Benz

Dünya o zamanlar bisikletle, atla veya yürüyerek yolculuk edilen bir yerdi. Fakat Bertha’nın geleceğe dair bir vizyonu vardı. Kocasının icat ettiği otomobil gelecekteki ulaşım aracı olacaktı. Hayatta bazen risk alınmalıydı ve yeni bir icadın gerçekten çalıştığını ve bir işe yaradığını insanlara göstermek gerekliydi. 12 saat süren bir yolculuktan sonra Pforzheim’a ulaşan Bertha, ertesi sabah bütün alman gazetelerinde ilk sayfadaydı ve otomobilin insanlığın geleceği olduğunu göstermişti.

ilk otomobil


Otomobilin icadıyla başlayan 126 yıllık yolculukta gelinen nokta gerçekten inanılmaz. O günlerin çok ötesine ulaşan vizyonuyla bu hikayede kendi yolculuğuna çıkan cesur ve kararlı Bertha Benz, otomobilin başarısını kanıtlamış ve ilk şoför olarak tarihe geçmiştir.


Tolga Hurhun
1985, Çorlu Tekirdağ doğumlu. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Yönetimi Yüksek Lisans diplomasına sahip. Stuttgart, Almanya'da yaşıyor, Mercedes-Benz'de çalışıyor. Fotoğrafçılık, bisiklet, tüplü dalış, gezi-seyahat, keman çalma, kitap ve film ilgi alanları arasında.