Evlilik birliği sona erse dahi yoksulluk nafakası kurumu ile eşler arasında dayanışma ve yardımlaşma olgusu devam etmektedir.
Evlilik kurumunun boşanma ile sona ermesi nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf, kusursuz veya daha az kusurlu olması nedeniyle karşı taraftan mali gücü oranında süresiz olarak yoksulluk nafakası isteyebilir. Yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için talepte bulunan eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması gerekmektedir. Bu maddenin amacı boşanma ile yoksulluğa düşecek eşi korumaktır. Evlilik birliği sona erse dahi yoksulluk nafakası kurumu ile eşler arasında dayanışma ve yardımlaşma olgusu devam etmektedir.
Yoksulluk nafakasının özünde kanun koyucunun yardımlaşma ve dayanışmanın sosyal ve ahlaki boyutu gelmektedir. Yoksulluk nafakası ödeyecek eşin kusursuz dahi olsa nafaka ödemekle yükümlü tutulması, bu ödemenin ceza veya tazminattan farklı bir statüsü olduğunu açıklamaktadır. Yoksulluk nafakası nafaka alacaklısını zenginleştirecek ölçüde olmamalıdır. Şahsi kanaatimiz burada ödenecek nafaka tutarı belirlenirken boşanan eşin evlilik sırasındaki yaşam standardını korumasıdır. Yani eşi zenginleştirmemeli ancak aynı zamanda yoksulluğa da sürüklememelidir. Evlilik sırasındaki yaşam standardı burada ana ölçüt olarak nafaka oranını belirlemede bize yardımcı olmaktadır. Ancak burada nafaka ödeyecek eşin de maddi gücünün bulunması önem taşımaktadır. Nafaka borçlusu sonradan maddi gücünü kaybederse hakim nafakanın kaldırılmasına karar verebilir.
Yoksulluk nafakasına hükmetmede tarafların evlilik sürelerinin, çocukları olup olmadığının, nafaka alacaklısının çalışmaya engel bir özrünün bulunup bulunmaması önemli değildir. Kanun bu hususları eksik bırakarak genel bir tanım getirmiştir.
Yoksulluk nafakasının 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinde belirtilmiştir. Bu nafaka toplu olarak veya irat şeklinde ödenebilir. Ancak uygulamada yoksulluk nafakası genelde irat olarak ödenmektedir. Bu nafaka kanunda açıkça yazdığı hükme göre süresiz olarak verilir. Anayasa Mahkemesi’nin son 2 yılda verdiği kararlardan önce yerel mahkemeler yoksulluk nafakasına kaldırılmasına çok zor hallerde karar verirlerdi. Bu süresizlik hali suistimal edilmeye başlanmışken, son 2 yıl içerisinde verilen kararlarla hakimlerin bu hususta takdir yetkilerini kullanmalarının önü açılmıştır.
Yoksulluk nafakası nafaka alacaklısı eşin yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden ortadan kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararı ile kaldırılabilir. Tarafların maddi durumlarının değişmesi halinde iradın arttırılması ya da azaltılması da mahkemeden talep edilebilir.