Herkes tarafından oldukça sık bahsedilen aşağıdaki sorunlar; “Okuduğum kitabı hemen unutuyorum. Tanıştığım insanların isimlerini unutuyorum. Kısa bir süre önce öğrendiklerimi unutuyorum. Öğrendiklerimi sürekli karıştırıyorum.” diyorsanız…
Konuştuğumuz dil, tanıdığımız insanların siması, hatıralarımız, adresler, telefon numaraları, okuduğumuz kitaplara ait bilgiler, izlediğimiz filmler ve daha fazlası hafızamızda depolanmıştır. Bu bilgilerin günlerce, aylarca, yıllarca unutulmaması için uzun süreli bellekte düzenli bir şekilde kayıtlı olması gerekir.
Hafızayı iyi kullanabilmek için; öncelikle hafızamızı iyi tanımalı ve işleyişini iyi kavramamız gerekir. Bilgiler, duyu organlarımız vasıtası ile beynin sinir ağlarına elektriksel kodlar olarak iletiliyor. farkında olduğumuz ya da olmadığımız bilgiler gün boyu kesintisiz olarak beyne ulaşır. Bu bilgiler ilk önce çok kısa süreli hafıza dediğimiz bellekte depolanır. Burada yaklaşık 30 sn kaldıktan sonra, kısa süreli belleğe aktarılır. Burada 20 dk ile 24 saat arasında kalan bilgi hızla kaybolmaya başlar ya da Uzun Süreli belleğe alınır ve burada kategorilendirilir ve istenildiğinde kısa sürede tekrar çağrılmak üzere kayıt edilir.
Bilgiler düzenli bir şekilde kayıt edilir. Bu da bilgiyi çağırırken bize çok zaman kazandırır. Beynin içinde saklı bilgiler, kısa süreli belleğe alındıktan bir süre sonra yavaş yavaş kaybolmaya başlar. Kaybolmadan önce bazı hafıza tekniklerini kullanarak uzun süreli bellekte düzenli ve kategorize edilmiş şekilde kalıcı olmasını sağlayabiliyorsunuz. Eğer bu işleyiş iyi kavranır ve gerekli teknikler kullanılırsa herkes tarafından sıkça bahsedilen yukarıda sayılan sorunları ortadan kaldırılabiliyor.
Birçok doktor düzgün bir hayat sürenlerin uzun yıllar yaşayabileceğini söylüyor.
Beyin ve sinir cerrahisindeki gelişmelerle ilgili olarak; bu alanda büyük ilerlemeler olduğu “Bilhassa bilimsel teknoloji ve endüstrinin gelişmesiyle teşhiste çok büyük gelişmeler olduğunu, nerede ne var, ne olabilir, ne yapabiliriz gibi daha isabetli görebildiklerini ifade ediyorlar.
Genç cerrahların da mikro cerrahi ve iletişim alanındaki gelişmeler sayesinde büyük başarılara imza attığını, küreselleşmenin tıp alanına yansımasıyla dünyanın farklı yerlerindeki bilim insanlarının birbirleriyle daha rahat görüş alışverişinde bulunabildiğini söylüyorlar.
120 yaşına kadar yaşamak mümkün mü?
Biyologların açıkladığına göre; bizim kromozomların tepesinde bir ufak parçacık var. O sözde bizim yaşamımızı idame ettiriyor. O zamanla yaşlandıkça küçülüyor. Onu hesaplamışlar, ‘telemetrik’ diyorlar. Herkesin 120 yaşına kadar iyi yaşayabilmesi mümkün. Şu anda iktisadi, ekonomik durumu iyi memleketlerde bu hususta çalışılıyor. Hatta 120 değil, daha uzun uzun yaşamak bile isteniyor. İnsanın 120 yaşına kadar hem bedenen hem zihnen iyi durumda olabilmesi. Hastalık gelse bile onunla yaşayabilmesi, bir şeyler verebilmesi. Yaşlıların gençlere mesajları olabilir, tecrübelerini bildirebilir, bu da bir kıymettir.
İçki, sigara içmeyin Her akşam 22.30-23.00 gibi yatın, sabah erken kalkın. Fazla yememeye dikkat edin. Sabah iyi bir kahvaltı edin. Öğlen çok hafif bir şeyler yiyin. Akşamları da daha ziyade meyve, salata ve hafif yemekler yiyin. Sosyal hayata, insanlarla görüşmeye, oturup konuşmaya, fikir alışverişi etmeye özen gösterin. Düzgün bir hayat yaşanırsa, genlerimiz de yardım ederse uzun bir hayat sürdürülebilir. Çalışmak iyidir. Devamlı çalışmak, beyni açık tutmak iyidir. Çeşitli konuları okumak tavsiye ediliyor.
Sağlıklı beslenmenin de önemine işaret ediliyor; “İçki ve sigara katiyetle kabul edilmiyor. Peygamberimiz, ‘sofradan yarı aç yarı tok kalkacaksınız’ demiş. Ne güzel bir söz. ‘Fazla mideyi doldurmayın’ diyor. Hayvanlar bile fazla yemez. Dikkat etmemiz lazım. Fazla yağlı, ballı, şekerli olmayacak. Ondan bin bir hastalıklar ortaya çıkıyor” şeklinde bilgilendirme yapılıyor.
Zihnin genç kalması için neler önerirsiniz?
Günümüzde başarının sırrı her alanda uzun süren başarılara imza atmanın yegane yolu şüphesiz ki hafızanın iyi kullanılmasından geçiyor. Günlük hayatta isteyerek yada istemeyerek hafızamıza o kadar çok bilgi gönderiliyor ki bu bilgilerin çoğu kısa süreli bellekte kaldıktan sonra hemen unutulup gidiyor. Bir kısmı ise kalıcı olarak uzun süreli belleğe itiliyor. Bu sebeple hafızamızı canlı tutmak oldukça önemli. Konuyla ilgili olarak uzmanların önerileri:
Doğanın size bağışladığı bedeninizi canlı tutun. Hafızanızı canlı tutun. Onu iyi tutmak için yalnız mesleğinizle ilgili değil, çok edebiyat, felsefe, tarih okuyabilirsiniz. Çok değişik konulara girin, bir nevi beyne idman yapar gibi, tek taraflı değil. Beyin ondan hoşlanıyor. Beyin içerisinde 100 milyar düşünen, hisseden, karar veren hücre var. Onların her birinde 10-15 de telefon bağı var. Yenisini de kurabiliyor. Ve onlara yardım eden milyarlarca hücre var. Ne muhteşem, muazzam bir yapı bu. İçimizde çok çeşitli istekler var. Beynin muhtelif programları olabiliyor.
Herkes daha disiplinli olmayı, sağlıklı beslenmeyi, düzenli olarak spor yapıp, para biriktirip, belirlediği hedeflere ulaşabilmeyi ister. Her yeni yılda, gelecek sene değiştirmek istediklerimizi yazar, hayal ederiz. Oysa birçok şeyi değiştirmek yerine sadece bir hedef belirleyip, sabırla ve azimle ona sıkı sıkı sarılarak çok daha başarılı olabiliriz.
Allah’ın bize sunduğu irade gücü denen sihirli bir değnek var ve hayal ettiğimiz bütün bu sağlıklı yaşam değişimlerini sırayla yapabiliriz. İrade gücü, eğitilebilen bir zihinsel kastır. İrade gücünü geliştirenler ve sabırla, istikrarla hedeflerine yürüyenler daha mutlu ve başarılı bir hayat sürebilirler.
Hayatımızın pek çok anında bizi sınayacak bir durumla karşılaşabiliyoruz. Buzdolabının rafındaki çikolata, pudinge hayır demek zor olabiliyor. Ya da işten eve dönünce spora gitmek yerine tembellik ederek oturup abur cubur atıştırarak televizyon izlemek daha ilgi çekici gelebiliyor.
İrade gücü nedir ve nasıl irade gücünü geliştirebiliriz?
Düşünce, duygu ve tepkilerimizi kontrol etme ve yönlendirme gücü sağlayarak bizim zorlu durumlarda hayatta kalabilmemizi sağlayan güç irade gücüdür. Buna bir çeşit ahlak kası da denilebilir.
Günlük hayatımızda, hırslı olmak, iradeli olmak, kararlı olmak, disiplinli olmak, kendini kontrol edebilme gibi farklı kelimeleri irade gücü kelimesi yerine kullanıyoruz.
1960’lı yıllarda sosyolog Walter Mischel “Çocukların anlık tatminlere karşı koyabilmesi” konulu bir araştırma yaptı. Deneye katılan çocuklara bir şekerlemeyi şimdi yiyebilme veya 15 dakika oturup bekleyerek iki şekerleme yiyebilme seçeneği sundu. Çocuklardan bazıları beklemekte zorlandı ve hemen önlerine konan şekerlemeyi yedi. Kimileri ise zorlansa da 15 dakikayı tamamladı ve bekleyerek iki şekerlemeyi aldılar. Seneler sonra aynı çocukların yetişkin hayatlarına bakıldığında bekleyebilen, anlık tatmine karşı koyabilenlerin daha sağlıklı, mutlu ve varlıklı yetişkinler olduğu gözlendi. Kendini kontrol etme becerisi ve irade gücü düşük olanların ise akademik olarak daha gerilerde kaldıkları, kilo fazlası sorunu yaşadıkları, alkol-madde bağımlılığına yatkın oldukları ve ilişki sürdürebilmekte zorluk çektikleri ve genelde boşanmış bireyler oldukları belirlendi.
İradeli olmak; İstenmeyen alışkanlıkları devam ettirme dürtüsünün önüne geçme becerisi olarak tanımlanabilir. Tembelliğin ve üşengeçliğin panzehiri olarak kullanılır. Zihinsel ve yaşamsal anlamda başarıya giden basamaktır. İradeli olmak aynı zamanda öz disiplinli olmayı da gerektirir. Disiplinli olmak ve ufak rutinlere sahip olmak iradeyi güçlendirir.
Ancak her kasta olduğu gibi fazla kullanımı yorgunluk yaratabilir. İrade gücü kullandığınız bir durumun hemen ardından yeniden kullanmak gerektiğinde ilki kadar sağlam duramayabilirsiniz.
İrade gücü sınırlı bir kaynaktır!
Duygusal olarak zorlandığınız bir olaydan sonra, bağışıklık sisteminizin esnasında insanın kendini kontrol etme gücü azalır. Birden fazla seçim yapmak zorunda kaldığınız bir durumun ardından karar verme ve kendini kontrol etme gücünüz azalır. O yüzden zihinsel dayanıklılık gerektiren şeyleri bir arada yapmamaya dikkat etmek gerekir.
Önemli kararları taze, sakin ve dingin olduğunuz zaman vermekte yarar vardır. Zorlu geçen bir haftanın sonrasında, haftanın tüm yorgunluğu üzerine karar vermek, seçim yapmak çok da doğru olmayabilir bazen. Çünkü o zaman yorgunluk, üşengeçlik devreye girerek, irade gücü zayıflayacağından yapılması gereken, doğru olana direnmek zorlaşacaktır.
Güzel ve erken bir akşam uykusu ve iyi beslenme, irade gücü egzersizi sırasında ihtiyacımız olan kaynaklardır. Anlık şekerli gıda alımı bu zihinsel kasın canlanması için enerji sağlar. O yüzden zorlu kararlar sonrasında canımız tatlı bir şeyler yemek isteyebilir. Ancak diyet yapanların diyeti bozabilecekleri anlamına gelmemeli. Düzenli beslenerek, öğün atlamadan, kısa aralıklarla sağlıklı atıştırmalar yapan kişilerin kan şekeri düşmeyeceği için irade gücü ve kendilerini kontrol etme becerileri artarak diyetlerine devam etmelerine yardımcı olacaktır.
Beslenme ve egzersizle ilgili olarak, yediklerini ve yaptıkları egzersizi yazarak kayıt tutanlar başarıya ulaşanlardır. Aynı işlemi irade güçlendirme egzersizleri için de uygulayabilirsiniz. Kendinize rutinler belirlemeniz ve o rutinlere uymaya çalışmanız düzenli egzersiz yapmanızı sağlar. Haftada en az 3-4 gün hangi şartlarda olursa olsun yürüyüşe çıkmak ve bu kararlığınızı uygulamaya devam ettirmek, bir spor günlüğü tutarak nasıl ilerlediğinizi görmek, iradenizi güçlendirmek ve alışkanlık geliştirmek için faydalı bir çalışma olabilir.