Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2014 yılının Uluslararası Aile Çiftçiliği yılı olarak kutladı. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde 500 milyondan fazla aile, çiftçilikle geçimini sağlıyor. Türkiye’de tarımdan çıkış nasıl yaşandı? Büyükşehir yasası neler getirdi?
Aile Çiftçiliği Yılı boyunca ulusal, bölgesel ve küresel ölçekte yapılacak etkinliklerle küçük çiftçilerin sorunları ele alınacak ve çözüm yolları aranacaktır.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde 500 milyondan fazla aile, çiftçilikle geçimini sağlıyor. Toplam tarım üretiminin büyük oranda aile çiftçileri tarafından yapılıyor olması aile çiftçiliğinin önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca aile çiftçiliği, üretim hacmi açısından gıda güvenliğinin sağlanması, kaynak kullanımı açısından etkin kullanımın sağlanması yoluyla doğal kaynakların korunmasında çok büyük etki yapmaktadır. BM hem aile çiftçiliğinin önemine dikkat çekmek hem de yukarıda belirtilen amaçları gerçekleştirmek için bu girişimi başlatmıştır.
Avrupa Birliği de kırsal kalkınmaya her yıl artan oranlarla bütçe ayırmaya devam etmektedir. 2014-2020 yılları arasını kapsayan yedi yıllık dönemde bu desteklerin daha da artırılması planlanmaktadır.
BM ve AB aile çiftçiliğinin öneminin farkında olarak gerekli aksiyonları almaktadır. Türkiye dışında bunlar olurken, tarım ülkesi olan Türkiye’de neler olduğunu belirtmeden önce aile çiftçiliği ve önemi ile ilgili olarak bazı bilgiler aktaralım.
Aile tarafından tarım ile bağlantılı olarak gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamı aile çiftçiliği olarak tanımlanmaktadır. Gerek kalkınmakta olan gerek kalkınmış ülkelerde aile çiftçiliği gıda üretimi alanında en yaygın olarak görülen yapıdır. BM tarafından belirtilen aile çiftçiliğinin geliştirilmesi için öncelikli olarak ele alınması gereken unsurlar şu şekildedir:
- Tarım ile ilgili ekolojik koşullar ve toprak özellikleri
- Politikalar
- Pazarlara erişim
- Tarım alanlarına ve doğal kaynaklara erişim
- Teknoloji ve diğer hizmetlere erişim
- Finansal kaynaklara erişim
- Demografik yapı
- Ekonomik ve sosyo-kültürel şartlar
- Mesleki eğitim
Aile çiftçiliğinin önemi:
- Aile çiftçileri küresel gıda güvenliği açısından çok önemli bir yere sahiptir
- Aile çiftçiliği geleneksel gıda ürünlerinin korunmasına yardımcı olmaktadır
- Dengeli beslenmeye olanak sağlar
- Tarımsal biyoçeşitliğinin korunmasına katkıda bulunur
- Kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasında önemli bir etkendir
- Gelir kaynaklarının artırılmasına olumlu etki yapar
- Sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlar
- Yerel ticaret ağlarının ve kültürün bir parçası olan aile çiftçileri, gelirlerinin büyük bölümünü yerel ve bölgesel pazarlarda harcayarak tarım ve tarım dışı alanlarda istihdam yaratılmasına da katkı sağlar
Büyükşehir Yasası ile Mart 2013 yerel seçimlerinden sonra yaklaşık olarak 17 bin köy, köy statüsünden çıkarılarak mahalle yapılacaktır. Bununla birlikte 600 belde köy statüsüne getirilecektir. Bu değişimden, tarım alanlarının olumsuz etkilenmesi, köylerde işsizliğin artması, alt yapı yetersizliklerin getireceği sorunlar, uygulanmış ve uygulanmakta olan tarım politikalarının olumsuz sonuçlarının daha etkili olması gibi sonuçlarla karşılaşılacağı çok büyük bir ihtimal olarak görünmektedir. Bu sürecin tarımla birlikte kültür, sosyal yaşantı alanlarında da olumsuz etki yaratacağı tahmin edilmektedir.
Köylerin mahalleye dönüşmesi nedeniyle tarım ve hayvancılığın yani aile çiftçiliğinin karşılaşacağı sorunlar ile birlikte, köy tüzel kişiliğine ait tüm varlıklar belediyelere devredilecek. Tarım alanları ve meraların imara açılması söz konusu olacak. İmara açılacak olan bu alanlara verilecek değerler, tarımsal üretimden hali hazırda yeterli kazancı elde edemeyen çiftçilerin bu alanları satarak üretimi bırakmalarına neden olabilecek. Belirli bir dönemdir uygulanan tarım ve ekonomi politikaları dolayısıyla tarımsal üretim yapmaktan vazgeçerek şehirlere taşınan çiftçi sayısı bu süreç ile birlikte daha da artacaktır.
Tarımdan çıkışın önemli etkenlerinden birisi de gübre, mazot, tohum, ilaç gibi tarımsal girdilerin yüksek fiyatlarıdır. Girdi fiyatları sürekli artarken tarım ürünlerinin fiyatı da aynı oranda artsa herhangi bir sorun oluşmayacaktır. Fakat, özellikle son on yıldır girdi fiyatlarındaki artışı, tarımsal ürün fiyat artışları ile karşılaştırdığımızda yaşanan sorunu somut olarak görebilmekteyiz. Büyükşehir Yasası getireceği ortamda ve şartlarda çiftçilerin tarımsal üretimden vazgeçmesinin daha da hızlanacağı öngörülebilir bir sonuç olarak değerlendirilmektedir.
Tarım topraklarının amaç dışı kullanımında büyük artış, ovalarını, sulak alanlarını kaybeden bir Türkiye varken bu yasanın olumsuz etkileri kayıpları daha da artıracaktır. Yöneticilerin, yönettikleri yerlerin sanayi, turizm, yapılaşma, şehirleşme yoluyla gelişeceği inancı bu kayıpların oluşmasında önemli bir diğer etkendir.
Ayrıca, köylerin binlerce yıllık geçmişleri, yaratmış oldukları kültür, sosyal yapı, gelenekler, görenekler, yerel lezzet ve anlayış bu süreçte kısa zamanda olmasa bile; orta ve uzun vadede zarar görecek, bozulacak ve belki de yok olacaktır.
Dünyada kırsal kalkınmanın, aile ve küçük çiftçiliğin önemi çok net olarak anlaşılmış, geliştirilmesi ve güçlendirilmesinin faydaları belirlenmiş, stratejik planlara dahil edilmiş ve bu yönde gerekli adımlar çoktan atılmaya başlanmıştır. Artarak devam eden destekleme ve bilinçlendirme faaliyetleri ile gıda güvenliğinin sağlanması, etkin ve verimli kaynak kullanımı anlayışının yerleştirilmesi, sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlanması, doğa, biyoçeşitlilik ve çevrenin korunması amaçlanmıştır.
Dünyada bunlar olurken; Türkiye’de mevcut birçok problemle mücadele etmekte olan aile çiftçilerinin sadece üretim açısından değil, ekonomik, sosyal, psikolojik gibi birçok farklı konuda büyük bir sorunu daha yaratılmıştır. Bu sorun artık sadece köylerin ya da çiftçilerin sorunu olmayacaktır. Büyük kentlerde yaşanan nüfus artışları hızlanacaktır. Mevcut durumda altyapı, trafik, işsizlik, güvenlik, barınma, sağlık, eğitim, atık sorunlarının yönetilemez olduğu büyük şehirlere direk olarak bağlanan köylerin getireceği yükle birlikte, köyden kente göç edenlerin yaratacağı problemler daha ciddi boyutlara ulaşacaktır.
Aslında, büyük şehirlerde yaşanan problemlerin çözümüne katkı sağlayacak en önemli konu şehirden köye tersine göçün oluşturulabilmesidir. Böyle bir etkinin yaratılması ancak çiftçiliğin geliştirilmesi, çiftçi ailelerin kazançlarının yaşam kalitelerini artırmasına ve sürdürülebilir hale getirmesine olanak sağlayacak politikaların belirlenmesi ve uygulanması ile olacaktır. Bununla birlikte, sürdürülebilir yaşamı bugün ve gelecek nesiller için sağlamanın en etkili yöntemlerinden birisi de bilinçli çiftçiliğin gelişmesini sağlayacak stratejik, operasyonel ve taktik seviyedeki hedeflerin belirlenmesi, bunlara uygun politikaların geliştirilmesi ve titizlikle uygulanmasıdır.