Kafa karışıklığı yaratarak maskeleme, asıl olan biteni görmeyi engelliyor. Korku ve endişe salgını insanların yaşam enerjilerini tüketiyor.

Zihinsel ve duygusal bağlılıklar gelişmeyi geriye çeviriyor. Kaynaklar tüketiliyor. Kaynaklar gizleniyor. Kaynaklar yok ediliyor. Bilginin doğasına olan karşı çıkışlar, aktarımını da yasaklamak istiyor!
Tarih boyunca birçok kütüphane yakıldı, yıkıldı ve yok edildi. Bilginin iletimi engellendi. Doğal olarak gelişen süreç tökezletildi. Bilinenler unutturuldu. Unutulanlar hatırlatılmadı. Binlerce yıllık emekler harcandı. İnsanlar bilgiden mahrum ve mahzun olarak bırakıldı.

Kimlerin yaktığı konusunda üzerinde tartışma ve ihtilaf hala devam etmektedir. M.S. 700 – İlk Katoliklerden kalma 10.000 ruloluk el yazmasını yakılması. M.S. 783- İsoryalı Leon tarafından Bizans kitaplığında ki 300.000 kitabın yakılması. M.S. 789 – İçinde binlerce kitap bulunan Torur, Nantes ve Toledo kitaplıklarının Charlemagne tarafından yakılması.
M.S. 1300 – İstanbul’u ele geçiren Haçlılar, İstanbul’u yağmalarken kütüphaneleri de ateşe vermişlerdir. M.S. 13 yy. – Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın ele geçirdiği yerlerde bulunan bir çok kütüphaneyi yaktırması. M.S. 13 yy. – Cengiz Hanın torunu Hülagu Hanın Bağdat’ta ki Bâtini Kütüphanesi’ni yaktırması.
Önce Alamut Kalesi’ndeki Bâtıni Kütüphanesini daha sonra da Bağdat’ta ki elyazmalarını yaktırmıştır. M.S. 14 yy. – Ortaçağ Avrupa’sında Katolik Kilisesi’nin yaktığı binlerce kitap. Katolik Kilisesi’nin skolastik düşüncesinin doğmalarına aykırı bilgilerin yer aldığı binlerce kitap, bu kitapları yazanlarla birlikte yakılarak yok edilmiştir. M.S. 15 yy. – İspanyol Engizisyonu’nun yaktırdığı Endülüs kütüphaneleri. M.S. 16 yy. – İspanyolların, Maya ve İnka elyazmalarını yakmaları.

Günümüzde ise en gelişmiş ülkelerde bile kitap okuma alışkanlığı oranı yüzde 14’ü geçemiyor. Kitle iletişim araçları ve kitle teknolojik oyuncakları insanları kendilerine esir ediyor. İnsanlar çağdaş oyuncaklarının başında saatler geçiriyor.
Bilgiyi sevmiyor, kabul etmiyor, kendisini bilen zannedip bir oyun ve eğlence hayatı geçiriyor. Teknolojinin süslü püslü ve cicili bicili araçları ile görüş ve kavrayışlarını sığ ve dar olarak tanzim ediyor. Kısa dalgaların mayıştırdığı jöle beyinli insanlar türetiliyor.

Günümüz kütüphane yıkımları, gözümüzün önünde ve zihnimizin içinde oluyor. Gözümüzün önünde bulunanlar değersizleştirilip gözden düşürülüyor. Zihinlerimizde bir oyalanadurma süreci işletiliyor.
Dikkatler dağıtılıyor. Kavrayışlar zayıflatılıyor. Odaklar kaydırılıyor. Düşünceler önce daraltılıp sonra azaltılıyor. Günümüz bilgi soykırımları eskilerden çok daha büyük bir maharetle ve her gün gerçekleştiriliyor.


