Ruhun müziğini hep duyabilir, yaşamın dansını hatırlayabilir. Yuvanın anılarını canlı tutabilir. Keşfetmeye dair sonsuz merakı ile doğası gereği sahip olduğu yüksek enerjisini açabilir.
Evrenin sana bir armağanı var. Saydam…Öyle saydam ki koşulsuz sevgiyi yansıtıyor. Enerji, senin anlamlandırmana göre iyi kötü, pozitif negatif, düşük titreşim, yüksek titreşim, olumlu olumsuz olabilir. Oysa onun için herşey ışıktır. O olanı olduğu hali ile görür.
Hepsi ışığın halleridir. Enerji ışıktan gelendir ve o bunu sezgileriyle bilmesine rağmen senden yayılanı pozitif, negatif diye adlandırmaz. Öylesine açıktır ki yayılan enerjiyi sadece alır. Ona istediğin şekli verebileceğin kadar esnektir.
[quote]İstersen televizyon karşısında oturan bir heykele dönüştürebilirsin. Televizyon ona iyi bakacaktır. Hiç kıpırdamadan saatlerce orada kalabilen küçük Buda’ya dönüşecektir.[/quote]
Zihnini çalıştırmayı zorla öğrettiğin bir hale dönüşecektir. Tamamen kristalin formdayken, ışığını bizim bildiğimiz gibi olmayan bir zaman dilimi içinde, an içinde kapatacaktır. Bu bir seçenek tabii… Özüne yakın, özünü hatırlatan yollar da sunabilirsin ona…
Ruhun müziğini hep duyabilir, yaşamın dansını hatırlayabilir. Yuvanın anılarını canlı tutabilir. Doğasının yüksek enerjisini, keşfetmeye olan merakıyla açabilir. O bir lotus çiçeği gibi açılırken ailen, evin, komşuların, bulunduğun il, ülke, dünya, gezegenler, evren ışıldayacaktır. Hani kendi hayalleri olan, içlerindeki sevgi yayıldıkça kalpleri çoşturan, masumiyet, tebessüm, neşe barındıran ve anlık gözyaşlarının bir an sonra kahkahaya dönüşebildiği, adeta pembe bir quartz kristali gibi kalpleri genişleten…
Tanıdın mı onu?
Onu tanıdıysan yuvayı da hatırlayabilirsin. O ışıktan gelen, yuvanın kokusunu tazecik getiren, birleştiren, affeden, sana ait olmayan ama senin kanalınla burada topraklanan ve vakti gelince tabiatıyla özgürlüğüyle uçacak olan…
Hatırladın mı onu?
Sana bir ipucu vereyim istersen. Gözlerini kapat, bir ortam hayal edelim seninle… Örneğin burası bir restoran olsun. Bir anda yanından bir şey geçsin. Öyle bir şey ki şefkat hissetsen, kabul halini hissetsen, kucağına alıp onu koklamak, bağrına bastırmak isteği yayılsa içinden…İçindeki çocuktan koşulsuz sevgi akıverse… Görebildin değil mi onu? Biliyorum onu seviyorsun. O sana kendi içindekini de gösteriyor. Lütfen onu severken, onun farkında ol. Yürekten onurlandırmak gibi…Ona saygı duy. O kıymetli bir hazine…Seni sadece an içinde sonsuz kere cennete götürebilen… Evet içindeki ses en başından tanıdı onu. Her zaman güven o içindeki sese…Bak şimdi bile bir farkındalığa hizmet etti saydamlığıyla… Onun hamuru neşeden…
Onun adı: ÇOCUK