Kemaller karışmış olmalı

Son zamanlarda o güzel “Kemal” isminin önünde Sus Kemal, Bırak Kemal, Koltuk Sevdalısı Kemal ve benzeri manşetler görünce, kanımız donuyor ve rahatsız oluyoruz. Varlığından da rahatsız oluyoruz belki ama sahibinin ve bulunduğu yerin hatırından susuyoruz.

Kemaller karışmış olmalı

Hepinizin anladığı gibi Ana Muhalefet Partisi liderinin sürdürdüğü bu tutumdan rahatsızlığımı dile getiriyorum artık.

Uzak durmaya çalıştığım, kendimi bu kirliliğin içinde apolitik olmaya zorladığım şu günlerde hiçbir işe yaramayan ve asıl görevi muhalefet olmayı yerine getiremeyen Ana muhalefet partisinin liderinden dem vuruyorum.


Kimi zaman kendisine katıldık, kimi zaman destekledik, akıl hocası olmuş kişiler için bile sempati toplamaya çalıştık.

Değmedi!

Çoğu zaman güldürdü, bağırmaya, bağırarak anlatmaya çalıştı, ama kendisi de anlamadı ki bağırmakla muhalefet olunmuyor.

Olmadı!

Onlarca sebebi vardı oysa yerle bir etmek için hükümeti yermek, onlara karşı savunduğu ideolojiyi öne çıkarmak için ama, lafla peynir gemisi yürümedi.

Yürümedi!

Bizler, Cumhuriyet çocukları! Önemli değildi bizim için bizi yansıtan bir topluluğun başında kimin olduğu, o ideolojiyi bizimle beraber kimin savunduğu… Kimin kardeşlik, barış, dostluk ve birlik içinde bizi yaşamaya iteceği…

 

Artık önemli! En az akıntıya kapılmış bir geminin dümeni kadar önemli baştaki!

Savunucu, birleştirici ve güçlü olması önemli!


Neden diye soruyorum, neden yaptık bunları? O kadar gaf bile yeterdi bize, dur demek için. Ne oldu? Algımız mı yanılttı bizi, yoksa algılamakta problem mi yaşadık ? Kim bilir…

Herkesi düşünmeye, düşünürken göreve davet ediyorum.

Algılarımız değil, birliğimiz önemli olsun, bizi savunan Adam gibi Adam olsun!

Biz Kemal ismini çok severiz. İsmin öneminden değil, bu daha çok bize kattıklarından, hatırlattıklarından dolayıdır.

İşte bu yüzden, sakın ha! Kemalleri karıştırmayalım!

Kıssadan Hisse:

Atatürk Diyor Ki;


“Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahluk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz.”

Atatürk ve Türk kadınına verdiği önem