Uzun dönemdir yaşadığımız seçimlerden bir benzerine daha yaklaşmış bulunuyoruz, “ülkecek!..” 2014 Türkiye’ sinin Cumhurbaşkanlığı seçimi; çok az bir zaman kaldı…
Benzer derken, seçim sonuçlarını kastediyorum; seçim sonuçları derken, başından belli olan seçim sonuçlarını kastediyorum!
Kastediyorum da “nooluyor?!”
Kastettiğimle kalıyorum, ben ve kasttettiğim birbirimize bakıyoruz, baş başayız; o bana kaş göz işareti yapıyor, ben ona… Ve bu baş başalık başa bela, can sıkıntısı, sinir bozuntusu, mide gıcırtısı, komşunun takırtısı, son ses tivinin miting bağırtısı…
-Artık yeter!.. Diyecek oluyorum, yine o garip sinir bozucu sesler, artarak süregelmekte; ve ehliyetsiz, hem de körü körüne; ne korna, ne selektör, fren pedalının istifa dilekçesi sümen altında çürümekte; sıkıysa kaçma ve mutlu sonunu kucakla!..
Yine bir seçim vakti, yine sonucu başından belli; böyle bir durumda da insanın seçesi gelmiyor hani!.. Kimi seçeceksin, seçebilecek misin, bunu gerçekten yapabilir misin?!
“Tam seçeyim diyorsun; pat, burda seçilmişi var!” Seçimler, referandumlar; hepsinin seçilmişi, cevaplanmışı var. Yıllar önceki bir Cem Yılmaz esprisini çağrıştırıyor bu durum; tek farkı, gülemiyorsun. Ama gülmüyorken düşünüyorsun… Sonra bir bakıyorsun, düşüncelerinle baş başasın, iyice yanaşıyor, sımsıkı sarılıyorsun…
Ve bu düşünceler, işte bu düşünceler; hoş geldiniz, sakın gitmeyiniz…
“Seçim gelmiş neyime, anam anam garibem,” diye bir türkü uyarlama isteği dürtüklüyor… Tam uyarlayacak oluyorsun; bu uyarlama isteği sinirini bozuyor, vazgeçiyorsun.
[quote]Seçimi kimin kazanacağı değil, kazanacağı kesin olanın ne kadar farkla kazanacağı tartışılıyor, konuşuluyor, yorumlanıyor… Durum, bir sinir zorlaması olarak etkisini gösterdiğinde sıyrılmaya çalışıyorsun; sıyrılıyor, sıyrılırken de hafif hafif sıyırıyorsun…[/quote]
– ‘Ortada gerçekten bir başarı mı var, yoksa bir taraftaki başarısızlık diğer tarafı başarılı mı gösteriyor?’ diyorsun, kendi kendine! Sonra dönüp kendi kendine cevap veriyorsun. Bu cevabın etkisi bir gerilime dönüşüyor! El kol işareti yapıyorsun kendi kendine, en ağırından! Sonra, kendi kendine karşılık veriyorsun. Kendine karşılık verirsen sesin çıkmaz mı kendinin?
Çıkıyor!..
Bir giriyorsunuz birbirinize, üçüncü sen gelse ayıramaz…
Neyse ki kısa sürüyor bu durum; seçim ertesine kadar! Sarılıp barışıyorsunuz sonra, mutluluk pozları veriyorsunuz; geçen seçimin ardından manzaraya bakıp, kadeh tokuştururken.
Seçiyorum,
Seçiyorum,
Se-çi-yo-rum,
Seeeç-tii…
Tam seçecektim ki; araya erken rezervasyon, hır ve bol miktarda gür kaçtı.
Çıkartana kadar da son vagon görüntüden kaçtı.
Son vagonun dumanı, havada güzel bir iz bıraktı!