Sundance, Berlin ve İstanbul festivallerinden ödülle dönen, kör bir kadının hayal gücü ile var olma öyküsünü anlatan Körlük, Başka Sinema kapsamında vizyonda.
[divider]
BLIND / KÖRLÜK
YÖNETMEN: Eskil Vogt
SENARYO: Eskil Vogt
YAPIMCI: Sigve Endresen, Hans-Jørgen Osnes
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ: Thimios Bakatakis
MÜZİK: Henk Hofstede
YAPIM YILI: 2014
ÜLKE: Norveç
OYUNCULAR: Ellen Dorrit Petersen, Henrik Rafaelsen, Vera Vitali, Marius Kolbenstvedt, Stella Kvam Young, Isak Nikolai Møller, Jacob Young
[divider]
Morten ile sakin bir evliliği olan Ingrid yazarlık yapmaktadır. Genetik hastalıktan ötürü kör olur. Yeni eve taşınırlar. Görme yetisini kaybettiği için seslere olan hassasiyeti artar. Dışarı çıkmaya niyetlense de komşuları Elin ve Einar’dan duyduğu sesler Ingrid’i tedirgin eder.
Zihnindeki gerçekleri kaybetmemek adına hikâye yazar. Kocası Morten işe gitmeyip bazen karısının hareketlerini izler.
Elin öğretmendir. Kocasından boşanmıştır. Kızından ayrı yaşar. Einar, Elin’in karşı apartmanında oturur. Hayatını cinsel fetişleri üzerine kurmuştur. Belli bir işi yoktur. Elin’i gizlice gözlemlemek dışında.
Elin ve Einar, Ingrid’den bağımsız olsalar da Ingrid’in hayal gücü ile yaşamlarının parçası haline gelir. Bu noktada hayal ve gerçek ayırt edilemez.
Körlük, Eskil Vogt’un ilk uzun metraj filmi. Kendisini İstanbul Film Festivali’nde ses getiren Joachim Trier’ın Oslo, 31. August (2011) filmi ile tanıdık. Trier’ın Reprise (2006) filminin senaryosunda da katkısı var.
[quote]Vogt filmin biçimine nasıl karar verdiğini şu şekilde açıklıyor: “Filmde körlük nasıl gösterilir? En bariz yöntem ekranı karartmak, izleyiciyi sesle yönlendirmek olacaktır. (…) Bense çokça, bir ayrıntıyı soyutlama ya da bir görüntüyü daha fazla tutma yoluyla görsel beslemeyi kısıtladım. Filmin biçimi ve biçeminin kilidi bu oldu. Ve körlük, çelişkili de olsa, çok sinemasal aslında; sinemanın en temel yanlarını içeriyor: görmek, görülmek, aydınlık, karanlık…”[/quote]
Vogt şüphesiz iyi bir senarist. Seyirciyi Ingrid’in zihninde dolaştırmakla kalmayıp görememe ve yazarlık arasında sağlam bağlar kuruyor. Senaryo Ingrid’in yazdığı hikâye ile bütünleşince senaryo sanki Ingrid’in elinden çıkmış gibi.
Senaryoda mizah öğeleri de mevcut. Gerilimi tırmandırma adına bu öğeler kullanılıyor. Hatta Ingrid bile kafasında kurduğu gerçekliğe gülüyor.
İstanbul Film Festivali’nde ses getiren Dogtooth (2009) filminin görüntü yönetmeni Thimios Bakatakis’in Körlük filmindeki gerçeküstü atmosfere katkı sağlayan görüntü çalışması gayet başarılı. Bu olumlu özelliklere rağmen madalyonun öbür yüzü yönetmenlik kısmında aynı başarı söz konusu değil. Vogt elindeki iyi senaryonun da etkisiyle sırtını tamamen olay örgüsüne yaslıyor. Her iyi senarist yönetmen koltuğuna oturduğunda en çok bu hatayı yapar. Olay örgüsüne yaslandığı zamanda hedeflediği etkiyi belli bir yere kadar yakalayabiliyor ve yüzeysel olmaktan kurtulamıyor. Ingrid’in durumunu daha iyi anlatabilirdi.
22 Temmuz 2011’de gerçekleşen, 77 kişinin hayatını kaybettiği patlamaya gönderme yapılıyor ama filmden çıktıktan sonra pek akılda kaldığı söylenemez.
Aldığı önemli ödüller beklentileri artırsa da Körlük filmi başyapıt değil. İlk film olarak iyi bir başlangıç sayılabilir. Olumlu ve olumsuz özellikleri barındıran, vasatın biraz üzerinde olan filmin son dönem İskandinav sinemasının kendine özgü havasını kimi zaman gösterdiğini söyleyebiliriz.
Fragman
http://www.youtube.com/watch?v=8kuBNgpsFOg