Suriyeli Mülteciler ve Türkiye

Son günlerde ülke insanımızı endişelendiren, ‘Ne olacak bu işin sonu’ diye kara kara düşündüren bir gündemimiz var. Suriyeli mülteciler…

indigo dergisi kapak eylul 2014 suriye bayrak

‘Komşumuzun sorunu bizi ilgilendirmez’ demek ne insanlığa ne komşu ülke olma hukukuna sığmaz. Ama destek olacağız derken ‘ Saldım çayıra mevlam kayıra’ mantığını güdersek ve sonuçlarını düşünmeden desteğin sınırlarını vurdum duymazlığa kadar genişletirsek kendi ülkemize zarar veririz. Zaten çoktan genişlettiğimiz için de şu anda malum sorunları yaşıyoruz.


Bir ülkeden başka bir ülkeye geçmek normal şartlarda bir çok prosedür gerektirirken ve kaçak geçiş yapma ihtimali imkansıza yakınken, ülkemizin Suriye sınırından kaçan ve neredeyse bütün şehirlerde gördüğümüz kaçak Suriyeli mülteciler gerçeği hepimizi ürkütüyor.

Hele bir de zaten çaresizlik içinde olan bu insanlar dilendirme çetelerinin eline düşerse ya da aç kalıp dilenmek zorunda kalırsa her sokak başında çoluk çocuk, yalın ayak dilenen insanların oluşturduğu bir dramla karşı karşıya kalıyoruz.

[quote]Komşunuzun evi yandığında ona destek olmak için elinizden geleni yaparsınız değil mi? Ama kendi evinizin düzenini uzun süre bozacak, çocuklarınızı olumsuz etkileyebilecek bir yardımdan kaçınırsınız ve evinizin kapısını açık bırakarak ‘ isteyen girsin ne isterse yapsın’ demezsiniz. Biz şu anda tam olarak bunu yapıyoruz maalesef.[/quote]

Bu durum Suriyeli mülteciler için bir sorun teşkil etmez. Sorun bu durumun bizim ülke düzenimizi bozmasıdır. Dolayısıyla önlem alacak, çözüm üretecek taraf Türkiye Cumhuriyeti’dir.

suriyeli-multeci-kampı-indigodergisi
Mülteciler hayatta kalmak amacıyla o cehennemden kaçıp Türkiye’de umut aramaktalar. Mülteci kampları bazılarına hitap etmediği için ya da başka türlü sebeplerden dolayı kaçak giriş yapıp, kaçak çalışarak hayatlarını devam ettirme çabasındalar. ‘Kaçmasınlar canım’ diyebilir miyiz? Hele bir de biraz paraları varsa istedikleri yerde ev kiralayıp yaşayabiliyorlar. 5-6 aile birleşip sağlıksız koşullarda  yaşamaya çalışıyorlar. Kiralık ev bulabiliyorlar ve hiç bir denetim yok.

Kaçak girişleri engellemek, giriş yapan her mülteciyi kayıt altına almak ve kontrol altında tutmak TC hükümetinin sorunu ve sorumluluğudur. Zaten hassas ve sağduyulu Türk halkının Suriye halkı için yaptığı istikrarlı yardımlarla, bir değil birkaç mülteci kampı bir süre ayakta durur.


suriyeli mülteciler-indigodergisi

Bir tarafa yardım ederken asıl can ve mal güvenliğinden sorumlu olduğunuz Türk halkını mağdur etmeye devleti yönetenlerin hakkı yoktur.

Ben bir anne olarak çocuklarımı sokağa göndermeye çekiniyorum. Bunu asla aşağılama olarak algılamayın. Onlar da insan. Ama şu andaki tek öncelikleri hayatta kalmak, çocuklarını beslemek, karınlarını doyurmak. Dolayısıyla her yol onlar için normal olarak mübahtır. Ben de, siz de  onların çaresizliğinde olsaydık belki karnımızı doyurmak için  her yolu deneyecektik. Benim çocuğumun önünü kesip şiddet kullanarak parasını alsalar, canına kastetseler bunun hesabını bana kim nasıl verir?

[quote]İnşaatlarda ve nakliye şirketlerinde cüzzi ücretlere izinsiz ve usulsüz çalışan mülteciler, benim işçimin evine götüreceği ekmek parasına ortak oluyorlar. Bunun yerine mülteci kamplarında onların da kontrol altında çalışabilecekleri imkanlar sağlayıp, karşılığında ücretlerini verseniz, herkes hak yoldan, alın teriyle parasını kazansa ve ülke ekonomimize katkı sağlansa ne olur? Bunları organize etmek, kaçak mültecilerin yol açtığı  sorunları temizlemekten daha mı zor?[/quote]

suriyeli-multeciler_muhacirler-indigodergisi

Mülteci kadınları el işleri yapmaya yönlendirip, bunların ülke genelinde satılmasını sağlasak mesela. Hazır balık vermesek de, balık tutmaya teşvik etsek yani. Mülteci kamplarının temizliği, yemek yapımı gibi işlerde düzenli ve adil bir iş bölümüyle hazırcılığı bitirsek, kendi sorumluluklarını üstlenseler.

Mültecilerle ilgili yaşanan bireysel rahatsızlıklar büyüyüp, ülkenin çeşitli yerlerinde toplu tepkilere dönüşmüştür. Türkiye cumhuriyeti devleti derhal, hem ülke insanının asayişini sağlayacak, hem de mültecilere yardım elini uzatacak ama aynı zamanda bütün mültecileri kayıt, kontrol ve denetim altına alacak bir formül bulmalı. Aksi takdirde kaş yapayım derken göz çıkarmaya ve ülkemizin huzurunu tehdit edecek olaylara zemin hazırlamaya devam edeceklerdir.

Sonuç olarak bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, ben şunu bilir şunu söylerim ki :


‘Suriyeli ya da herhangi başka ülkenin vatandaşı olup ülkemize sığınan  mültecilere yardım ederken, önceliğimiz kendi iç huzurumuzu, asayişimizi tehlikeye atmamak olmalı.’


Özgül Süsler
Falanca yılın, filanca ayının, bilmem kaçıncı gününde doğmuşum. Kutu kutu pense, yakan top ve misket oynamışım. Komşuların zilini çalıp kaçmışım. Balkondan sarkan komşu teyze “kimdi o? “ diye sorunca, “Bilmem” demişim...