Aslında yaşam da bir fraktal

Hikaye, 1975 yılında matematikçi ve mühendis olan Benoit Mandelbrot’un yaptığı bir araştırmayla başlar.

Hikaye, 1975 yılında matematikçi ve mühendis olan Benoit Mandelbrot'un yaptığı bir araştırmayla başlar. Aslında yaşam da bir fraktal

Aslında yaşam da bir fraktal

Matematikçi Beoit Mandelbrot bilgisayar programlamasında, veri aktarımı sırasında oluşan gürültünün nasıl etkisizleştirileceğini bulmaya çalışmaktadır.

Araştırması sırasında iletim hatlarındaki gürültünün gelişigüzel olmasına karşın kümeler halinde ve belli süreçlerde açığa çıktığını fark eder. Tüm süreci ele aldığında, bir saatlik veri aktarımı sırasında yirmi dakikada bir, gürültülü bölüm oluşmaktadır. Kısaca hatalı ve hatasız süreçler belli bir düzene sahiptir. Karşılaştığı bu tesadüfi durum ‘Kaos Kuramı’nı destekleyici niteliktedir.


Fraktal sanatı izleyiciye  görsel bir şölen sunar. İçindeki uyumsuz parçaların bütünü oluşturduğunda ne kadar uyumlu bir yapı sergilediklerini  görmek şaşırtıcıdır. Fraktallar, ‘Kaos Kuramı’ndan doğan ve gizli düzeni açığa çıkartan sanat eserleri olarak yorumlanırlar.

fractals-fraktal-yaşam-indigodergisi

Gelelim asıl soruya: Bir fraktal bize faydalı olabilir mi?

Kendi yaşantımızdaki düzensizliklerden yola çıkacak olursak,  yaşadığımız olumsuz durumların bizi duygusal olarak nasıl etkilediklerini anlamamıza yardımcı olurlar. Bu istenmeyen, canımızı sıkan duygulardan nasıl kurtulacağımızı düşünürken çeşitli çözümler üretmemize sebep olurlar ve beyin gücümüzü geliştirirler.

İstenmeyen durumları düzeltmek için çaba harcarken estetik anlayışımızı geliştirerek daha güzel sonuçlara ulaşmamıza neden olurlar. Estetik, güzel duygulara geçiş yapmamızı sağlarken yaşantımızdan, yaptığımız işlerden daha fazla haz almamıza da neden olur.


Yeni çağın yeni  sanat dalı olan fraktalların, kendi iç dünyamızdaki karışıklıkların aslında bizim ilerlememiz için meydana geldiğini anlamamızı sağlayan yapıtlar olduklarını söyleyebiliriz. Orantılı kırılım anlamına gelen bu sözcük için dilimizde nasıl bir karşılık bulunacağı da ayrı bir merak konusudur.

Fibonacci ve Altın Oran’ın doğadaki yeri


Engin Doğalı Yıldırım
1962 doğumlu olup, Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra on beş yıl eğitimci olarak görev yaptı. 2006-2007 döneminde katıldığı yazım atölyesi çalışmalarından sonra gençler için yazmaya başladı. Amacı, anlattığı öyküler aracılığı ile hem bireysel gelişimlerine yardımcı olmak hem de bilimsel konular üzerine daha fazla düşünmelerini sağlamak.