Her sabah öttüğü için horozdan ayrılan tavuk gördün mü?
Gördün mü hiç yanımda ot yiyiyor diye kavga eden kuzular,
Güzel ötmediği için ayıplanan kuş, rengi farklı diye dışlanan karga…
Duydun mu şekli farklı diye açmasına izin verilmeyen çicek,
Kokusu güzel diye, köklenen ağaç, yavaş uzuyor diye hakaret yiyen ot,
Hemen de tatlanmıyor diye küfür edilen meyve ağaçı,
Doğada göremezsin kavga, hakaret, dışlanma, farklılaştırılma,
Herşey teslimiyette, kendi döngüsünde akar gider,
Avladığı geyiğin hamile olduğunu öğrenince yaşayamaz artık o vicdan azabı ile aslan,
Sanki tüm doğa el ele vermiş ne yapması gerektiğini biliyor,
İnsanın olmadığı her köşeden sevgi fışkırıyor,
Balta girmemiş ormanların rengi bir farklı, hayvanları bir mutlu,
Peki ne oluyorda insanın olduğu her yerde kavga, güzel şeylerde yavaşlama, kötü şeylerde hızlanma söz konusu,
Dünyanın en zeki yaratıkları olarak görülen insan neden bu kadar vahşi?
Her yerde kavga, hüzün, mutsuzluk, kıskançlık, kötülük, sevgisizlik.
Aşık olmayı, sevmeyi bile unuttu mu insan?
Yoksa bilmiyor muydu?
Döngüsel yaşamıyor muydu? Öz’ünü bilemiyor muydu?
Dünyanın her yanına anında ulaşma şansı yakalamışken nasıl oluyorda, aynı hızla kötülükte yayılıyor.
Doğa, bu kadar iyi iletişim kurabiliyorken, herşey akışında kolayca ilerliyorken, insan çok sevdigine inandığı insanlarla dahi iletişimSiz.
Dünyada en çok ihticayamız olan şey sevgi. TelepatiSiz insanlar, iletişimSiz dünya değişmeli.
Sevginin yayılmasında ya da herhangi bir fikrin yayılmasında ki en önemli şey gerçek iletişim.
Gerçek kelimesinden anlatılmak istenen ise gerçekten gerçek iletişim.
Yani; bir kelime söylesek ve bu kelimenin anlamını gözlerini kapat ve tarif et desek. Herkes bambaşka tariflerde, görsellerde bulunacaktır. Yani o kelime ses olarak hepimizin ağzından aynı çıkıyor, aynı harflerin yan yana gelmesiyle oluşuyor olabilir ancak bize verdiği his, duygu bambaşka. Herkes bu kadar ayrı algı içindeyse biz nasıl ileşim kurabiliyoruz.
Sadece dil ile gerçek iletişim oluşturulamaz. Hisleri aktarabilmek için cümleler yeterli değildir.
Bir cümle kurduğumuzda kendi cümlemizi kuruyoruz, karşımızdaki de kendi cümlesiyle algılıyor. Peki ne yapacağız?
Gerçek iletişimi öğrenmeliyiz. Yani telepati ile dili birleştirmeliyiz. Hepimizin öz’ünde olan telepati yeteneğini kullanabiliriz. Yani konuşmadan anlaşma. Karşıdakinin hislerini hissederek anlaşma. Yerin, mekanın, zamanın olmadığı, daha doğrusu önemli olmadığı anlaşma biçimi.
Herkes yaşamıştır tam düşündüğünüz anda sizi arayan arkadaşınız, sevgiliniz, anneniz.
Telepati yöntemini uygulayabilmek özel bir yetenek gerektirmez sadece öz’üne dönüp, hisleri keşfetmek yeterlidir. Böylelikle karşınızda konuşan insanın cümleleri algılanabilinir.
Bu durum ne mi sağlar? Çok şey…
Size sürekli mobbing uygulayan patronunuzun birden dönüştüğünü görebilirsiniz, kavga ettiklerinizle barışır, boşanmak üzere olduğunuz eşinizle aslında hiç iletişim kurmamış olduğunuzun farkına varır, kendini çılgınca anlatmak isteği içinde olduğunuz konuşmalarda, hiç gerçek iletişim kurmadığınızı algılarsınız.
Gerçek iletişim kelimelerle olmaz. Kelimeler yeterli değildir.
Özetle; bu güne kadar kişilerle yaşadığınız tüm olumlu olmayan şeyler ortadan kalkar. En sinirli insanların nasılda size karşı melekleştiğini görebilirsiniz. Herkes tarafından kötü olarak adlandırılan insanların size nasılda gülümsediğini, kalbinde ki tüm iyiliği kolayca çıkardığını, bu güne kadar saatlerce konuşmanıza, tartışmanıza rağmen hiç sonuç alamadığınız ilişkilerinizin bambaşka noktaya geldiğini algılayabilirsiniz.
Anlatmak istediğinizi konuyu yani derdinizi istediğiniz kadar profesyonel cümlelerle ve saatlerce anlatın. Etkisi gerçek iletişimde ki gibi olmayacaktır. Ama saniyelik ( zaman, mekan kavramsız) telepatik iletişim ile tüm hissinizi geçirebilirsiniz. Yeter ki bahaneler üretmek ve o anlamaz ki gibi gerçekliği olmayan düşünceler içinde boğulmak yerine çabalayın ve ne kadar da kolay olduğunu görün.
Telepati deyip bırakmayayım sadece. Sevgisiz hiçbir şey olmaz diyenler vardır şuan. Evet sevgisiz hiçbir şey olmaz, onu da detayla bahsetmememin sebebi; sevginin gücünü kullanamayan hiç kimsenin hislerini ( özünü, ruhunu) tanıyamayacağı için, telepati yöntemini gerçek iletişim ile birleştirme şansı neredeyse yoktur. Yani kıskançlık içinde olan, kötülük, öfke, stres gibi olumlu olmayan duygularla yaşayan kişiler gerçek hislerini bulma şansları malesef ki hiç kolay değildir. Benliklerini olumlu olmayan duygular ile doldurdukları ve zihin hapisanesinde kalmayı tercih ettikleri için, ne gerçek iletişim kurabilirler ne de telepati gibi hayatı cennete çevirecek algıya ulaşabilirler…
Haydi sevgiyi en derinden hissederek telepatiyle kolayca, huzurla iletişime…