Haber geldi Amerika’dan ve Facebook bir yıl boyunca kapalı kalacak.
Buna benzer bir sosyal medya ortamı olmayacak. Ne yaparız düşündük mü? İyi mi olur? Kötü mü olur?
Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası olmaktan çıktı bayanlar için çantasındaki bir güzellik eşyası veya erkekler için tuttukları takımın o hafta oynayacağı maçtan farksız hale geldi. İlk çıktığı dönemde anlamadan dinlemeden tepki gösteren kalabalıkların sayısı giderek azalıyor. Hatta o kalabalık içinden sosyal medya bataklığına iyice bulanmış insanların sayısı az değil.
Günümüzde birçok sosyal medya alanı var ama bunlar içinde en çok kullanılanı Facebook. 25 Milyar doların üzerindeki piyasa değeri bir milyarın üstünde kullanıcısı ile aman tanrım dedirtiyor. Eskilerin deyimiyle yediden yetmişe herkesin içinde olduğu mavi beyaz ağırlıklı bir dünya. Bu dünya kullanıcı adınızı yazıp şifrenizi girdiğinizde kapılarını size ardına kadar açıyor. Çıkış dediğinizde ise bu mavi beyaz dünyadan uzaklaşıyorsunuz. Öyle bir dünyaki ne arasan var oyun, araştırma, düşüncelerini yazı karakteri olmadan dile getirme, beğendiğin videoları paylaşma. Belki de insanların öfke ve beğenilerini en rahat paylaşıldığı nokta.
Soysal medya unsurlarının bu kadar popüler olmasında akıllı telefon trafiğinin de hakkını vermek lazım. Uzun süre akıllı telefona direnen ve ilk akıllı telefonunu Şubat 2014’te alan biri olarak bu gerçeği görmezden gelemem. Akıllı telefonların satışındaki son yıllardaki patlamalarla sosyal medyada olmak değil olmamak garip hale geldi. İşin tuhafı herkes şikayet ettiği bu ortamda olmadan edemiyor. Her zaman söylediğim gibi niyetin sensin ister girer tüm gün oyun oynarsın istersen faydalı sayfaları beğenip takip ederek burayı bir öğrenme havuzu haline getirebilirsin. Türkiye’deki akıllı telefon sayısının Almanya’da kullanılan akıllı telefon sayısından daha yüksek olduğunu öğrenince bir an salakça bir gurur duyduktan sonra kendime geldim ve şu soruyu sordum? Neden? Cevabı bilmiyorum. Bu rakam bile sosyal medyasız olamadığımızı gösteriyor. Bana sorarsanız bize özgü bir sebebi de var. Meraklı milletiz ve dedikodunun kralını yapıyoruz. Kim ne demiş kim ne yapmış?
Sosyal medyadaki bilgi kirliliği doğru bilgiye ulaşmadaki sıkıntılarımız bunların hepsi bu yazının konusu değil ama hepimiz bu tarz endişelerimizde yerden göğe kadar haklıyız. Ancak sosyal medyanın bize sağladığı bazı yararları da unutmamak gerek. Facebook gibi sanal ortamlarla ilgili temel eleştiri noktası yüz yüze olmayan iletişimin zayıflığı konusudur. Fakat işin tuhafı gerçek hayatta ulaşamayacağımız insanlarla sosyal medya üzerinde tanışmak ve bu tanışmaları gerçek hayata dönüştürme şansını veren de yine sosyal medya.
Konumuza dönersek diyelim ki bir haber geldi Amerika’dan ve Facebook bir yıl boyunca kapalı kalacak. Y ada buna benzer bir sosyal medya ortamı olmayacak. Ne yaparız düşündük mü? İyi mi olur? Kötü mü olur? Canımız mı sıkılır yoksa kafamız mı rahatlar. Arkadaşsız mı kalırız yoksa daha az insana daha fazla zaman mı ayırırız? Ailemizi daha çok hatırlar mıyız? Facebook kullanırken bulduğumuz eski arkadaşlarımızı ya da yeni edindiğimiz arkadaşlarımızı unutur muyuz? Yoksa bağımızı koparmak için gerçek yaşamda buluşmalar mı tertip ederiz? Kalabalıklar içinde doyumsuz ve yalnız mı kalırız yoksa azlık içinde mutlu ve huzurlu mu oluruz? Bütün bu soruların olumlu ya da olumsuz cevapları olabilir. Arada düşünmek lazım bu sosyal medya denilen şey hiç olmasaydı ne olurdu?