Furkan’ ların yerlere saçıldığı, savaş alanına çevrilmiş bir Mescid-i Aksa, derin acılarla kol kola giren tiksindirici bir komedyadan başka ne olabilir; suçlu kim, İsrail mi?
Birkaç gün önce Müslümanların ilk kıblesi ve kutlu miracın meskeni talan edildi. Peki, şimdi biz evine hırsız girmişler gibi kaybedilenlerin ah’ı ile yananlar mıyız? Orada ne oldu, bir kayıp söz konusuysa nedir kaybettiğimiz?
Bir gazeteci ya da televizyoncu değilim. Bu da uluslar arası tepkilere atıf yaparak başlayan ve kınamalarla biten ruhsuz bir yazı değil. Basın organlarında bilmem kaç yaralıdan bahsediliyor, oysa bu doğru değil! Yazar ve basın mensubu arasındaki farkı da bu noktada görebilirsiniz. Basın mensupları olayları ve etkilerini mesleki nesnellikle yansıtırlar; onlar için önemli olan şey durumun haber niteliğidir; “bilmem kaç yaralı var” gibi- bu durumda bir yazarın yorumlarında salt nesnellik olmalıdır. Çünkü tüm Müslümanların gönlü yaralandı, Müslümanların tümü yaralı, acaba bu nesnellik çok mu iyimser? Eğer güncellik ‘gün’ kavramıyla kısıtlı değilse günler önceki Mescid-i Aksa baskınını bugün değerlendirmemiz gecikmişlik değildir, takdir edersiniz ki bazı şeylerin hazmı çok zor.
Olanlar öfke ve üzüntü ile karşılanırken, ülkemiz de dâhil olmak üzere Dünya’ nın çeşitli yerlerinde alışılagelmiş, bir avuç topluluğun İsrail’ e kin kustuğu eylem manzaralarıyla avunuldu. Gerçekten de sizin gönlünüzdeki yangın dindi mi ya da gönlünüzde bir yangın var mıydı? Fii tarihinde hangi Filistinli toprağını İsraillilere satmış, İsrail oraları nasıl elde etmiş; ne zaman savaşmışlar, kaç kişi ölmüş? Artık bunların bir önemi yok! Müminlerin kalplerinde travma etkisi yapacak dehşette bir şey gördüm: Furkan’ların yerlere saçıldığı, savaş alanına çevrilmiş bir Mescid-i Aksa, derin acılarla kol kola giren tiksindirici bir komedyadan başka ne olabilir; suçlu kim, İsrail mi?
[quote]Mescid-i Aksa, Türk dilinde ‘en uzaktaki mescit’ anlamındadır. Eğer orası en uzaktaki mescit ise en yakın mescit hangisidir, nerededir? Bilesiniz ki o mescit, ruhun aşk ile secdeye kapandığı mabet olan gönüldür.[/quote]
Komedya’ nın kitabi tabiri ise: Toplumda ve insan ilişkilerinde görülen komik ve gülünç yanların ortaya konulduğu tiyatro eseridir. Bunun konumuzla öyle bir alakası var ki bu alaka, hem büyük bir trajedi hem de aynı büyüklüğe sahip olan komedinin yansımasıdır. Sizce de Mescid-i Aksanın (en uzak mescit) Müslümanlara rağmen uğradığı saldırı büyük bir trajediyken, en yakın mescidimiz olan kalplerimizin bizim gafletimizden dolayı harap halde olması ve buna rağmen canı bırakıp, canana yanmamız komedi değil midir? Nihayetinde Mescid-i Aksa taşıdığı manevi değerlerle anlam kazanmış, o değerler olmazsa taş parçalarından ötesi olmayan bir yapı değil midir?
[quote]Taşa anlam katan gönül talan olduktan sonra taş sağlam kalmış ne önemi var?[/quote]
Artık açıkça görülüyor ki Mescid-i Aksa kalplerimizin aynasıdır. En yakın mescidimiz ne halde ise, en uzaktaki de o hal üzeredir. İsrail’ i suçlamayı bir kenara bırakalım ve gönül mabedimizin içler acısı haline bir bakalım, buyurun!