En çok Hindu ve Budist heykellerinde görmeye alışık olduğumuz mudra (mühür) denilen el hareketlerine aslında semavi dinlerin mistisizminde de rastlanıyor.
Mudra el hareketleri nasıl?
Eldeki bölgeler ve parmaklardaki boğumların tamamı insana dair unsurları temsil ediyor ve elleri farklı pozisyonlara sokarak bu kısımlar arası çeşitli bağlantılar sağlanıyor. Bu pozisyonlar temsili olmaktan öte, insan vücudunda akmakta olan enerjiyi belli şekillerde yönlendirerek kişinin kendini geliştirmesini sağlıyor.
Aralarından birçok kişiye tanıdık gelebileceklerden bazıları:
Aslında neden yaptığımızı bilmeden içgüdüsel olarak yaptığımız bir hareket Hakini mudra. Zaten işin anahtar kısmı da burada. Biz konsantre olmak için bu hareketi kodlamış olduğumuz için çalışmıyor. Konsantre olmaya fayda sağladığını beynimiz bildiği için, bilincimizden habersizce bilinçaltımızdan fırlayıp gelen bir davranış. Bir şeyi hatırlamaya çalışırken gözlerimizin sağ yukarıya bakması gibi. Toplumca aşina olduğumuz bir görüntü olduğu için de bilincimizin engellemediği bir pozisyon. Yoga veya meditasyona aşina olanlarsa anjali namaste, gyan gibi mudraları tanıyor olabilir.
Bunun yanı sıra vücudumuzdaki elementleri dengelemekten kendine güvensizlik ve cesaretsizlik anlarında güç vermeye, bitkin hissettiğimizde enerjiyle doldurmaya varana kadar yüzlerce mudra yani el hareketi vardır. Hareketlerin isimleri ve yaradıkları amaç ise tartışmalı bir konu, çünkü mantığa değil deneye dayalı bilgi ve yüzyıllardır farklı kültürlere ve tarikatlara göre görüş ayrılıkları olmuş.
Mudra nasıl çalışıyor?
Akapunktur tıbbının temel aldığı, Vücudumuzdaki meridyenler denen elektrik ağları vardır (Akapunktur bu merdiyenleri temel alır) ve son noktaları parmak uçlarıdır. Başka bir deyişle avuçlarımız ve parmak uçlarımız yoğun miktarda sinir uçlarıyla doludur ve devamlı enerji akıtmaktadır. Beyinde farklı yerlere tekabül eden bu bölgeler birbirine değdirildiğinde bir çember, yani bir devre oluşur. Normal koşullarda dışarı akıp dağılan enerji vücuda ve beyine geri döner.
Mudralar Chi ya da Prana denen enerjinin vücutta akışını sağlamaya katkıda bulunur. Bu da nöronlar arası bağlantıları kuvvetlendiren, zekayı geliştiren bir besin kaynağıdır. Oluşturulan devrelerle kişi kendini şifalandırabilir.
Parmaklar ve Anlamları
Psikolojik açıdan bakıldığında, başparmak evrenin bilincini, işaret parmağı kişisel bilinci sembolize ediyor. Orta parmak bilinçle bilinçsizlik arasındaki sınır hali, yüzük parmağı duyguları, küçük parmaksa altbilinç yani hayvansal bilinci temsil ediyor.
Yogi geleneğine göre parmakların simgelediği elementler sırasıyla şöyle: Başparmak toprağı, işaret parmağı metali, orta parmak ateşi, yüzük parmağı tahtayı ve küçük parmak suyu. Bununla beraber farklı duygu durumları ve vücudun farklı organlarıyla ilintililer.
Çin el sembolojisinde ise sıralama bambaşka. Onların bir inancına göreyse yüzüklerin de bir işlevi var. Fiziksel, duygusal ya da zihinsel bir eksikle ilgili parmağa takılan yüzüğün, o elementi güçlendirdiğine inanılıyor. Yani belli bir parmağa yüzük takmaya meyilliysek, bu bilinçaltımızın neye ihtiyacımız olduğunu bilmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Bu arada çin el okumalarına göre parmakların düz ve köşeli olması gerçekçi ve pratik yaklaşımlı kişiliklere işaret ediyor. Bu kişiler sistemli, rutin sever, düzenli kişiler oluyorlar. Konik yada daralan parmak uçlarıysa kişide tepkisellik, idealistlik gibi huyları, sezgi duyusu ve sanat sevgisini gösterebiliyor.
Farklı Kültürlerde Mudra
Mudra ismi Sanskritçe’den geliyor ve mühür anlamına geliyor. Yani bu kavram Sanskrit metinlere dayanan dinlerin hakim olduğu Uzakdoğu kültürlerde yaygınca biliniyor. Birçok Hindu tanrısını ve Buda’nın heykellerini farklı mudraları yaparken görebiliyoruz.
Semavi dinlere gelirsek, haklarında fazla bilgi olmasa da bir şekilde var olduklarını görüyoruz. İsa peygamber ve azizler çeşitli el hareketleriyle birçok kez resmedilmişler. Örneğin kutsama hareketi olan Prithvi mudra bunlardan en yaygın olanı ve bugün hala kiliselerde papazlar tarafından yapıldığına rastlıyoruz. İslamda ise bilindiği gibi Allah’ın isimlerini zikrederken ya da teşbih çekmek için parmakların boğumlarının kullanılması sünnettir. Bunun yanı sıra Mevlevilikte sema dönerken ellerin aldığı pozisyonda bir mudradır.
Mudra denilen el hareketleri nereden çıktı?
Mudralara dair bilinen en eski bilgiler ve sanat eserleri milattan önce yedinci yüzyıldan başlıyor. Ortaya çıkışına gelirsek; meditasyon yapanlar bazı meditasyonlar sırasında özellikle yoğunlaşmış haldeyken ellerinin bazı pozisyonlara gittiğini gözlemlemiş olabilirler.
Bu beynin alfa dalgalarına geçmesiyle beraber bilinçaltının daha rahatça kontrolü ele almasından kaynaklanıyor aslında. Ama meditasyon halinde değilken de bir gün durup dururken eliniz kendiliğinden daha önce hiç görmediğiniz da bu el hareketlerini yapmaya başlayabilir.
Karşı konulamaz ve korkutucu bir tecrübeden bahsetmiyorum. Daha ziyade elin sanki bir pozisyon arar gibi çeşitli varyasyonlar denemesi ve doğru bağlantı kurulduğunda o pozisyonda tatmin hissetmek kadar belli belirsiz olabilir bu. Yalnızca mudra değil, farklı beden hareketleri yani asanalar, çeşitli görseller yani yantralar, veya sesler yani mantralarla da gelebilir.
Böyle şeylerin olmaya başlaması kundalini enerjinizin aktifleşmeye başladığı anlamına gelebilir. Yani insan olarak evriminizin bir üst boyutuna adım atıyor olduğunuz. Bu küçük bir çocuğun sakalsız olmasına ama bir zaman sonra yeterli yaşa gelip vücudunun gereken hormonları aktifleştirmesine, böylece sakallarının uzamasına benzer.
Kundalini, hepimizin içinde barındırdığı ama ruhani yaşımız henüz gelmediğinden aktifleşmemiş bir enerjidir. İnsanlık boyut atlama evresinde olduğundan giderek daha çok insan bu aktifleşmeyi tecrübe etmeye başlıyor. Beraberinde de tüm yaşamının değişmeye başladığını gözlemliyor. Ama bu apayrı bir konu.
Mudra el hareketlerinin nereden çıktığına dönecek olursak, ruhani gelişimle beraber geldiğini düşünürsek insanlık kadar eski olması muhtemel.