Özel bir İtalyan vakfı olan Fondazione Capri’nin, Mart 2014’ten bu yana Bermuda, Bakü, Johannesburg ve Mexico City’de gerçekleştirdiği Capri Trend adlı gezici fotoğraf sergisi 20 Aralık’ta SALT Beyoğu’ndaki Forum’da açıldı.
Capri Trend, Olivo Barbieri, Maurizio Galimberti, Francesco Jodice, Irene Kung ve Ferdinando Scianna’nın işlerinden oluşan bir fotoğraf sergisidir. Proje kapsamında bu beş fotoğrafçı, Napoli’nin güneyinde bulunan ve avangardın tarihinde yer edinmiş, modern sanat ve düşünceye sığınak olmuş çok yönlü bir ada olan Capri’yi farklı bakış açılarından yorumladılar.
8. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kuzey Avrupalı gezginler, Akdeniz’e özgü haşin ve kusursuz güzelliğiyle romantik sanatçıların ıstırap yüklü manzara resimlerine ilham veren Capri’nin sanatsal gelişimine katkıda bulundular. Ada 19. yüzyılda, dikkatini çektiği sanatçılar, entelektüeller ve yazarlar tarafından kozmopolit bir avangart sanat merkezine dönüştürüldü. Genç aristokratların Avrupa’da çıktıkları Büyük Tur’un da ana uğrak noktalarından olan Capri, ilerleyen yıllarda, başta 1905 Rus-Japon Savaşı’ndan kaçanlar olmak üzere politik ve edebî sığınmacılara kucak açtı. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise, uluslararası sosyetenin buluşma yeri hâline gelerek gözde partiler, şık yemek davetleri ve benzeri nice lüks etkinliğe ev sahipliği yaptı. Capri Trend gibi projeler, adanın kültürel mirasını oluşturan bu tarihsel çoğulculuk ve yaratıcılığın etkileyici bir sentezini sunar. Bu sergideki fotoğraflar, adanın çok katmanlı imgesini beş fotoğrafçının objektifinden yeniden keşfedip yorumlar.
Kung, karanlık bir Akdeniz gecesinin doğal ve mimari güzelliğinin sessizce belirdiği bir anı yakalar; bu hissiyat, “faraglioni” olarak bilinen ve kadim doğalarının kökeni olan denizde heybetle yükselen kayalıkların fotoğrafıyla ifade bulur. Galimberti’nin yeniden yorumladığı doğaötesi ortamlardan Jodice’nin bu projede izinden gittiği Wilhelm Diefenbach gibi sembolist ressamlara, Capri karışık duygulanmalar yaratan zorlu ve berrak doğasıyla sembolist ikonografiye esin kaynağı olmuş bir adadır.
Bir gözlem noktasının korkuluklarından ya da dalgaların vurduğu bir rıhtımdan görülebilen melankolik açık alanlar, Galimberti’nin sıcak renklerdeki polaroid fotoğraflarında, sanki doğanın gücü karşısında yalnız ve derin bir düşünce hâlindeymişçesine ölümsüzleşir. Manzaranın uyandırdığı çağrışımları, düzinelerce polaroidden oluşan parçalı imgeler takip eder.
Jodice’nin fotoğraflarında, renklerdeki detaylar ve yüzeyin dokusu sayesinde resimsel ve imgelemsel bir destek olarak tuval belirginleşir. Malzemeye gösterilen özenden ilhama uzanan bu yolculukta Jodice, Stendhal Sendromu’nun özel bir türünün etkisi altındaymışçasına, Capri’de daha önce Diefenbach tarafından keşfedilmiş yerlerin izini sürer. Çağrışım uyandıran dürtülerin yerini ada, doğa ve insan müdahalesi arasındaki ilişkiye dair güncel araştırmalar alır.
Barbieri ve Scianna, adanın insani boyutu ile ada yaşamının hikâyesini anlatır. Barbieri’nin alana özgü geniş açılı fotoğrafları Capri’yi tepeden kaydeder, belirli manzaralarla adanın biçimini tarifler. Dünyanın çeşitli metropollerindeki helikopter çekimlerinde yaptığı gibi, yukarıdan baktığı Capri’de insanın çevreyle kurduğu ilişkiye odaklanır. Burada ada, dünyanın minyatür bir portresi olarak, güncel kentsel bağlamdaki konumuna yerleştirilir.
Hava fotoğrafları Capri’yi küresel bir boyutta anlatırken Scianna’nın fotoğrafları, turistler, gezginler, çiftçi ve balıkçılarla dolu bambaşka bir çevreyi betimler. Scianna bu fotoğrafları adanın içinde, 1970’lerde Capri’nin el değmemiş yabani doğasını keşfettiği bir yolculuk esnasında çekmiştir. Doğal güzelliklerin kültürel ve geleneksel ögelerle harmanlandığı görüntüler, adalıların yaşamlarına dair fikirler verir.
Olivo Barbieri işlerinde kentsel çevrelere yoğunlaşan bir sanatçı ve fotoğrafçıdır. Alanın yüzeysel derinliğini esas alarak yarattığı minyatür manzara fotoğraflarıyla tanınır. Fotoğrafları, aralarında Venedik Bienali’nin de bulunduğu uluslararası sergiler ile Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’de çeşitli galeri ve müzelerde gösterilmiştir.
Maurizio Galimberti Milano’daki Domus Academy ve Istituto Italiano di Fotografia’da misafir öğretim görevlisi olarak görev yapar. Büyük fotoğraf festivallerinde yaratıcı fotoğraf atölyeleri düzenleyen Galimberti’nin işleri önemli fotoğraf koleksiyonlarında yer alır. Galimberti hâlen, Milano şehrini konu alan, tanıtımı Expo 2015’te yapılacak kitabı üzerine çalışmaktadır.
Francesco Jodice NABA Sanat ve Küratöryel Araştırmalar Yüksek Lisans Programı’nda kentsel görsel antropoloji, Sinema ve Yeni Medya Bölümü’nde fotoğraf dersleri verir. Projeleri dOCUMENTA (2012), Venedik Bienali (2003), São Paulo Bienali (2006), Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofía (2007) ile Museo del Prado’da (2011) sergilenmiştir. Jodice’nin çok sayıdaki kitabı arasında, dünya çapında bir fotoğraf atlası olan What We Want, kamusal mekânda insan hareketlerine odaklı bir arşiv niteliğindeki Secret Traces ile yeni toplumsal ve kentsel peyzaj biçimleri hakkında bir dizi filmden oluşan Citytellers bulunur. Jodice, mimar ve sanatçılara yönelik uluslararası bir ağ ve deneysel forum olan İtalyan Multiplicity grubunun kurucu üyelerindendir.
Irene Kung kariyerine ressam olarak başladı ve son yıllarda üretim alanını fotoğrafçılıkla genişletti. Sanatçının karanlık imgeleri, fotoğraflarındaki özne ve nesneleri çevrelerinden yalıtır. Avrupa ve ABD’de çeşitli şehirlerde, insan gözünün kolaylıkla algılayamadığı ayrıntılar içeren mimarlık fotoğrafları çeken Kung’un baskıları, işlerini ana akım güncel fotoğraftan ayıran bir dokusal inceliğe sahiptir. İşleri son yıllarda Avrupa ve Güney Amerika’da özel ve kurumsal koleksiyonlara dâhil edilmiştir.
Ferdinando Scianna, Feste Religiose in Sicilia adlı ilk kitabını 1965’te yayımladı. L’Europeo dergisi için önce Milano, ardından da Paris’te çalışan Scianna, 1987’den itibaren yoğunlukla moda ve reklamcılık alanında üretim yaptı. 1988’de, birlikte Ore di Spagna kitabını hazırladığı Leonardo Sciascia ile Jorge Luis Borges’in portrelerinden oluşan kitaplar yayımladı. Scianna ayrıca bir fotoğraf ve gazete eleştirmeni olarak, sonuncusunu PhotoEspaña için Antonio Ansón ile birlikte gerçekleştirdiği forumlar organize etti. Son kitabı L’etica nel fotogiornalismo, foto muhabirliğinin etik boyutlarını tartışır.