Hossein Edalatkhah: Sanat bu olmalı diyesim geliyor!

Contemporary İstanbul 2006’yı hatırlıyorum. Bir terazi üzerinde iki kova, kovalardan birinde boş enjektörler, bir diğerinde ise boş mermiler vardı. Terazi eşitlenmişti. Önünde durup 15 dakika boyunca düşündüğümü hatırlıyorum, o kadar etkilenmiştim! Google görsellerde eserin bir resmini bulamadım, sanatçısı kim onu da hatırlamıyorum. Yalnız her detayını tarif edebilirim, eserin üzerinde saatlerce konuşabilirim…

sanat

Contemporary İstanbul 2014 ise son derece sıkıcı geçiyordu. 5 – 6 kendini izleten ve detaylara, inceliğe önem veren çarpıcı birkaç eser dışında, bütün eserler “Benim acilen satılmam lazım!” diye bağırıyordu sanki. Bir bayağılık, bir kendini yineleme aslında çok da eskiyi yenileme. Adı üstünde Contemporary…

sanatBir adam heykeli, suratında gaz maskesi, üstü çıplak – altında kıspet (!), önünde bir seccade ve seccadenin üstünde bir tespih ve takke. Akıl almaz bir konsept, inanılmaz bir protest eser! Kapısından girdiğimden beri ilk defa karşılaştığım (veya benim anlayabildiğim diyelim kibarca) siyasi de bir mesajı olan ilk eser! Gaz maskesini hemen anladım tabii ki malum çapulcuyuz, seccadeyle – tespihle de bağlantısını kurdum. Tek çözemediğim kıspetti. Arkasında “Demokrasi” yazan bir kıspet…


Dergimizin Yazı İşleri Müdürü Hale Karaarslan ile eser üzerine konuşurken yanımıza biri geldi. Merhabalaşırken gözüm yaka etiketine ilişti ve heyecandan “Aaaa, siz yapansınız!” gibi abuk ve absürt bir cümle kaçıverdi. O derece heyecanlandım. Tabi ki sonra “eseri yaratan sanatçısınız” diye düzelterekten aklımdaki soruyu hemen sordum. Neden kıspet?

Hossein Edalatkhah o kadar içten, o kadar samimi ve bir o kadar da kendini, hissettiğini anlatan biri. Uzun uzun açıkladı, yaptığı eserlerden, kendinden, Gezi Parkı’nda yaşananlardan ve hissettiğinden. İçimden geçirdiğim ise sadece “Helal olsun”du.

İndigo Dergisi için kısa bir söyleşi yaptık kendisiyle…

***

Röportaj: Hossein Edalatkhah

sanatOkuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Hossein Edalatkhah. 1979 Tahran doğumluyum. İran’da güzel sanatlar okuduktan sonra Londra’da Art Citylit Art Institute’da Life Drawing eğitimi aldım. 5 senedir İstanbul’da yaşıyorum. Uzun yıllar İran’da hem grup hem de kişisel olarak 35 sergide yer aldım. Önümüzdeki dönemlerde de İran’da ve dünyanın çeşitli ülkelerinde sergilerim var. Dubai, Münih, Londra, New York, Miami, Los Angeles, Cenevre, Basel, Tahran ve tabi İstanbul bunlardan bazıları.

Sanat ile ilgilenmeye ne zaman başladınız? Kendinizi nasıl keşfettiniz?

4 yaşında evimizin bütün duvarlarına resim çizmeye başladım. Yıllar geçtikçe yaptığım resimler başkaları tarafından beğenilmeye başlanınca mesleğimin sanat olması gerektiğine karar verdim.

Sistine ŞapeliDünya tarihinde üretilmiş bütün sanat eserleri arasından “En etkilendiğim ve beğendiğim budur.” dediğiniz bir eser var mı? Neden etkileniyorsunuz, sizin için özel bir anlamı var mı?

Beni etkileyen birçok eser var. Mesela Michelangelo’nun yaptığı Sistine Şapeli tavanından çok etkileniyorum.

Kendi ürettiğiniz eserlerden size özel olan çok beğendiğiniz bir eseriniz var mı? Neden sizin için özel anlatır mısınız?

Genel olarak yaptığım eserleri ayrı ayrı beğeniyorum çünkü her yaptığım eser diğerinden farklı oluyor.


“Türklerin sanat beğenisinin uluslararası sanat bilincinde tutucu olduğunu düşünüyorum.”

sanatTürkiye’de sanatı ve Türkiye’de yaşayan insanların sanata bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Uluslararası galerilerle çalıştığım için enerjimi Türkiye dışında beğeni almak için harcıyorum. Türklerin sanat beğenisinin uluslararası sanat bilincinde tutucu olduğunu düşünüyorum.

“Türk sanat galerilerin tek probleminin her anlamda sansür olduğunu düşünüyorum.”

Türkiye’de üretilen sanat eserlerini, Türk sanatçılarını ve sanat eleştirmenlerini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’de genç nesil şaşırtıcı bir açılım yaşıyor ve ileriki yıllarda Türk sanatının daha da güçleneceğine inanıyorum.

Türkiye’de müzeleri ve sanat galerilerini nasıl buluyorsunuz?

Çok güzel müzeler ve galeriler var ancak Türk galerilerin tek probleminin her anlamda sansür olduğunu düşünüyorum. Sansürün kültürün gelişimini engellediğine inanıyorum.

Türkiye’de sanatın gelişmesi için devletin ve sanatseverlerin ne gibi çalışmalar yapmasını arzu ediyorsunuz?

Devletin sanata bütçe ve özgürlük vermesi gerektiğini düşünüyorum. Sanatseverlerin sanatı sadece yatırım olarak görmemesi gerekiyor.

Contemporary İstanbul 2014’ü nasıl buldunuz? Sergilenenler arasında ilginizi özellikle çeken bir eser var mı?

Katılımı çok iyi buldum. Gergedan heykellerini çok beğendim.

Contemporary İstanbul’un gelişmesi için 2015 senesine önerileriniz var mı?

Ben sanatçı olarak farklı eserler yaratma sorumluğum olduğunu düşünüyorum. Bütün sanatçılara farklı olmayı ve kendilerini geliştirmeyi öneriyorum. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için galericilerin bakış açısının önemli olduğunu düşünüyorum.

***


Teşekkürler Hossein Edalatkhah, seneler geçse ve resmini bulamasam da her detayını hatırlayacağım ve üzerinde yine saatlerce konuşup, anlatabileceğim bir eseri görme fırsatı yarattığın için.


Özgür Teker
Öyle biri. Araştırır, okur. Bıkar. Güler. Çok güler. Gezmeyi sever, hayat ile ilgili kritik yapmayı da... Kalabalık sevmez. Yemek yer, sevdikleri ile paylaşır. Her zaman bir şeylerin arayışındadır ama neyin arayışında olduğunu kendisi de bilmez. Aykırıdır ve aykırı olmayı sever. Öyle biridir işte...