Muayene sırası bana geldi. Doktor, daha önceden yapılan ölçümleri, kornea haritaları vb. inceledikten sonra; Keratokonus hastalığını duyup duymadığımı sordu.
Lise son sınıfta pilot olma hayalleri olup, sonradan bu hayalleri sırf bir gözlük yüzünden rafa kaldıran bir insan olarak, ben gözlük kullanmayı sevmeyen bir insanım. Aslında net görmemizi sağlayarak hayatımızda büyük kolaylık sağlayan bu aletin bununla birlikte pek çok zararı da vardı.
Genel bir sıralama yaparsak;
1. Soğuk bir günde; sıcak bir alana girdiğinizde gözlük camlarınız buğulanmaya başlar. Tabi bu etki ile kaynamakta olan bir yemeğe baktığınızda ya da çay demlemeye kalktığınızda da karşılaşabilirsiniz.
2. Gözleriniz aşırı derece bozuksa; gözlüğünüzü koyduğunuz yeri unuttuğunuzda fellik fellik bu cam-çerçeve ikilisini arasınız.
3. Voleybol, basketbol, futbol vb. sportif aktivitelerinizi sonlandırma sebebinizdir.
4. “Dört göz, gözlüksüz başka biri oluyorsun, gözlük yakışıyor, yok yok yakışmıyor, bu kaç…” gibi bir sürü arkadaş şakalarına maruz kalırsınız.
Tabi bu maddeleri çoğaltmamız mümkün. Gözlüklü kaderdaşlarımın birçoğu bu ve benzeri olaylara maruz kalmıştır.
Tabi ben de sıklıkla böyle durumlarla karşılaştığım için zaten zoraki taktığım gözlüklerimden kurtulmaya karar verdim. Benim gibi gözlükten muzdarip olan bir arkadaşımla kararlaştırıp bir göz hastanesi gittik.
Hastanenin lobisinde sıranın bize gelmesini beklerken gördüğüm bir dergiyi karıştırmaya başladım. Orada dikkatimi çeken bir hastalık oldu. Belirtileri bana çok uyuyordu. Hatta şaka yollu arkadaşıma takıldım. Bak ben teşhisimi koydum, gerek yok muayene olmama diye. O da saçmalama ya ne alakası var, şimdiye kadar sürekli gidiyorsun doktorlara, olsaydı mutlaka ortaya çıkardı dedi.
Muayene sırası bana geldi. Doktor Bey, daha önceden yapılan ölçümleri, kornea haritaları vb, inceledikten sonra; bana lazer yapamayacağını söyledi. (Gözlüklerden kurtulamazsın!) “Keratokonus” hastalığını duyup duymadığımı sordu. Ben de gülerek daha önce arkadaşımla lobide yaptığım konuşmayı anlatım.
Keratokonus çok yaygın, yaygın olduğu kadar da az bilinen bir göz kusurudur. Gözün saydam tabakasının yani korneanın ilerleyici miyop ve astigmat ile birlikte incelmesi ve sivrileşmesiyle oluşan bir hastalıktır. Genellikle ergenlik döneminde başlayan, 20-40 yaş arasında en yüksek düzeyini yaşayan bu hastalık; 40’lı yaşlarda ise durağan döneme girer.
Kornea, gözün çok önemli bir kısmıdır. Işık göze kornea aracılığıyla girer; kornea ışınları kırarak veya odaklayarak net görmenizi sağlar. Keratokonusta, korneanın şekli değişir ve görme bozulur.
Keratokonus araba kullanma, bilgisayarda yazı yazma, televizyon izleme veya okuma gibi bazı faaliyetleri güçleştirebilir. Hastalar gözlükle bile iyi görememekten şikâyet eder.
Keratokonus sebepleri nelerdir?
Keratokonus hastalığının nedeni tam olarak bilinememekle birlikte, gelişiminde genetik ve mekanik travmalar önemli rol oynar. Gözleri aşırı ovmak, aile öyküsü, genetik yatkınlık, bağ dokusu hasatlıkları, ultraviyole ışınları ve yanlış kontakt lens uygulamaları bu hastalığın sebepleri arasında gösterilebilir.
Keratokonus hastalığın belirtileri nelerdir?
• Gözde sürekli alerji / kaşıntı olması (hafif göz irritasyonu)
• Devamlı ilerleyen miyopi ve astigmatın olması
• Gözlüğe rağmen net görememek
• Işığa hassasiyetin artması
• Göz kamaşması
• Gece araba kullanımında, karşıdan gelen araçların farlarında ve stop lambalarında astigmat nedeniyle (noktasızlık) çok fazla yansıma, ışık demetleri görmek.
Bu belirtiler keratokonus hastalığı riskinin yüksek oranda olduğunun habercisidir. Bu gibi durumlarda uzman bir hekime muayene olmakta yarar vardır. Çünkü keratokonus hastalığının erken tanı ve tedavisi, ileride ortaya çıkabilecek ciddi görme sorunlarının önlenmesi açısından büyük önem taşır.
Keratokonus tedavi yöntemleri nelerdir?
Hastalığın ilerlemiş seviyeleri basit bir göz muayenesindefark edilebiliyor. Ancak hafif ve başlangıç evresinde bu hastalığın tanısı yalnızca kornea haritaları ve kornea kalınlık tespiti gibi detaylı incelemelerle belirlenebiliyor.
Keretakonus tedavisinde hangi hastaya nasıl bir tedavi uygulanması gerektiğine bazı kriterlere uyularak karar verilir. Hastanın yaşı, korneanın kalınlığı, gözdeki miyop ve astigmat kusurunun miktarı ve hastanın görme seviyesi tedavinin seçiminde dikkate alınıyor. Erken dönem hastalarda ilerlemeyi durdurmak için cross-linking (çapraz bağlama) adı verilen bir yöntem kullanılıyor. Görmeleri düşük olan hastalarda ise kornea içine lazerle tünel açılıyor ve bu tünellere corneal ring adı verilen halkalar takılıyor. Takılan bu halkalar sayesinde hastanın hem gözlük numarası düşürülüyor hem de görme seviyesi artırılıyor. Daha ileri vakalarda ise keretoplasti (kornea nakli) uygulanıyor.
Göz muayenesi yaptırırken dikkat edilecek hususlar
Sağlıklı bir göz muayenesi yedi adımdan oluşur. Detaylı yapılması geren göz muayenesi en az 20-30 dakika sürmelidir. Yedi adımdan oluşan muayenede, görme keskinliği, kırma kusurları, göz kapağı ve çevresi, beze, kas kontrolü, göz tansiyonu ölçümü, biyomikroskopik muayene ve damlalı olarak göz dibine bakılması çok önemlidir.