Detoks, trendinin oldukça yükseldiği son yıllarda çok duyulan ve ülkemizde de en çok tartışılan diyet konularından biri. Adı hızlı bir şekilde yayılan detoks, bedeni temizleme ve vücudu toksinlerden arındırma anlamı taşıyor.
Stresli yaşam, çevre kirliliği ve sağlıksız beslenmenin sonucunda vücutta biriken toksik öğelerin bedenden atılması için önerilen özel bir beslenme yöntemi de denilebilir.
Detoksa hangi zamanlarda ihtiyaç olabilir?
Baş ağrısı, sırt ağrıları, sık sık soğuk algınlığına yakalanmak, yorgunluk, eklem ağrıları, burun kaşıntısı, sinirlilik, deri döküntüleri, öksürük, uyku hali, deri kızarıklıkları, göğüs hırıltısı, gözlerde iritasyon, uykusuzluk, bulantı, boğaz ağrısı, savunma sisteminizde yavaşlama, baş dönmesi, hazımsızlık, boyun tutulması, değişken ruhsal yapı, anoreksiya, sinüslerin tıkanması, anksiyete, ağız kokusu, dolaşım bozukluğu, ateş, depresyon, kabızlık gibi şikayetlerde, beslenme uzmanları detoksu öneriyorlar.
Kanda bulunan oksijen miktarının düşük olmaması da ayrı bir öneme sahip!
Aksi takdirde detoks yapamayız çünkü oksijen var olan en etkili antioksidandır. Tüm toksinler vücuttan atılmak için önce oksijenle birleşmeli, bu nedenle oksijen takviyesi almak için ozon ve oksijen tedavileri de uygulanabiliyor.
Beslenme ile yapılacak değişikliklerle vücudumuza yeni toksinler eklemeyi kısıtlayabiliriz ama birikmiş toksinleri vücuttan atmak için egzersize önem vermeli ve terleyerek, ayrıca idrar ve dışkı yoluyla da bu zehirleri atabilmeliyiz.
Detoks sırasında vitaminlerin önemi
Detoks sırasında, beslenme programınızı ve diğer tedavilerinizi desteklemek için alınması gereken en ideal antioksidan vitaminler: çinko, kalsiyum, B vitaminleri (özellikle B3), C vitamini, selenyum, A vitamini, E vitamini olarak önerilebiliyor.
Bazı uzmanlar beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesine detoks programları ile başlayabiliyorlar. 3-5 günlük ya da 1 haftalık düşük kalorili diyet listelerinin detoks programı olarak değerlendirilmesi sakıncalı olarak değerlendiriliyor beslenme uzmanlarınca.
DİKKAT! Uzman görüşlerine göre Detoks programınızın devamında:
– İdrar renginizin neredeyse kahverengi çıkmasını sağlıyor ise,
– Barsaklarınızda ağrı oluşuyor ise,
– Aşırı ishal durumunuz var ise,
– Dilinizin üzeri katman katman oluyor ise,
– Ağzınızda rahatsız edici bir koku varlığını gün boyunca sürdürüyor ise,
Detoks programınız kas yıkımına sebep oluyor olabilir.
Bazı uzman görüşlerine göre sağlıklı bir detoks programının olmazsa olmazları; karbonhidrat, protein ve sağlıklı yağlar içermeli. Meyve, sebze ve rafine edilmemiş tahıllar karbonhidrat, süt ürünleri ve yağsız proteinler (yağsız et çeşitleri) protein kaynakları olan kuru yemişler sağlıklı yağlar olarak beslenmenizde yer almalıdır.
Çiğ beslenme
Pişmemiş besinlerle beslenmeye ‘Çiğ Beslenme’ deniyor. Çiğ beslenmenin felsefesi, pişirme gibi herhangi bir işlemden geçirilmemiş gıdaların tüketilmesi temeline dayanıyor. Bu besinlerin sindirim için gerekli yüksek oranda enzim içerdiği ve vücut için yararlı olduğu düşünülüyor.
Çiğ besinler bir anlamda hâlâ yaşayan besinler olarak kabul ediliyor ve bir yaşam felsefesi olarak günümüzde ilgi görüyor. Çiğ sebze, meyve, kuruyemişler ve yağlı tohumların tüketimine dayalı olarak uygulanan çiğ beslenmede en çok dikkat çeken nokta ise; et olmaması.
Çiğ beslenmeyi öneren uzmanlar tarafından; besinler ile daha yüksek vitamin ve mineral almak ve vücudu enzim üretmesi için daha az kullanmanın; daha enerjik bir yaşam ve daha güçlü bir bağışıklık sistemi sağladığı söyleniyor.
Uzun süre çiğ beslenmek, proteinli gıdaları tamamen yaşantınızdan çıkarmak ve tek çeşit beslenmek sağlıklı olarak düşünülmüyor ve önerilmiyor. Bu tür programlar uzun süre devam ettirildiğinde; kas kaybı başta olmak üzere vitamin-mineral yetersizlikleri, saç kuruması-dökülmesi, tırnak kırılması, kemik erimesi gibi sağlık sorunlarının görülebildiği uzmanlarca bildiriliyor.
Su içmeyi biliyor muyuz?
İçilen suyun kalitesi de çok önemli. İdeal bir diyet uygulandığında dahi içilen suyun ph derecesi ile vücudunuzun asit dengesi bozulabiliyor. Su, ideal olarak ph 7.35 ile 7.60 değerleri arasında olmalı. İçtiğiniz suyun değerlerini bilmiyor ya da belirtilene güvenmiyorsanız, herhangi bir laboratuvara giderek değerleri oldukça ucuza öğrenebiliyorsunuz.
Alkali su
Ayrıca Alkali suyu da son zamanlarda sıkça duyar olduk. Her gün 3 poşet karbonat, 1 çay kaşığı Himalaya Tuzunu suda eritip içilebilir. Her bir poşet karbonat (5 gram) bir bardağa. Bir çay kaşığı tuz da yine başka bir bardağa konulacak. Bir sürahinin içine hazırlayıp, limon dilimleri, elma, nar taneleri atarak da suyunuzu zenginleştirebilirsiniz. İçme zamanları ise bize kalmış. Yeter ki ihmal etmeden her gün yapabilelim.
Zaman zaman başvurduğum detoks programları ve çiğ beslenme yöntemlerini çeşitli uzman ve kaynaklardan takip edip öğreniyorum ve yaşamımda da uyguluyorum. Ve bilinçli yapıldığında (kilo vermek amaçlı düşünmeyin), sağlıklı olmak, toksinlerden bedeni arındırmak için bu beslenme şeklini yaşamınıza geçirdiğinizde bir süre sonra ağır şarküteri gıdalarını, et, balık, deniz ürünlerini dahil yemek istemeyebiliyorsunuz. Çünkü bedeni toksik maddelerden arındıkça hafiflediğinizi, egzersizle desteklediğinizde de psikolojik olarak da oldukça rahatladığınızı farkediyorsunuz ve depresyon size yaklaşamıyor. Diğer besinleri yemeye başlasanız bile, beden bir süre sonra sanki sinyal veriyor ve tekrar çiğ beslenme ve detoks yapmak istiyorsunuz. Bilinçli bir şekilde yapıldığı takdirde sağlığıma yararlarını görüyorum. Ayrıca alkali suyu yaşamınıza aldıkça da aynı hafiflemeyi yaşayarak bedeninizin ve sindirim sisteminizin oldukça iyi çalıştığına şahit olabilirsiniz. Sudan sonra en çok sevdiğim diğer içecek ise badem sütü.
Badem sütünü evde kendiniz de yapabilirsiniz.
1 bardak su bardağı çiğ badem ve 4 bardak su bardağı içme suyu (2 bardakla daha koyu, 4 bardakla daha az yoğun bir süt yapabiliyorsunuz) geceden hazırlayıp en az 8 saat ile 24 saat bekletiyorum. Ve daha sonra gün içinde tüketiyorum. Elde ettiğiniz suyu süzebilirsiniz ve suyun içinde bekleyen bademleri daha sonra yemek de ayrı bir keyif.
Bir bardak badem sütünde 1gr lif ve protein, 30-40 kalori ve 2.5-3gr yağ var. Bu yağlar doymamış olduğu için ayrıca kalp problemi olan kişiler için de sağlıklı. Badem sütü proteini, kolesterol seviyelerini artırmıyor. İçerdiği protein, bedenin büyümesi ve kendini yenilemesine yardımcı oluyor. Badem sütü ayrıca beyine ve hafızaya faydalı, kötü kolesterolü düşüren Omega-3 yağ asitleri de içeriyor ve aynı zamanda vücudu alkali de yapıyor.
Badem sütü magnezyum, selenyum, manganez, kalsiyum, fosfor, potasyum, çinko ve vitamin-e içeriyor. Bu mineraller paratiroid bezine, sağlıklı kemik gelişimine, sindirime, bağışıklık sistemine yardımcı olurken, e-vitamini de yaşlanmayı geciktirici etki gösteriyor.
Son olarak yine tekrarlıyorum, uzman eşliğinde bu beslenme yöntemlerini uygulayıp, öğrenmeniz çok önemli.
Önemli not: Dünya sağlık otoriteleri, çocukların ve gençlerin kesinlikle detoks yapmaması gerektiğini vurguluyorlar.
