Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun (TİSGLK) 33. Maddesine göre bir grev, ancak Bakanlar Kurulu kararınca genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu niteliklerin ortaya çıkması durumunda altmış gün boyunca ertelenebilir.
Ertelemenin altında yatan giz ise sendikal özgürlüklerin, toplu pazarlık haklarının ve grev seçeneğinin ortadan kaldırılması; yandaş sarı sendikalar, istihdam büroları ile emek dünyasının sosyal hakları yok edilerek taşeron sisteme teslim edilmesidir!
[quote] Demokratik toplumlarda ekonomik yarar ve emekçi- iş veren çıkarlarının korunması için Grev bir denge unsurudur. Anayasa ve kanunlarla koruma altına alınması gereken ve kendini demokrat- özgürlükçü gören bir sistemin asla reddini düşünemeyeceği hakların başında Grev Hakkı gelmelidir. [/quote]
Grev sözcüğü köken olarak, 1789 Fransız Devrimi’nden sonra emekçilerin iş bulmak için beklediği Paris’teki ‘Place de la Greve’ alanından meydana gelmektedir. Yaptığı işin karşılığını alamayan emekçilerin Grev Alanına gelerek, kendilerini ifade edip, seslerini duyurmalarından dolayı, bu yönde yapılan her eylem Grev adını aldı. Ücretlilerin, çalışma ve sosyal haklarını düzeltmek amacıyla yaptıkları iş durdurma eylemini Grev olarak tanımlayabiliriz.
[quote] Türk Hukuku’nda 1961 Anayasası’nın kabulü sonrasında, dönemin özgürlükçü ortamına uygun olarak 15 Temmuz 1963 yılında çıkarılan Sendikalar Kanunu ile İşçi – emekçiye grev hakkı tanındı. 1980 Askeri Darbesi’nden sonra kabul edilecek 1982 Anayasası’na kadar bu hak emekçiler tarafından kullanıldı. [/quote]
Birleşik Metal-İş Sendikası ile İş veren örgütü Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2014-2016 dönemi Grup Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması; Sendikanın, Türkiye genelinde kırk bir fabrikada, on beş bin üyesini kapsayan grev kararını 15 Ocak 2015 tarihinde almasına neden oldu.
Toplu sözleşme görüşmeleri
2014 Ağustos ayı itibari başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) önerdiği ücret zammı yöntemine, ihbar ve kıdem tazminatlarının toplu sözleşmedeki hakların geriletilmesine, devamlılık primlerinin kaldırılmasına, deneme süresi adı altında güvencesiz çalışma süresinin dört aya çıkartılmasına, esnek çalışma düzeninin dayatılarak fazla mesai ücretlerinin yok edilmesine karşın, metal işçilerinin çoğunluğu MESS’e dur! dedi. Ücret uçurumunun kapatılması için iyileştirmeler yapılmadığı, metal işçisinin yaşam standardının yükseltilmediği ve düşük ücretin üç yıllık sözleşmeyle kalıcı hale getirilmek istendiği grev kararının gerekçelerini oluşturdu.
29 Ocak 2015 günü, on kent ve yirmi iki fabrikada metal işçisinin greve çıkmasıyla beraber; aynı gün Bakanlar Kurulu tarafından 6536 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Kanunu’nun 63. maddesine göre; yasal olarak başlayan grev ‘Milli Güvenliği bozucu nitelikte olduğu gerekçesiyle altmış gün erteleme kararı alınarak, resmi gazetede yayınlandı.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yönetmeliğine göre; dışarıdan ve içeriden yapılabilecek her türlü saldırıya, bozguncu teşebbüslere, doğal afetlere ve büyük yangınlara azimle karşı koyabilmek, Devlet otoritesini muhafaza ve devam ettirmek ve bir savaştan galip çıkabilmek için bütün kudret, gayret ve faaliyetlerin tam olarak kullanılması Milli Güvenlik tanımını oluşturmaktadır.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre, ertelenen grev için arabulucu görevlendiriliyor ve erteleme süresinin sonunda taraflardan birinin başvurusu üzerine uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulu tarafından çözülüyor. Aksi durumunda sendikanın yetkisi düşüyor. Erteleme süresinin sonunda tekrar greve çıkılması yasal olarak olası değil! Görüleceği üzere ertelemenin gerçek anlamı, emekçinin en büyük silahı olan grevin yasaklanmasıdır!
Ertelenen Grevler:
Günümüz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin iktidarı sürecinde; genel sağlığı ve güvenliği bozduğu gerekçesiyle: Şişecam 27 Haziran 2014; Goodyear, Türk Pirelli ve Brisa Lastik fabrikalarında 21 Mart 2004; Erdemir Madencilik A.Ş.’ de 1 Eylül 2005 tarihlerinde grevler erteleme adı altında yasaklandı. Bu kararları basit bir erteleme ya da yasaklama olarak değerlendirmek emek dünyasına ihanet olacaktır; farkına varılması gereken tek olgu, hukuka siyasetin ve iktisadi nüfuzun dahil edilmesidir!
Türk Hukukunda Grev Yasağı:
18 Ekim 2012’de kabul edilen ve 7 Kasım 2012’de resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 2822 Sayılı kanunda yer alan grev yasakları ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) standartlarına aykırıdır. Can ve mal kurtarma işlerinde ve mezarlıklarda; şehir şebeke suyu, elektrik, doğal gaz, petrol üretimi ve dağıtımı; bankacılık hizmetlerinde; petrokimya işlerinde; Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğrudan işletilen iş yerlerinde; kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye ve şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde ve hastanelerde grev ve lokavt yapılamaz.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Standartları:
1.Dünya Savaşı’ndan sonra, çalışma yaşamında artan sorunlara yönelik, sosyal reformlar niteliğinde çözümler bulmak ve uluslararası düzeyde bu reformların uygulanmasını sağlamak amacıyla imzalanan Versay Barış Anlaşması ile 1919’da kurulan ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) çalışanların yararının gözetilmesi ve korunması için ilke ve kurallarını belirledi.
[quote] Sosyal adalet ve evrensel barışın güçlendirilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, uluslararası rekabet eşitliğinin sağlanması ILO’nun gerçek amacını oluşturmaktadır. [/quote]
Herhangi bir ülkenin, emeğin insani koşullarını belirlemesi, kendi ülkelerindeki durumu iyileştirme isteğinde olan diğer ülkeler için bir engel oluşturması, ILO Anayasasına göre sömürünün esasıdır. Çalışma sürelerinin düzenlenmesi; günlük ve haftalık çalışma sürelerinin belirlenmesi; işçilerin işe alım süreci, işsizlikle mücadele; asgari bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret ve şartların güvence altına alınması; iş kazaları ve meslek hastalıklarından doğabilecek zararların etkilerinin azaltılması; kadınların, gençlerin ve çocukların çalışma hayatında korunması;; sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması; sendikal özgürlüklerin güvence altına alınması; mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesi; göçmen işçilerin haklarının korunması; eşit işe eşit ücret ilkesinin gerçekleştirilmesi ILO Anayasası’nın değişmez maddeleridir!
ILO’nun Grev Yasakları İle İlgili Genel Çerçevesi:
ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi 1996 tarihli yayımladığı raporda, grev hakkı ile ilgili olarak bir çerçeve çizmiştir: Radyo-televizyon, maden, petrol, genel ulaştırma, limanlar, soğutma, bankacılık, otel, bilgisayar hizmetleri, inşaat, devlet matbaacıları, eğitim, kamuya ait alkol, tuz ve şehir içi ulaştırma, tütün tekelleri, posta, darphane temel hizmetlerden değildir! Grev yasağı kapsamına alınamaz!
[quote] ILO hastaneleri, elektrik üretim, dağıtım hizmetleri, şehir suyu şebeke hizmetlerini ‘Temel Hizmet’ olarak nitelendirerek, grev yasaklarına dar bir çerçeve çizmiştir! [/quote]
Kiralık İşçi – Özel İstihdam Büroları:
2009 yılında bir kanun tasarısıyla TBMM’ye (Türkiye Büyük Millet Meclisi) sunulan Özel İstihdam’ın düzenlenmesi, dönemin Cumhurbaşkanı tarafından ‘İnsan onuruna aykırı’ bulunarak reddedilmesine rağmen, günümüzde tekrar yasalaştırılmasına çalışılmaktadır.
Özel İstihdam Büroları’nın hayata geçmesi ile tüm iş kollarında mümkün olan en düşük ücretle, güvencesiz, esnek çalışma saatlerini kabul edecek çaresizlikteki işçilerin kaydı tutularak ne iş olsa ucuza yaparım! teslimiyetindeki çalışanlar tercih edilerek, emekçiler arasında haksız rekabet yaratılacaktır. İş veren “Senin yaptığın bu işi, daha ucuza ve senin sahip olduğun sosyal hakları talep etmeyecek binlerce kişi var!” baskısını, işletmesindeki emekçiler üzerinde kurabilecektir.
Yandaş Sarı Sendika:
Günümüzde içi boş kavramları savunduğu, etkisiz muhalefet olarak görülen sendikaların gerçekte işçi haklarının her alanda korunması için çalışması ve çözümler üretmesi gerekirken; ertelenmesi veya yasaklanması kesin olan grev kararları alarak, mücadele savaşımı verdiği algısını emekçiler üzerinde yaratmaktadır.
Emekçilerin ödediği aidatlarla kendi hükümdarlığını kuran yandaş veya iş veren ortağı sarı sendikaların lüks otellerde düzenlediği panellerin ardında, küçümsedikleri burjuva nimetlerinden sonuna kadar faydalanmak yatmaktadır. Sendika yöneticilerinin, güya haklarını savundukları emekçilerden kaç kat fazla ücret aldıkları bilinen bir gerçektir. İşçi Liderliğinin, Sendika Ağalığına dönüştürülmesi Sarı Sendikaların doğasında bulunmaktadır.
Sermayenin çıkarlarını gözeterek, takındığı tutumla işçi-emekçiyi savunmasız bırakan; paratoner rolünü gönüllü benimseyen sarı sendikalar, sadaka düzeninin de sorumlusudur.
Sonuç:
İşçi ve emekçilerin hakları için mücadele eden ve alın terinin, demokrasinin vazgeçilmezi gören; en temel örgütlenme faaliyetleri çeşitli yasaklarla engellenmeye çalışılan, üyeleri baskılarla, işsizlikle, hapislikle tehdit edilen az sayıdaki sendikaların önünde aşılması olanaksız olan ‘milli güvenlik’ tanımı bulunmaktadır. Bu tanım, iktidar veya egemen güçler tarafından geliştirilerek aranan her hakkın karşısına çıkarılmaktadır!
[quote] En kötü sendika örgütsüzlükten iyidir yalanını benimsemeyen metal işçisini zorlu bir sınav beklemektedir. Metal işçilerinin başarısı demokrasinin de zaferi olacaktır. [/quote]
Özel istihdam bürolarının getireceği kölelik düzeninin maskesinin düşürülmesinde; sendika ağalarının saltanatının sonlandırılmasında, eşit işe eşit ücret ile kadın haklarına sahip çıkılmasında, esnek çalışma saatlerinin yozlaştırmasına karşı dik durarak, emeğin sonucunda oluşan artı değerin adaletli paylaşımında bu mücadelenin etkisiz kalması olanaksızdır.
Milli Güvenlik çalışma – emek barışının sonucunda gerçekleşecektir.