Kadına Şiddet: Nerede Hata Yapıyoruz?

Özgecan Aslan… Belki bir sürü insanı iyileştirecekti, belki mutlu bir yuva kuracaktı… Olmadı. Çünkü o vahşice öldürüldü. Son yıllarda artan kadın şiddetinin son kurbanı oldu. Keşke hiç yaşanmamış olsaydı bunlar. Keşke okuluna devam etseydi, her gün arasaydı annesini iyi olduğunu söylemek için…

özgecan aslan kadın şiddet demet akalın

Maalesef gencecik bir kadını kaybederken, hepimizin vicdanı kan ağlıyor. Keşke bu son kurbandı diyebilsek. Ancak içinde bulunduğumuz durum hiç iç açıcı görünmüyor.

Bazı çevreler, “Eskiden de oluyordu ama bu kadar göz önünde değildi” diyor. Fakat istatistikler kadın cinayetlerinin 2002 – 2009 yılları arasında % 1400 arttığını gösteriyor. Bazı çevreler ise bütün bunların batılı yaşam tarzından kaynaklandığını söylüyor. Bu durumda neden cinsel istismar ve kadın şiddeti batıda değil de gelişmemiş ülkelerde daha fazla oluyor? Verilen cevapları duyar gibiyim. “Orada da oluyor”. Evet, her yerde katil, sapık, tecavüzcü var. Ama benim sorum şu: Neden burada daha fazla oluyor?


Mevcut ülkelerin gelişmemişlik sebeplerinden biri kadın erkek eşitliğinin olmamasıdır. Kadınına değer vermeyen bir toplumda, insanlığa verilen değer sorgulanmalıdır. Çünkü erkekleri de kadınlar yetiştirir. Bir kadın aynı zamanda bir annedir ve toplumda rolü büyüktür.

Gözümüzü tekrar Türkiye’ye çevirelim. Kadına şiddetin bu kadar yaygın olmasının altında yatan sebeplerden en önemlileri, eğitimsizlik ve adalet sistemindeki aksaklıklardır.

Eğitimsizlik problemi, işsizlik ve öğretim görevlisi sayısı dikkate alınmadan üniversitelerin köylere, kasabalara kurulmasıyla çözülemiyor. Karma eğitime karşı çıkılması, kadınlara ayrı otobüs gibi uygulamalar, kadın ve erkeği birbirinden uzaklaştırıyor. Bu şekilde karşı cinse merak artıyor ve karşı çıkılan her şey gizli kapaklı yapılmaya başlanılıyor. Kadınlar, korunmaya muhtaç ve aciz kişiler yerine konulurken, erkekler potansiyel sapık yerine konuluyor.


kadınKadın hakları konusunda, gerek tarihimiz gerekse kanunlarımızla gelişmiş ülkelerden hiç aşağı kalmamamıza rağmen bu yasaların uygulanmasında sorunlar mevcut. 13 yaşındaki bir çocuk için dahi “Rızası vardır” diyen bir adalet sisteminde tecavüzcü haklı, kurban haksız duruma düşüyor. İyi hal, tahrik unsurları derken, tehlikeli tecavüzcüler, yüzde ellisi kadın olan bir topluluğun içine öylece salınıveriyor. Bu yüzden insanlarda, “Tecavüz mü? Bir sene yatar çıkar.” düşüncesi oluşuyor.

Halk arasında söz sahibi kimi insanların tecavüzcülere arka çıkması, durumu daha kötü hale getiriyor. Tecavüz mağdurunun suçlu olabileceği fikri halka aşılanıyor ve kadınlarımız aşağılanıyor. Bu şekilde toplumumuzun içinde bulunduğu dönüşüm yönlendirilirken, tecavüz fikri halk arasında normalleştiriliyor.

Bir gün sokaklarımızın, dolmuşlarımızın hatta evlerimizin daha güvenli olduğu bir sabaha uyanmamız dileğiyle…


Başın Sağ Olsun Türkiye.


 

Fatma Uğuz
1986 doğumluyum. İlk ve orta eğitimimi Denizli'de tamamlayıp 2009'da Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünden mezun oldum. 5 yıldır reiki, ezoterizm, tasavvuf ve felsefe ile ilgileniyorum. Müzik, kitap, resim ve sinema ilgi alanlarım arasındadır. Ayrıca Türkiye'deki uzun antik yolları yürüyorum. Halen fizyoterapist olarak görevime ve lisansüstü eğitimime devam etmekteyim.