Özgecan, acının son tarifidir. Özgecan’dan sonra

Özgecan, acının son tarifidir… Onun acısı toplumun acısı olarak dünyaya yayıldı ve dünya kamuoyunca paylaşıldı. Birçok gazete, dünya televizyonu bu konuyu gündemine aldı.

Özgecan, acının son tarifidir. Özgecan'dan sonra

Özgecan’dan Sonra…

“Bu adamı asalım…”

“Bu adamı keselim…”


“Bu adamı idam edelim…”

“Bu adamı hadım edelim…”

“Şeriat kuralı uygulansın…”

“İdam tartışılsın…”

“Kısassa kısas olsun…”

Kısaca “şöyle olsun böyle olsun” söylemleri… Her toplumsal olaydan sonra ‘sahiplenici, tez canlı’ Türk toplumunun söylediği, dile getirdiği ifadeler… Geniş kitlelerin duygularına hitap eden olaylar sonrasında hep aynı düşünceler… En son olan üniversite öğrencisi Özgecan cinayeti bunu bir kez daha bize gösterdi.

Toplumun her kesiminden, her katmanından birçok insan bu olaya müthiş bir reaksiyon gösterdi. Herkes bir yerlerde Özgecan’ı konuştu, Özgecan’a yapılan o katliamı çevresindekilere anlattı. Birçok yerde halk, mitingler düzenledi. Bu eylemi kınadı. Hatta bazı sosyal paylaşım sitelerinde erkekler mini etek giyerek insanları miting alanlarına davet edip protestoya çağırdı.

Diyarbakır’da Berberler ve Kuaförler Odası’na üye kuaförler de Özgecan Aslan’ın öldürülmesi ve kadına şiddeti kınadı. Basın toplantısında bazı kuaförler, “Kadına şiddet erkeklikse, biz erkek değiliz” diyerek kadın perukları taktı.(1)


-erkeklik-buysa-biz-erkek-degiliz--5315650

Bunun dışında Özgecan’ın okulu olan Çağ Üniversitesi’nde toplanan 25 bin kişilik topluluk bir araya gelerek hunharca işlenen bu cinayeti protesto etti. Bu olaya uluslararası camiadan da tepkiler geldi. En önemlisi ise Birleşmiş Milletlerin gösterdiği tepkidir.

BM Kadın ve BM Dünya Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından ortaklaşa yapılan basın açıklamasında, Özgecan’ın katledilmesini “şiddetle kınıyoruz” denildi. BM çatısı altında faaliyet gösteren iki kurum da, kadınlara karşı şiddetin insan hakkı ihlali olduğuna dikkat çekti.

BM Kadın ve BM Nüfus Fonu, Türk yetkililerden kadınlara karşı şiddet konusunda sıfır toleransı teşvik etmelerini istedi. İki kurum ayrıca indir2012 yılında İstanbul Kongresi’nde Türkiye’nin uluslararası kadına karşı şiddetle mücadeleyi içeren Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne imza attığını ve bunu etkin bir şekilde uygulaması gerektiğini bildirdi. (2)

Türkiye’de yükselen tepki ve öfke, Almanya’nın 1’inci Devlet Kanalı ARD’de de geniş yer buldu. Devlet kanalının ‘Brisant’ isimli haber programında, Türkiye’de son yıllarda giderek artan kadına şiddet vakalarında artış olduğu, Özgecan Aslan’ın katledilmesi onlarca kentte binlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto edildiği görüntülerle aktarıldı.(3)

Alman Der Spiegel dergisi “Üniversite öğrencisinin öldürülmesi sonrası eylemler düzenleniyor” başlığını atarken, BBC “Türkiye tecavüze direnirken öldürülen kadın için yürüyor”(4) dedi.

Fransız Le Parisien Gazetesi ise, 20 yaşında bir öğrenci olan Özgecan’ın evine gitmek için bindiği dolmuş şoförü tarafından vahşice öldürülüp cesedinin ise insanlık dışı bir katliamla yakıldığını belirterek Türkiye’de son yıllarda kadınlara karşı tecavüz ve katliamların arttığını yazdı.(5)

Tüm dünyada ses getiren ve ‘imza toplama sitesi’ olarak bilinen Change.org’da da “Özgecan Aslan’a tecavüz edip vahşice katledenlere en ağır cezai yaptırım uygulansın. Özgecan son olsun, kadın cinayetleri durdurulsun!” ismiyle bir imza kampanyası oluşturuldu. 1 milyon kişinin desteğinin beklendiği imza kampanyasında şuan için destek veren kişi sayısı 900 bin’i aşmış durumdadır. (6)

images
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan

Özgecan’ın babası Mehmet Aslan ise, “Bir insanın düşüncesini aydınlatmak o insanın tüm dünyasını değiştirir. Hatta bütün dünyayı değiştirebilir. Allah kime ne kader yazmış, o bilinmiyor. Kimin hangi görevle geldiği de belli değil. Kızım, geldi, görevini yaptı, gitti. Her insan bu dünyaya bir armağanla gelirmiş, bırakır gidermiş. Güzel kızımın dünyaya bıraktığı hediye çok güzel oldu” (7) dedi.

Bundan sonraki temennimiz Özgecan için söylediğimiz ifadelerin mantık çerçevesinde sistemsel bir bütünlükle devletin kurumları aracılığı bir çözüme kavuşturulmasıdır. Daha somut gerçeklikle atılacak adımlar hayat içerisinde yerini bulacaktır. Böylece her kötü olaydan sonra (temenni ederiz olmaz) yukarıdaki tırnak içerisinde sıraladığımız ifadeleri kullanmayız.


Kaynak:

  1. http://www.milliyet.com.tr/-erkeklik-buysa-biz-erkek-degiliz–gundem-2015280/
  2. http://www.milliyet.com.tr/ozgecan-icin-bm-den-tepki/dunya/detay/2016083/default.htm
  3. http://www.milliyet.com.tr/ozgecan-cinayeti-alman-kanalinda-gundem-2015028/
  4. http://www.milliyet.com.tr/ozgecan-in-katledilmesini-dunya/dunya/detay/2014686/default.htm
  5. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/215517/Ozgecan_Aslan_dunya_basininda.html
  6. https://www.change.org
  7. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/216629/Ozgecan_dunyaya_armagan_verdi.html

Mor Çatı’dan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü bildirisi


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…