Şahsa dönüşebilen fert, gündem tarafından sürüklenemez! Gündemi takip etmek, fertlerin işi iken; gündemi belirleyen şahıslardır!..
Philosophia Günlükleri
Fert tarafından değiştirilemeyecek yaşanılagelen gündemlere muhalif olarak, yine fert tarafından ferdin kendi iç coğrafyasında değiştirebileceği olası bir hava durumu misali bir umut günlük sayfasıdır!
Sanki bir şeyler kopmuştu içinden. Sanki bir şeyler kopmuş gibi olmuştu belki de, belki de hiçbir şey kopmamıştı da sanki kopmuş gibi olmuştu kim bilir? İnanmaya ihtiyacı olduğu için böyle düşündüğü kesin! Oysa inanmak tembellik, bilmek ise çaba ve faaliyet! Zaten bunun için ‘sanki’ türünden bir inanış geliştirmişti. Henüz bilemediği için!
Önceden tanımlamalar vardı, kolaydı hayat ve inanırdı insanlar ona! Şimdi ise tanımlayamamalar ve işin içinden çıkamamalar… Sen içinden çıkamıyorsan işin, dışarıdakiler de sadece seyrediyor bunu ve bu olay kesin!
Düşündü sonradan; açıklamaların keyfiyeti açık olanların kapalı izahatı ile pek bir fark oluşturmuyordu aslında. Şunu fark etti belki de; yine kesin bir şekilde bilmeyerek ve yine “sanki” türünden ve yine bilemediği için inanarak! Bilmeden iş yapmaya doğru bir ustalık geliştirdiğini moda tabiri ile olumlayarak… Ustalığın alışkanlıktan kaynaklandığını varsayarak… Bilişi umursamayarak. Kolay bir varoluş için zor ve kesin ve son derece keskin bir çözüme gerek yok dediğini hatırlayarak: “Yaşam andadır ve anı sonsuza dek yaşamalıdır!” tezini savunarak.
Sorun varsa ilgi de var…
Serzenişli bir hayat hoşuna gidiyordu. Ahlayıp, vahlayıp ve sızlanıp! Fark etmişti! Ağlayan çocuğa meme var! Fark etmişti! Sorun varsa ilgi de var. Sorunsuz olana kim yönelmişti ki zaten? Etrafta bulunan hangi sorunsuz program dikkat çekiyor? İlgi müptelasının sorun bağımlısı olması şarttır.
Önceleri aklı başında olan çok insan görüp geçirmişti. Görmüş ve geçirmiş bir ruh tecrübesiyle ve sırf görüp geçirdiği için önemliydi. Nasıl olsa neyi görüp geçirdiği ve nasıl olduğu ve ne kavradığı ve neyi kavrayamadığı önemsizdi. İnsanları çözmüştü. Çok şey yaşayan, her ne yaşarsa yaşasın önemliydi. Yaşamın çoklu kemiyeti, az olan keyfiyetten çok çok daha değerliydi… Keyfiyet, kemiyet tarafından katledildiği günden beri bu gerçeklik ziyadesiyle muteberdi!
Rahatsızlığından oldukça rahat bir durumda olan ve aslında rahatsız da olmayan; ileri sürdüğü durumu bir paravan olarak kullanan bir “ruh dolandırıcısı” başka hangi halde bulunabilir? Dolandırıcılığın; hayatın tüm sektörlerinin sinir uçlarına kadar yayılmış olduğunu teşhis eden kanser tümörü, mantığın kendisini kandırdığını bilmiyor ama tespiti doğru ve insanlar bu şekilde yaşıyor diye düşünüverdi birden… Bu kez kendini dolandırmayarak, doğrudan ve inanılmaz bir dürüstlük ile…
Bu ne dolandırıcılık?
“Bu ne dolandırıcı mantık?” sözünü bir kere duymuş olsaydı keşke! Bir kere düşünecek kadar aklı vardı. Düşünürdü bir kere ve belki dolanmazdı ve belki de dolandırmazdı kendi dolandırıcı mantığına… Mantığını ve sonra dolanmış olan düzene gelirdi belki de düzelirdi, belki ilk işareti duymuş olsaydı. Fark ederdi aradaki ayrımı, zaten dolandırıcılar aradaki farkların farkında olarak dolandırmıyorlar mı o farktan habersiz olanları?
Spartacus şansı diyelim ve geçelim. Potansiyel yüksek ama uyanış için henüz erken. Tarafından dolandırıldığını yakında fark edecek sonraysa içsel coğrafyasında köle isyanının başını çekecek. Sonra sanki bir şeylerin değil gerçekten çoğu şeyin yok olduğunu gördü içinde. Bu sefer inanmadan ve bu sefer bilerek ve bu sefer tembellenmeyerek!..
Fert tarafından değiştirilemeyecek olanı fert değiştiremez. Fert belirsizdir ama şahıs belirli! Şahıs sırf şahıs denildiği anda belirlenmiş ve eşkal resmi çizilmiştir. Şahsa dönüşebilen fert, gündem tarafından sürüklenemez! Gündemi takip etmek, fertlerin işi iken; gündemi belirleyen şahıslardır! Birinci tekil şahıs kendi gündemini belirleyebilirken, birinci çoğul şahıslar da gündemleri belirler!..