Sümeyye Erdoğan’a suikast iddiası, iktidarın yeni seçim propagandası olabilir mi? Gazete haberleriyle açılan soruşturma yeni bir sürece gebe midir; bu süreç ne anlam ifade etmektedir? Bugünkü konumuzda bu konuyu gündemimize taşıdık.
Hükümetin Seçim Kozu Suikast Olabilir mi?
Son günlerde gündemi meşgul eden yeni bir konu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’a suikast yapılacağı iddiası. Suikast emrini kim vermiş? Güya ‘paralel yapı’nın lideri Fethullah Gülen. (1) Bunu kim söylüyor? Çeşitli gazeteler…
Türkiye’nin bazı bölgelerinde geçmişten gelen kötü bir gelenek oluşmuş… Ailenin gözünde masumiyetini kaybetmiş kız vurulur, öldürülür! Bunu onlarca yıldır biliyoruz. Türkiye’nin önemli bir sorunu olan töre cinayetleri, kan davalarında Sümeyye Erdoğan için açılan soruşturmanın benzeri neden buradaki olaylar için açılmıyor? Türkiye’de belli yerlerde bir kadın evlilik dışı bir birliktelik yaşadığında veya çocuk dünyaya getirdiğinde sonuç hiç değişmiyor, kader hep aynı oluyor. ‘Kezban’ hep vuruluyor ya da öldürülen her zaman ‘Rojin’ oluyor. Bir anlamda isimleri bilinmeyen bu kişiler suikasttan beter bir cinayete kurban gidiyorlar. Neden devlet bunun önüne geçmiyor, engel olmuyor? Sonuçta öldürecek insan belli! Ya evin erkek kardeşi ya evin babası o da olmazsa ‘amca’nın erkek çocukları… Bu kişilere ‘Rojin’ vurulmadan önce neden soruşturma açmıyor? Çevrede dile getirilenler neden ihbar kabul edilmiyor? Sadece gazete haberinden inceleme, soruşturma açan savcılık, aynı hassasiyeti burada neden göstermiyor? Savcılık makamı derhal baba ya da kardeşe gelenekselleşmiş (!) hale gelen olaylarda inceleme başlatabilir. Sonuç itibari ile bu durumdaki kadınının ne ile karşılaşacağı belli! Kaza süsü, görüntüsü töre cinayetlerinde de veriliyor. Suikastlerin birçoğunda da sonuçta kaza süsü veriliyor. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, eski İngiltere Prensesi Lady Diana gibi… Neden töre cinayetleri gerçekleşmeden önce hukuk devreye girmiyor? Bu kişiler tanınmadığı için mi yahut bu kişilerin değersizliğinden mi acaba? Bu insanların bir değeri yok mu?
2014 Aralık ayının başlarında hükümet tarafından yeni bir kanun ortaya koyuldu: Makul şüphe. Yazılarımı takip eden okuyucularımız bilirler ki bu konuya yazılarımda sık sık ele aldım. Bu yasaya göre kolluk kuvvetleri sokakta, aracıyla giden bir vatandaşı durdurup iç güvenlik yasasını da hatırlatarak aracını arayabilecek veyahut evini, üzerini… Yani bir anlamda bu yasaya göre herkes makul şüpheyi kendine arkadaş, dost edinmeli.
Bu konuyu kısaca ele aldıktan sonra konumuza geri dönebiliriz. Gazete haberinden hareketle “Paralel Yapı” burada makul şüpheli konumuna düşmüş oldu. Bunun dışında “makul şüphe” yasası Aralık ayında çıktı ve ardından bazı yerlerde kadın, kocası tarafından yaralandı veya öldürüldü. Kadın cinayetleri de Türkiye’nin son yıllardaki kanayan yarasıdır. ‘Makul şüphe’ye göre koca, yargı tarafından denetime alınmalı ama buna rağmen kadın cinayetleri devam etmektedir. Neden makul şüphe burada devreye girmedi? Bu kocaların şiddeti neden dikkate alınmadı?
Makul şüphe yasası nasıl ki siyasi bir yasa ise Sümeyye Erdoğan için iddia edilen bu suikast de bir o kadar siyasal bir karardır. Seçim yolunda iktidarın oy devşirmek için yaptığı, uygulamaya geçirilmeye çalışılan hukuk dışı bir eylemdir. Hükümetin mağduriyet kozunu kullanarak seçime girmesi, iktidar için önemli bir adım olacaktır. Daha önce sözde Bülent Arınç suikastı gibi, yine daha önce e-muhtıra gibi…
Kaynak:
- http://www.aksam.com.tr/siyaset/sumeyyeyi-one-aldik-icabina-bakilacak/haber-383427