Pazartesi akşamları saat 20:00’da yayınlanan, TRT 1 ekranlarından gündeme adeta Ödemiş yerel şivesi ile; “Şinci bu geeçek mii, dizi mii?'” dedirtecek doğallıkta ve kalitede olan bir dizi ki bizi kendimize getirecek! Adı ne mi?
Yapımcılığını Ayfer Özgürel‘in, Yönetmenliğini ise Yahya Samancı‘nın yaptığı, çekimleri Ödemiş’te yapılan TFT Film Yapım, Cuma akşamları saat 19:55’te yayınlanan, TRT 1 ekranlarından gündeme adeta Ödemiş yerel şivesi ile; ‘’Şinci bu geeçek mii, dizi mii?” dedirtecek doğallıkta ve kalitede olan bir dizi ki bizi kendimize getirecek! Adı ne mi? Duyanların ekrana çakılarak izlediği, sanki dizinin içinde yaşıyormuşcasına, o dizide oynarmışcasına oyuncularını kendisine yakın bulduğu, çekildiği sokaklarda ise “İzleyiverin Sadıçlaaa!” diye diziden replikle insanların birbirlerine seslendiği bir dizi bu ki Adı: Yeşil Deniz…
Senaryosu Ali Kara‘ya ait 1990’lı yıllarda Ege’de yaşanmış gerçek bir hikayeyi anlatan dizinin, oyuncu kadrosu ise dizideki isimleri ile şöyle:
Burak Serdar Şanal (İsmail), Öykü Çelik (Sedef), Renan Bilek (Hilmi Çakırlı), Özgür Yelaldı Uslu (Naciye), Emin Gürsoy (Hicabi Makasçı), Recep Sarı (Tüccar Sami), Ali Barkın (Hurdacı Emin), Burak Alkaş (Cemil), Mert Turak (Süleyman), Yener Gürsoy (Yılmaz), Zeynep Gülmez (Gülenay), Cemre Baysel (Gonca), Sümer Tilmaç (Konuk Oyuncu-Efe Dayı), Melis Babadağ (Zümrüt), Elvan Dişli (Emine), Nalan Yavuz (Cemile)Semiha Bezek (Neşe), Nuri Gökaşan (Kamil), Jale Aylanç (Maggayvır-), Berke Acar (Ersin), Zafer Kırşan (Hayati), Gülten Güneş (Mücadiye)…
Yeşil Deniz dizisinin konusu
1990’lı yıllarda Yeşil Ova isimli bir Ege kasabasında yaşayan, sıcak ve samimi insanların öyküsünü anlatıyor. Birbirini herkesin tanıdığı, birbirleri ile dedikodu bile yapabilecek kadar samimiyette iletişim kuran insanların Yeşil Ova adını verdikleri tarlada çalışırken, tek eğlenceleri olan Ova Fm adlı radyo ve istek yaptıkları Radyocu İsmail’in sunduğu programdır.
Yapılan bir iyiliğin karşılığının verilmek istendiği, insanların yaşamlarında bulunan sıcak, samimi dostlukların henüz deforme olmadığı, sadakatin, gerçek sevginin kendini koruduğu bir kasaba halkı ve gerçek yaşam hikayelerini konu edinen bu dizi, bize birçok yitirmek üzere olduğumuz insani değerlerimizi geri kazandıracak gibi gözüküyor. Büyük hayallerin paranın henüz yok edemediği, satın alamadığı; samimiyetin, hoşgörünün, yardımlaşmanın, arkadaşlığın, gelenek ve göreneklere bağlılığın izlendiği son derece yüreği güzel insanların yaşadığı bir yer Yeşil Ova. Bu anlamda yalnızca bir tarlanın değil yaşamın adıdır Yeşil Deniz. Yine son derece sıcak ve eğlenceli oyuncu kadrosu ile de uzun süre ekranlarda olması umut edilen dizilerin de en başına geçti şimdiden Yeşil Deniz…
Bu güzel ekibin dizi çekimi esnasında yakalayabildiğimiz oyuncularından Renan Bilek, Özgür Yelaldı Uslu, Recep Sarı, Cemre Baysel ve diziye, yörenin kullanmış olduğu şivesini ustaca, aynı doğallıkla aktaran, dizinin adeta “Ekrana Çekim Kuvvetini” sağlayan bir isim, kim mi? Dizinin hem oyuncusu hem de diyalek uzmanı olan değerli Sabriye Günüç ile İndigo Dergisi için yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.
Röportaj: Renan Bilek
Dizide Hilmi Çakırlı adıyla Belediye Başkanı rolündeki değerli oyuncu Renan Bilek’e okuyucularımız adına sanat yaşamı hakkında sorular yöneltiyoruz; rolünden başlayarak, oyunculuk ve sanat hayatına nasıl başladığını anlatıyor bize çekim arası molasında…
1968 İstanbul doğumlu olan sanatçının, sanat hayatına ilk müziğe olan tutkusu ile başladığını, kurduğu ‘’Müzik benim sanat hayatıma başlama sebebimdir.” cümlesiyle anlıyoruz. Bir süre İzmir’de yaşayan ve 2005’te İstanbul’a dönen sanatçıyı birçok orta oyunundan ve daha çok ekranlardan tanıdığımız Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisindeki Soner’in yardımcısı Süleyman karakteri ile tanıyoruz.
Yeşil Deniz’e neden evet dediniz? Sinema filmi oyunculuğu ile dizi oyunculuğu arasındaki farkı ve tercihlerini anlatır mısınız?
Renan Bilek: Sinemada değil fakat televizyonda oynadığım karakterleri seçiyorum. Sinema başka bir şey. Sinemada her türlü karakteri oynayabilirim. Seyirci filmi izlemek için bir çaba harcıyor, emek harcıyor fakat Televizyon Dizisi dendiğinde seyircinin evine gidiyorsunuz, seyirci sizi kendinden biri olarak görüyor ve sizi beyninde öyle etiketliyor. Bu iyi mi, kötü mü bilemiyorum, tartışılır. Mutlaka iyi yönleri de var, kötü yönleri de; fakat henüz kötü adamı oynamaya hazır değilim.
Ayrıca televizyonu boş bir kutu olarak görmeyip ondan medet uman bir insan olduğunu, kendine has bir dünya görüşüyle insanlara ‘’Benim izleyiciye umut dağıtmam gerek, izleyiciye bir duyguyu hissettirmem gerek ve ben böyle karakterleri tercih ediyorum. Ayrıca belki genel anlamda bakıldığında dizi televizyonda vakit geçirmek için izleniyor gözükse de bizim için dizinin hikâyesi çok önemlidir.
Bize biraz Yeşil Deniz’in konusundan bahseder misiniz?
Renan Bilek: 1990’lı yıllarda yaşanan ‘Bireysel yırtma çabası’ denilen şeyin henüz küçük yerleşim yerlerinde daha farklı ve taşıdığımız, alıştığımız insani değerler var ve küçük yerlerde onları yıkmak öyle kolay olmuyor. Çünkü hala geçerli olan şeylerdir onlar. 90’lı yıllardaki bu büyük şehirlerde başlayan liberal değişimlerin küçük yerlerdeki yansımalarıdır bu çelişkiler. Mesela bir yandan para kazanmak zorundalığı ve insanlar üzerindeki etkileri ama bir yandan da bu duruma rağmen insanların gariban yaşamları, dünyaya bakışları, insanların birbirleriyle olan, hala yıkılmayan ilişkilerinin küçük yerdeki yansımalarını anlatıyoruz.
Dizide oynadığınız Hilmi Çakırlı karakteri kimdir?
Renan Bilek: Hilmi Çakırlı, aslında büyük şehirde eğitim almış bir doktordur, görevini ve ailesini çok seven de bir baba. Üzerine titrediği bir kızının da doktor olmasını ister fakat kızı öğretmen olmuştur. Ama baba yine de kızının öğretmenliği için de çok mutludur. Çünkü Hilmi Çakırlı’ya göre, insana hizmet ve değer vermek söz konusudur. Bu da son derece önemlidir onun için. Hatta Belediye Başkanlığı görevi de insanların aşırı isteğiyle oluşmuştur. Onun asıl hedefi insanlığa hizmettir, geri kalan hiçbir şeyin önemi yoktur.
Yeşil Deniz dizisinde Belediye Başkanı Hilmi Çakırlı karakterini canlandıran usta oyunca Renan Bilek’e kısa bir set arasında bize ayırdığı zaman için İndigo Dergisi adına teşekkürlerimizi sunarak onu setteki görevine uğurluyoruz.
Röportaj: Özgür Yelaldı Uslu
Dizinin bir başka oyuncusu olan ve dizide Naciye karakteri ile Sedef’in annesi rolünü oynayan hali hazırda Ödemiş’li ve benim de matematik öğretmenimin kızı olan sevgili Özgür Yelaldı Uslu’ya yöneltiyoruz dizi hakkındaki meraklarımızı. Son derece mütevaziliği ile samimice yanıtlıyor tüm sorularımızı.
Özgür Yelaldı Uslu, 1971, Sinop doğumlu olan sanatçı öğretmen olan babasının görevi gereği kısa süre sonra Ödemiş’e taşınmış ve burada büyümüş. 1994 yılında 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun. Kendisini Turkcell reklamlarındaki oyunculuğundan da hatırlayacağınız gibi ‘’Unutursam Fısılda” ve ‘Hadi İnşallah” gibi sinema filmlerindeki rollerinden de tanıyacaksınızdır.
Sanatçıya önce oynadığı karakter hakkında okuyucularımıza bilgi vermesini ve bu dizideki rolü ile diğer oynadığı oyunculukları arasında bir fark olup olmadığını soruyoruz.
Özgür Yelda Uslu: Dizideki rolüm olan Naciye; dizide Sedef ve Gonca’nın annesi, Hicabi Makasçı’nın eşidir. Bu dizi benim için farklı bir öneme sahip. Çünkü Naciye bir Türk kadını ve annedir, ben de bir anneyim. Bu anlamda rolümle kendimi oldukça bütünleşmiş olarak severek oynuyorum. Bir tarafta fırıldak ve haşarı bir baba, diğer tarafta da masumiyetleriyle, aşklarıyla, heyecanlarıyla dolu iki genç kızın annesi rolündeyim. Dolayısıyla iki taraf arasında bir köprü görevi görüyorum. Hepimizin çocukluğunda yaşadığı ve baba ile arada köprü olan tipik Türk annesi karakterini oynuyorum.
Bir aile nasıl olmalı?
Yeşil Deniz dizisiyle Türk toplumuna iletmek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Özgür Yelda Uslu: Elbette var. Benim için bu dizinin en önemli mesajı; içimizde hala bir yerlerde var olan o insani tarafımızın, sıcacık tarafımızın yaşatılarak dizinin bu anlamda tüm insanlara örnek teşkil ediyor olması. Her şeyin parayla çözülmediği, dostluk ve arkadaşlık bağının, gelenek – göreneklerimizin açık seçik şekilde yaşatılmaya çalışıldığı izleyicilerin zaten dikkatini çekecektir. “Bir aile nasıl olmalı?” sorusuna verilen en güzel yanıttır Yeşil Deniz dizisi diye düşünüyorum. Ayrıca dizide dikkatin çekildiği ve vurgulanmak istenen bir başka nokta ise arkadaşlık duygusudur. Bir arkadaş için neler göze alınabilir, neler feda edilebilir? Tüm bozulmamışlığıyla arkadaşlık kavramı Yeşil Deniz dizisinde en naif haliyle anlatılıyor. Bu arada dizinin en dikkat çekici yanlarından biri olan şive meselesine gelince Ödemiş’li olduğum için rolümde hiç zorlanmadan, en doğal haliyle konuşabiliyorum ve bundan büyük bir gurur duyuyorum.
İzmir’de yaşayan ve rolü için sürekli Ödemiş’e gelen oyuncumuza bu hoş sohbet adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Röportaj: Recep Sarı
Derken, dizideki adıyla Tüccar Sami karakteriyle tanıdığımız değerli oyuncu Recep Sarı’nın sesi yükseliyor arkadan, bize kolonya ikram ediyor ve sayesinde ferahlayarak keyifli bir röportaj gerçekleştiriyoruz.
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Recep Sarı: Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü 1986 yılında bitirdim. Bitirdiğim yıl İzmir Devlet Tiyatrosu’na Stajyer Sanatçı olarak atandım, 1991 yılına kadar burada görev aldım ve aynı yıl tekrar Ankara Devlet Tiyatrosu’na, okul okuduğum şehre tayin oldum ve halen burada görev yapmaktayım. Televizyon dizileri, sinema filmleri oldu ayrıca ben senaryo da yazıyorum. 2004 yılında Dönme Dolap adında bir tarihi eser kaçakçılığını konu alan bir eser yazdım. TRT 1 ekranlarında yayınlandı. 2008 yılında da Foça’da çekilen Dalgakıran adlı aşk dizisini yazdım. TRT 1’de yayınlanan dizide İlhan Mansız ve Eliza Hope oynamıştı.
Dizi oyunculuğuna devam eden sanatçı, Yeşil Deniz dizisindeki ‘Tüccar Sami’ karakterinde oynamaktan çok keyif aldığını, Ödemiş halkının inanılmaz sevgisini ve desteğini gördüklerini de belirtmeden geçemiyor.
Yeşil Deniz’in TRT’de yayınlanması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Recep Sarı: Özel televizyonların birçoğundaki idareci sıfatında olan kişiler ve birçok sanatçı TRT kökenli. Her yerde seyredilebilen Yeşil Deniz dizisinin TRT gibi bir kanalda yayınlanmasından da son derece mutluyuz. Reytingler de çok iyi gidiyor.
Ödemiş halkı tarafından nasıl karşılandınız?
Recep Sarı: Ödemiş ve Birgi halkı çok sevecen davranıyor. Yerel halk, bizi sıcacık samimiyetleriyle kucakladı. Tüccar Sami karakteri ile beni halk öyle özdeşleştirmiş ki dizideki rolüm gereği boyunluk takmıştım, yolda beni boyunluksuz gören teyzelerin “Şükür boyunluğu çıkartmışsın!” demesi üzerine ben de “Çok şükür sizin dualarınızla iyileştim” diyerek cevap veriyorum.
Son derece eğlenceli ve değerli bir kişi olduğunu sizlere belirterek kendisine bu güzel sohbet adına teşekkürlerimizi ileterek bir başka oyuncumuza yöneliyoruz.
Röportaj: Cemre Baysel
Dizinin en genç ve yetenekli oyuncularından olan ve dizideki Gonca adıyla bilinen oyuncumuz Cemre Baysel’e yöneltiyoruz sorularımızı bu kez. Kendisinden kısa bir tanıtım bilgisini istiyoruz. O da bizi kırmadan yanıtlıyor o güzel gülümsemesiyle…
Bize kendizi tanıtır mısınız? Kimdir Cemre Baysel?
Cemre Baysel: 1999, İzmir doğumluyum. Ajans İzmir’de modellik yapıyorum. Şu an Işılay Saygın Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Resim Bölümünde okumaktayım. (Kendisine benim de aynı zamanda bir çizer olduğumu söylediğimde adeta o resim aşkı ışıltıyla parlıyor genç oyuncunun gözlerinden. Yeşil Deniz’in ilk oyunculuk projesi olduğunu da ekliyor sözlerine.)
Resim mi Oyunculuk mu daha özel sizin için? Öncelikle hangisini tercih etmeyi düşünüyorsunuz?
Cemre Baysel: Oyunculuğu çok eğlenceli buluyorum. Yorucu yanı olsa da çok seviyorum ve ileride de düşünebilirim. Ancak önce resim… İzmir’liyim ama dizideki şive konusunda Sabriye Günüç hocamın çok desteğini gördüm. Hiç uyumadan değerli zamanını bize ayırdı ve sayesinde başardık.
Kendisine çok teşekkürlerimizi sunarak ve sanat yaşamında başarılar dileyerek uğurluyoruz genç oyuncumuzu.
Röportaj: Sabriye Günüç
En başta da belirttiğim üzere, Yeşil Deniz dizi ekibinin usta oyunculuklarının yanı sıra, uzmanca yaptığı göreviyle dizinin adeta ekranlara çekim kuvvetini sağlayan bir isim ki hem oyuncu hem de dizinin Şive Koçu, diyalek uzmanı, Sabriye Günüç’e yöneltiyoruz son olarak sorularımızı.
Öncelikle Sabriye Günüç kimdir? Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Sabriye Günüç: 1983 Muğla doğumluyum. Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünden mezun oldum. New York’ta aktör stüdyolarda aktif workshoplara katıldım, İstanbul Devlet Tiyatrolarında oyuncu olarak çalıştım.
Şive Koçluğu işine nasıl yöneldiniz?
Sabriye Günüç: Aslında tiyatro oyuncusuyum. Ama önüme gelen işler beni bu yola doğru yöneltti. ‘Dondurmam Gaymak’ filminde de Yüksel Aksu ile birlikte bir çalışmamız oldu. Orada da yine halktan oyuncular vardı, henüz öğrenciliğimi bile tamamlamamıştım bu işi yaparken. Çağan Irmak’ın üstlendiği ‘Yol Arkadaşım’ dizisinde hem şive koçluğu hem de oyunculuk yaptım. ‘Aşk ve Hayal’ dizisinde de doğu şivesiyle oyunculuk yaptım. Sonrasında bu iş benim merakım haline geldi. Denizli’den tutun da Aydın, Muğla ve İzmir’de konuşulan “şimdi” kelimesi, yöresel farklılıklar yaşar. Aslında aynı anlama gelmesine rağmen… Bu konuda çok kitap okudum birçok araştırmalarım oldu, aynı zamanda yaklaşık 1000 adet videom mevcuttur. Yeşil Deniz dizisinde de hem Atiye karakterini oynuyor aynı zamanda da dizinin Şive Koçluğu görevini üstleniyorum.
Yeşil Deniz adını nereden almış? Size göre Yeşil Deniz ne anlam ifade ediyor?
Sabriye Günüç: Ben bir Egeliyim, Muğla doğumlu olmama rağmen Muğla, Aydın, Ödemiş diye ayırmıyorum bunu izah etmek isterken, hem diyalektik anlamda hem de bütün Ege işleri adına. Şöyle ki tüm Ege’de yeşil tarlalar vardır ve denize olan uzaklığımız en fazla yarım saat civarındadır. Örneğin Muğla’yı ele alırsak bizim ailelerimizin çoğu hayvancılık ve tütüncülük işi ile uğraşırlar ve yemyeşil olan bizim için tütün tarlalarıdır. Tıpkı Yeşil Deniz dizisinde olduğu gibi.
Çocuklar hep babalarına sorarlar:
— Eee baba bizi ne zaman denize götürcen?
Baba da cevap verir:
— Ee gızım sen zaten hep denizin içindesin, aha bak yemyeşil her yer deniz gibi…
Deniz misali tarlalarda yazın kavurucu sıcağında erkenden kalkılır ve tarlalara çalışmaya gidilir. Ben hiç tütün işi bilmem ama çocukluğumda yapanları görürdüm, izlerdim hep, babaannemden öğrendiğim ve duyduğum kadarıyla hep aynı hikayeyi duyardım. Bu konuyu dizinin senaristi ile de konuştuğumda aynı yanıtı aldım.
Yeşil Deniz dizisinin şivesi hakkında bize biraz bilgi verir misiniz?
Sabriye Günüç: Dizinin Şive Koçu ve bir Ege’li olarak, özellikle günümüzde böyle işler yapmanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Çünkü artık dilimizdeki şive denilen şeyi kaybediyoruz. Aslında bu çok önemli bir konudur. Diyalektik bir süreç var; şöyle bir bakıldığında benim babaannem ve burada yaşayan yaşlılar konuşuyor artık bu yöresel şiveleri. Aynı işi yapmış olduğum birçok yerde de o yörenin gençleri bana diyor ki, “Biz bu şekilde konuşmuyoruz.” Ama o yörenin şivesel kökenine indiğimizde aslında o şivenin kullanıldığını görüyoruz.
Tabi ki her anlamda gelişmiş bir ülke olalım ama bu şekilde devam edersek şive denilen kavramımızı yitireceğiz gibi düşünüyorum. Bu anlamda görevim gereği ve dizi ekibi oyuncuları olarak biz aslında bu geleneği de yaşatıyoruz, insanlara sıcak ve samimi bir aile kavramını anlatmaya çalışıyoruz. O sebeple bu ille de Ege yöresi için geçerli değil, Karadeniz yöresi, Trakya yöresi gibi yöreler için de geçerli bir durumdur. Ben daha önce başka yöre işleri de yaptım. 2015 yılındayız ve böyle gidersek bir 5 yıl sonra bizim çocuklarımız bu yörelerimizin şivesini hiç bilemeyecek. Örneğin ben Gelibolu’da Düşman Kardeşler dizisinde 13 bölüm oynadım. Bu o yöre için de geçerli bir konudur.
Son olarak Yeşil Deniz’deki oyunculuğunuz hakkında bize ne söylemek istersiniz?
Sabriye Günüç: Bu dizideki görevim benim için çok ayrı. Çünkü burada şive koçluğu ve oyunculuk görevlerini üslenirken bir Ege’li olarak, sanki babaanneme ya da aileme, büyüklerime hizmet etmiş gibi hissediyorum kendimi. Çünkü ben bu yöre insanının emeği ile büyüdüm ve yoğruldum, bu anlamda kendimi onlara hizmet etmiş gibi hissediyorum. O sebeple benim için daha bir özel Yeşil Deniz dizisi. İşimi yaparken ayrıca dildeki estetik kaygısını da işin içine katmaya çalışıyorum. Böylece kendiliğinden doğallık yakalanıyor ve yöresel şivede birlik oluşuyor.
Sabriye Günüç’e de İndigo Dergisi olarak teşekkürlerimizi sunarak ayrılıyoruz güzel dizi ekibinin yanından…
***
Belki Yeşil Deniz’i izlediniz müptelasısınız, belki hiç izlemediniz fakat bu röportaj ile bir fikir edindiniz sanırım ve bugünden sonra diyelim ki izleyeceksiniz. Hangi seçenek olursa olsun bir kez izlemeniz zaten sizi dizinin doğallığına sürükleyecektir bundan kesinlikle eminim.
Yeşil Deniz’den Ödemiş’e İnen Yıldızlar!
Fotoğraflar: Yeşil Deniz Film Görselleri
Röportaj fotoğrafları: Erdal Göksenin
Dizi oyuncuları ile iletişime geçmemizi sağlayan Yerel Güç Ajans’a teşekkürlerimizle….