İşin Zor Kardeşim

Kadın olmak zor bu ülkede. Erkek olmak da öyle… Öğrenciysen daha da zor işin. Hele ki çocuksan, hepten beter… Yaşlıysan da zor diyeceğim ne yazık! Yani kısaca; bu ülkede yaşıyorsan, işin gerçekten zor kardeşim!

işin zor kardeşim

Kadın olarak verilmiştir can’ın; erkekten iki adım geridir yerin.

Çalışmak istersin, ‘erkeğin bakar sana‘ olur. Sanki nefesini veren güç, o’dur!


Dudağına kırmızı sürsen, tavizkar olursun, gözüne sürme çeksen cüretkar

Özgürlüğün sınırlıdır sokaklarda. Bir erkek olmaldır, korunmak için yanında. Hele ki yalnız başına çıktıysan dışarı; kafan yerden asla kalkmamalı…

Bir vitrine baksan, bir de adam varsa vitrinin yanında; sanılır ki o adama baktın davetkarca

Sesin de duyulmamalı dışarıdan çok… Bir de öyle edepsiz kahkahalar atmayacaksın; yanarsın… Baştan çıkartırsın adamı; cehennemde yakarsın!

***

Erkek doğmuşsundur; kabul edilir düzenli işleyemeyen hormonların. Senin suçun değildir; ‘Allah’ın yaratma takdiri‘ denir. Karşı cins görünce azgınlaşan bakışların, sen kaynaklı değil; yaradılış meselesidir.

Böyle anlamsız konularda sen suçlu değilsin erkek kardeşim; sen bu toplumun ilmek ilmek işlediği, nadide bir esersin…

Bir de kazınmıştır üzerine aile resiliği. Evde her şeyi sen bilirsin.

Evlenip soyismini verdiğin kadını; ister çalıştırırsın, ister saksına bitki olarak dikersin

Bu sorumluluk sana aittir erkek kardeşim; toplumca sana verdiğimiz emanettir, bilesin…

***

hamalÖğrenciysen daha da zorlaşıyor işler. Harçlar, sınavlar, puanlar, ödevler…


Sen gözünü açtığında başlar ailende, hangi mesleği seçeceğin kaygısı… Ayrıca pek de düşünülmez; insanların hangi meslekte mutlu olacağı…

Ailen çizer yolunu, sen takip edersin. Senin görevin budur; ‘yap‘ derler; itaat edersin

Hele bir de hayata karşı söyleyecek sözün varsa dilinde; birgün yaka paça gözaltına alınıp, kelepçelenirsin… ‘Susmak erdemdir‘ derler sana, anlarsan bu cümleyi; susabilirsin. Ancak anlamadıysan işin zor; isminin altına bir kırmızı kalem çekilir, fişlenirsin

***

kaçakÇocuksan hele; hiç seçim hakkın yoktur senin.

Hem, önemli sayılır zamanla oluşacak kişiliğin, hem de onların söyledikleri olmalıdır ezberin

Soru sorma lüksün de yoktur ayrıca; kafa yormamalısın çalışan beyninin sana sorduğu sorulara.

Ne verirlerse sana, o olacak bildiğin… Sana kısıtlı verilenlerle de ‘özgür eğitim‘ alabilirsin. ‘Özgürlük nedir’ diye sorma bana; onlar senin yasaklı kelimelerin

Yılların yükü birikmişse omuzlarında ve ömrün boyunca kurmuşsan emeklilik hayali; üzgünüm tonton amca… Biraz daha var emekli olmana.

Zamanında hakedişinden kesilen paralar, yatacak hesabına şüphen olmasın. Ancak daha tutuyor elin ayağın…

Biraz daha sabretsen diyorum sen…

Bak, diyorum; emekli olacaksın, ağzındaki son dişin düşmeden!

Deme bana o yaşta parayı ne yapacağım;


Bir dua ya da beddua dökülecek dudaklarından, ve darmadağın olacak hasta yatağın!


 

Sibel İlgör
Yağmurlu bir Nisan gecesinde, umutla doğdu dünyaya... Bilginin asla yeterli olmayacağına inandı hep. Bir adım ötesi mutlaka vardı. Ve o; öteye geçmek için her zaman çabaladı... Gerçeğin ne olduğunu hala arıyor... Edindiği hiçbir gerçek, ona yeterli gelmiyor. Bu noktada; okuyor, yazıyor... Okur yazarlık en baş ilkesi... Ve varoluşunda; okunmadan ve üzerine düşünülmeden yazılan hiçbir cümlenin, güçlü olmayacağını düşünüyor!