Elin oğlu Macintosh’u üretiyor, Windows’u buluyor. Olmadı gidiyor ABD’ye, Silikon Vadisi’nde Yemeksepeti’ni kuruyor, 500 milyon dolara satıyor. Bizim kahvede oturan emminin bile bu kadar çok fikri varken neden bizden böyle icatlar çıkmıyor? Açıklıyorum: Bizde fikir çok; garaj yok Romalılar!
Bi’ Garajımız Olacaktı ki!
Sorun uzun, yazı kısa arkadaşlar. Biliyorsunuz ki bizde her soruna en pratik çözümler, her futbol takımına en kapsamlı teknik çözümler, her ünlüye en yetkin modacı gibi fikir yürütmeler fazlasıyla mevcut. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile üniversitelerde okutulan dersleri biz daha lisede hatmetmiş oluyoruz. Adam daha çemberle üçgeni ayırt etmeye başlarken bizimkiler integral hesaplamaları yapmaya başlıyor. Zeka desen zehir, çene desen gırla… Peki, neden bizden milyon dolarlık fikirler arada bir çıkıyor? Bizde garaj yok, garaj… Adam daha gencecik yaşında iniyor garajına, arkadaşlarını alıyor yanına; ya bir icat yapıyor ya da alıyor elemanları yanına dünya çapında bir müzik grubunun temellerini atıyor.
Tarladan Aldım 70 kuruş, Eve Geldim 3TL
“Yahu ne garajı, bizde otopark bile yok” diyenlere sesleniyorum. “Haklısınız!” Trafik sorununu çözdük de iş teknolojik yazılım icat etmeye kaldı değil mi? Bizde 4 kişi bir araya geldiğinde müzik grubu değil, okey takımı kuruyor. Hal böyle olunca da üretim olmuyor, onun yerine “pratik zekamızın” da etkisiyle bol bol aracılık, komisyonculuk oluyor. Bir şey icat edip satamayınca, üretip satan adamın tarlada 70 kuruşa imal ettiği patatese nemalanıyoruz. Tarladan alıyoruz, bir başka aracıya satıyoruz, o bir başka aracıya satıyor, sonra bize gelene kadar 3TL oluyor. Yani özetle aracı aracıya, sonra başka aracıya sonra hep beraber tüketiciye, yani sana bana yaslanılıyor. Sonra neymiş efendim, memlekette ürün çok pahalıymış. Her yere inşaat yapıyoruz ey ahali. Her yer şantiyeye döndü zaten. Madem öyle bundan sonra ortak garaj da yapılmasını kanun haline getirsinler. Olsun bitsin bu iş! Ama öyle kolay mı? Bak neler olur apartmanda ortak bir garaj olursa…
İcat Çıkarma Şimdi
Her daireye özel garaj yapacak halleri yok. Yer belli, insan sayısı belli. Biliyorsunuz bizde nüfusun yarısından fazlası büyük şehirlerde yaşıyor. Ne varsa şu büyük şehirlerde? İş mi? Aş mı? O da belli değil ya, olsun kabul. Yapıldı ortak garajlar. Apartman sakinleri toplandı ve “Garajda Ne Yapılacak?” temalı bir münazara başlattılar. Önce herkesin fazla fazla olan ama ne hikmetse ihtiyacı olan kimseye verilmeyen, çürümeye bırakılan eski eşyaların konulacağı depo olarak kullanılır. Sonra oraya bir apartman görevlisi alınır. Kirasız oturtulur. Bir iki kişi memnun olmaz bu işten. Bakılır ki para da getirmiyor. Birilerine kiralanır. Sonra yönetici iner bir gün aşağıya, “Almanya’dan oğlum gelecek” der. Onlar da çıkarılır. Bir iki genç, “Yahu biz orada icat yapacaadık” derler. Onlara da “İcat çıkarma şimdi” denilir ve tehlike savuşturulur.
Kafamız Rahat En Azından
Ne yazık ki Yemeksepeti’nin sahibi Nevzat Aydın’a kimse “İcat çıkarma” dememiş. Ya da “Boş işlerle uğraşma, sen avukat ol, müdür ol” diye telkin eden de olmamış. Adam sen git buradan MIT’ye. “Yahu ben hep bilgisayar başında çalışıyorum ve yemek söylüyorum, bunun bir sitesini kurayım” diye fikir gelsin aklına. Üşenme, Silikon Vadisi’nde geliştir fikri. Sonra sat 500 milyon dolara. Ne yapıyorsun sen arkadaşım? İşin, gücün yok mu? Faydalı şeylerle uğraş. Bak ülkemizde ortalama ve potansiyel 830,000 mühendis var. 830,001 ol. Avukat ol, hiçbir şey olamıyorsan bir yere işe gir Genel Koordinatör ol. Mucitliğe filan soyunma. Kalıbının adamı ol. Bak bu ülkede Devrim Arabaları’nı nasıl yerin dibine soktular. Uçağın mucidi Vecihi Hürkuş’a uçmayı yasakladılar. Başını belaya sokarsın adamım, icat çıkarma. Yapma işte, bulaşma. Kafan rahat olsun be oğlum. Senin kalıbın belli. Salla başını, al maaşını. Haydi şimdi bırak aklındaki zehir gibi fikirleri bir kenara, otur da dünyanın en alçak çölü nerede onu göster şimdi bana.