8 Haziran’da Bizi Ne Bekliyor?

7 Haziran arifesinde, seçim meydanlarında parti başkanları ciddi vaatlerle karşımıza çıkıyor… Bu vaatlerin karşılığı 8 Haziran sabahında karşımıza nasıl çıkacağı ise merak konusu…

seçim barajı 2015 seçim oy pusulası akp hdp baraj chp mhp

Türkiye 8 Haziran sabahına nasıl uyanacak?

8 Haziran sabahında siyaseten yeni bir güne uyanacağız… Bugün meydanlarda yapılan mitinglerin, teşkilat çalışmalarının, televizyonlardaki siyasi konuşmaların semeresini parti başkanları, yöneticileri, milletvekili adayları 8 Haziran sabahı almış olacaklar. Daha doğru ifade etmek gerekirse sandıkların açılması ve oy sayımının sonuçları 7 Haziran günü akşam 24:00 sularında netliğe kavuşmuş olacak…


Peki Türkiye, 8 Haziran sabahına nasıl uyanacak? Bu sorunun cevabını isterseniz beraber arayalım… Biliyorsunuz değerli okurlar Türkiye, geçtiğimiz günlerde hayata veda eden 1980 darbesini gerçekleştiren Kenan Evren’in 1982 anayasası ile yönetilmektedir. Bu anayasanın seçimler ile ilgili kısmına baktığımızda Türkiye’deki seçimlerde, demokrasi ile bağdaşmayan %10’luk bir seçim barajı var. Siz de taktir ederseniz ki %10’luk seçim barajı; seçimleri, bir satranç oyununa çevirmektedir.

30 küsur yıldır Türk halkı her zaman “O parti barajı geçer mi, geçemez mi? Oyumuzu o partiye atsak oyumuz boşa gider mi?” gibi birçok soruyla beraber sandıklara gitmiştir. Bu durum, bugünlerde de geçerli… Örneğin, bugün HDP, %10’luk Seçim Barajı’ndan dolayı bir riski içinde barındırıyor. Hatta bazı sol fraksiyonlu parti seçmenleri AKP’nin tek başına iktidar olmaması için oylarını HDP’ye atma gibi düşünceleri var; hem de HDP’yi desteklememelerine rağmen. Tam bir satranç oyunu…


Seçimler ne kadar demokratik?

Peki yapılan bu seçimler ne kadar demokratik? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle “Bu %10’luk seçim barajı hiç bir ülkede yok!” Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği “ileri demokrasi”nin var olduğu Türkiye’de bu baraj neden var? Burada bir eksiklik var, bu durumda; Acaba “ileri demokratik” bir ülke değil miyiz? Bu sorunun cevabını sizlere bırakıyorum…

AKP iktidarı, 2002 seçimlerinde “%10’luk antidemokratik Seçim Barajı’nı kaldıracağız. Milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracağız” demişti. Neden bu vaatlerde bulunmuşlardı? Rüşvet ve yolsuzlukları kaldırmak için; ancak milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılmadı. Çok alakalı bir şey olmayacak ama burada bir büyüğümüzün her zaman sorduğu soru geldi aklıma!: “Acaba birilerinin abdestlerinden şüpheleri mi var?” ki bu dokunulmazlıklar kaldırılmadı! Bu sorunun da cevabını sizlere bırakıyorum…

akp iktidar seçim barajı hdp chp 2015 İkinci sorumuz %10’luk seçim barajı neden düşürülmüyor? Çünkü %10’luk seçim barajı bugünkü yasalarda “koalisyon” demek!  Herhalde kimse de herhangi birini gayrimenkulüne, evine veya gemiciğine ortak etmek istemez  değil mi? Bunların dışında biliyorsunuz havalarda birçok rakam uçuşmakta… Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanlarda “400 milletvekili istiyorum” dedi. Sonra “335 de yeter” dedi. Sonra da “Ben tarafsızım, parti ismi vermiyorum. Gönlümde bir parti var; o başka!” dedi. Eminim kimse anlamadı, hangi parti olduğunu!.. Değerli okurlar 400 milletvekili demek, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığından, Başkanlığa terfi etmesi demek! 335 milletvekili demek “referandum” demek ve Erdoğan’ın yine Başkan olması demek! Peki, Cumhurbaşkanın gönlünde olan ama bizim anlayamadığımız (!) partinin 276’nın altında bir milletvekiline sahip olması ne demek? İşte o zaman Erdoğan’ın gönlünde yatan parti ile başka bir partinin koalisyonu demek.


Koalisyonun olması durumunda kim kiminle koalisyon kuracak peki? Bu şu an muallak! Nedeni ise her parti, AKP ile koalisyona karşı! Meydanlarda birbirleri ile hakkında söyledikleri ise bunu destekler nitelikte… Koalisyon gibi bir durum çıkması durumunda AKP iktidarının buna yaklaşmayacağı ve azınlıkSüleyman Demirel Dün, dündür; bugün, bugündür seçim barajı hükümeti kuracağı düşüncesi daha güçlü bir olasılık! Ancak bu ülke, ne sözler söyledikten siyasilerin geri adımlar attığını gördü. “Yapmam, etmem!” diyen siyasilerin “yaptığını, ettiğini” gördük. “Siyaset devi” Süleyman Demirel’in de dediği gibi “Dün, dündür; bugün, bugündür!”.  Bu yüzden şu an söylenenlerin hiçbir önemi yok değerli okurlar! Bugüne kadar hem bu iktidarın hem de bundan önceki birçok hükümet ortağının meydanlarda söylediği vaatlerin birçoğu yerine gelmedi. Bu yüzden 8 Haziran sabahına da bu vaatler ışığında uyanacağız!


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…