Müzede yüz yıllık eserlere dokunamazsınız. Özenle yapılmış bir yemeğe herkes sofraya oturmadan dokunmazsınız. Doğaya, yeni açmış çiçeklere, su içene dokunmazsınız. Peki, milletvekiline neden dokunmazsınız?
Bana Dokunmayan…
Malum seçimler ve seçim sonrası süreçler, bu aralar sosyal medya kıraathanesinin trend konusu. Herkes vaatlerini verdi. Asrın projelerini açıkladı. Kimisi konuştu, kimisi yaptı. Barajları aştı, alkışladı, yürüdü, falandı, filandı… Peki, neden kimse şu dokunulmazlıklardan bahsetmedi?
En demokratik geçinenler bile dokunulmazlığın, D’sinden bile söz etmedi. Nereden çıktı bu dokunulmazlık önce onu hatırlayalım. Anayasa’nın 4. Yasama Dokunulmazlığı bölümündeki 83. Madde’de şu şekilde geçiyor: Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Yani diyor ki, biz aramızda kendi kendimizi yargılayabiliriz. Halkı da dolandırsak, bunun kararını parlamentoda biz veririz. Özetle, siz seçersiniz ama biz kendimiz çalar kendimiz oynarız. Üstelik şöyle de devam ediyor: Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki siyasi parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. Yani diyor ki “Değiştiremezsin arkadaşım uğraşma”
Aslında hiçbir şey birbirine dokunmaz
Üzerine çok fazla tartışmaya gerek yok. Kuantum fiziğiyle ilgilenen bilim insanları çoktan meclisimize ve vekillerimize çözüm buldular bile. Duymayan kalmasın, aslında hiçbir şey birbirine dokunmaz.
Atom altı fiziğine göre her varlık atomlardan oluşur. Atomlar ise pozitif ve negatif yüklü alt parçacıklardan… Proton adı verilen pozitif yüklü atom altı parçacığı, gene atomun merkezinde bulunan nötronlar ile bir arada durur ve çekirdeği oluşturur. Bu çekirdeğin etrafında ise elektron adı verilen ve durmaksızın rastgele hareket eden negatif elektrik yüklü parçacıklar bulunur. Yani atomun dış yüzeyi, negatif yüklüdür.
Basit mıktanıs mantığı ile yola çıkarsanız, aynı elektrik yükünü taşıyan maddelerin birbirini ittiği kabul edilebilir. Kuantum bilimcileri de bu prensibi esas alarak atomlardan oluşan tüm maddelerin dış kısımlarının negatif yüklü olduğunu ve birbirlerine temas edemeyeceklerini, aksine birbirlerini iteceklerini iddia ediyorlar. Neticede hiçbir şey birbirine dokunmuyor arkadaşlar. Bu yüzden rahat edebiliriz.
Eminim hayvanat bahçesi müdürlüğünden TÜBİTAK başkanlığına kadar gelmiş olan zat-ı muhterem, bunları çoktan meclise raporlamıştır. E, bizim seçtiğimiz vekillerimiz de, “Zaten hiçbir şey birbirine dokunmuyor, dokunulmazlığı kaldırsak neeee, kaldırmasak ne yani?” diyerek konuyu bilimsel olarak kapatmışlardır.
Anlayanlar Anlamayanlara Anlatsın
Ben işin içinden çıkamıyorum Romalılar! Yıllardır bir dokunulmazlıktır gidiyor. Nedir bu kadar korkutan meclistekileri? Kalkınca dokunulmazlıklar herkes mi yargılanacak? Şu 550 kişiden kaçı vekilliğin verdiği bu süper gücün arkasına sığınıyor? Süper güç için süper kahraman olmak lazım. Var mı aralarında süper kahraman? Yoksa gündüz Vekil Kent, akşam mı Süpermen oluyor bunlar? Madem Süpermen oluyorlar hangi suçla savaşıyorlar? Belki de trende uyup, ABD’deki suçlarla savaşmak için oraya uçuyorlardır çünkü buradaki suçlarda bir azalma yok.
Bizim ayağımız da alışkın zaten Başbakan olmak için bile ABD’ye uçuyoruz. Onlar da haklı… Sevgili dostlar, bu adamlar nereye uçuyorlar, kim kime dokunuyor bilmem ama o dokunulmazlık kalkarsa bu ülkeden çok uzaklara uçacağını bildiğimiz adamlar var o ceylan derisi koltuklarda. Daha fazla zahmet vermeyelim, dokunulmazlığı filan bir kenara bıraksınlar direkt uçsun bunlar. Biz de kendi seçtiğimiz adamı yargılayabildiğimiz bir sisteme doğru kıyı kıyı yelken açalım. Bakın uçalım bile demiyorum ama en azından bir adım atalım. Ya da bırakalım böyle geyikleri, her şehre bir saray yapalım.