Gebelik kadının hayatındaki yeni bir süreçtir. Bu süreçte fizyolojik değişimlerin yanı sıra psikolojik değişimler de mevcuttur. Önceden sevdiklerini artık sevmeme, alışkanlıkların değişmesi, ağlamalar, içe dönme, sorgulamalar, eski anıların canlanması vb. alanlar psikolojik değişimlerdir.
Gebeliğin dönemlerinde farklı düşünceler ve duygular ortaya çıkmaktadır. İlk trimesterda (0-3 aylık dönem), gebe olmak ve olmamak konusundaki duygularda dalgalanmalar, ikiliemler görülebilir. İkinci trimesterda (3-6 aylık dönem) duygular, bebekle bağ kurma, hamileliğe uyum konularına yön değiştirir. Son trimesterda (6-9 aylık dönem), doğumun nasıl olacağına dair düşünceler ortaya çıkar ve duygular heyecan üzerine yoğunlaşır. Bu heyecan duygusu bazen kontrol edilemeyip yerini kaygıya bırakır.
Gebeler, özellikle doğum anı yaklaştıkça, bebeğin hareketlerini hissetmeye başladıkça doğuma dair sorgulamalar yapar ve endişe duyar. Bu endişenin ne kadar olduğu bireysel farklılıklar gösterebilir. Yaşanan endişelerin konuları değişkenlik gösterebilir. Bebeğin sağlıklı olması, annenin kendi sağlığı, aile büyükleriyle iletişim, personele güven, eşle uyumun devamlılığı, iyi anne-baba olabilme, doğum anında anne adayının hareketlerin serbestliği vb. bu konuların alt başlığıdır.
Korkunun nedenleri kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Ancak genel korku nedenleri olarak, annenin kronik bir rahatsızlığının varlığı, plansız oluşan gebelik, tüp bebek, aşırı kilo, pasif kişilik özelliği, eğitim düzeyi, ekonomik düzey, eş ilişkileri, aile büyüklerinin etkisi, (ilk gebelik değilse) önceki doğuma dair zihin kayıtları, geçirilen çocukluk yaşantıları vb. sıralanabilir.
Gebenin doğuma dair düşüncesi ve hissi hem kendisinin yaşam deneyimlerine hem de çevreden edindiği bilgilere dayanır. Gerek kültürel bakış açısı, gerek medya, gerekse toplumun doğum hakkındaki mitleri gebenin doğuma bakışını şekillendirir. Bu yönüyle doğuma dair duygunun öğrenilmesi bir çeşit “sosyal öğrenmedir.” Ayrıca beyin odaklandığı konuyu yaşantılarken daha büyük hale getirir. Bu yüzden, öğrenilen duygu yaşantılanırken daha da büyük hale gelir.
Doğum anında beklenen tüm kasların gevşemesi ve kasların istediği şekle girebilmesidir. Gevşeyebilmek de öğrenilebilen bir deneyimdir. Bunun düzeyi kişiden kişiye değişebilir. Bazıları gevşeme sırasında derin uykuya geçerken, bazıları için de vücut bölgelerini gevşetebilmek bir adımdır. Ancak imajinasyon çalışmaları, müzik, koku, nefes, dokunma vb. uygulamalar bunun düzeyini şekillendirir. Gebenin, kendisine hangisinin iyi geldiğini kestirebilmesi için kişisel farkındalığını keşfetmesi gerekir.
Gebe eğitimleri hamileliğe ve doğuma dayalı sadece fizyolojik bilgileri barındırmadığı müddetçe, doğum isteklerinin belirlendiği, kişisel farkındalıkların yaşanacağı psikolojik metodları içerdiği sürece hem teorik bilgilerle gebeyi besler hem de psikolojik desteğe adım atmaya yardımcı olur. Ayrıca; insan kaygı anında, kaygılandığı konuyla ilgili olarak benzer kişilerle konuşup rahatlamak ister. Eğitimlerde de gebelerin bir arada bulunması ve birbirleri arasında oluşan sosyal ortam, rahatlama sağlar.
Doğuma yönelik psikolojik hazırlık, gebelik ve doğum hakkında bilgilendirmeler, doğum esnasında yapılacak gevşeme ve nefes egzersizleri, ıkınma eğitimi, doğum sonrası beslenme, egzersizler, bebeğin bakımı konularının işlendiği gebe eğitimlerinin doğuma dair olumsuz düşünceleri minimalize ettiği ve stres düzeyini azalttığı konusunda kanıta dayalı çalışmalar mevuttur.
Bu süreçte anne oluşunuza zaman ayırın,
Kendinizi, duygularınızı, bebeğinizi hissetmek için zamanı kullanın,
Kendinizi keşfetme yolunda yeniden öğrenci olmak için sürece dahil olun.