Seçim ve Kuantum Dinamiği

İnsanlığın düşüşü düşüncenin dönüşmesi ile başladı… Peki, nereye dönüştü düşünce, nasıl olması gerekiyordu ve şimdiki aldığı hal nasıldı?

seçim kuantum düşünme dinamiği seçim 2015

Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre insan bir günde yaklaşık altmış bin bilinçli düşünce üretiyor fakat bunun ne yazık ki %85’i olumsuz düşüncelerden oluşuyor…

Diğer yandan, düşüncenin madde olduğunu söyleyen kuantum fiziği ile bunu birleştirecek olursak vay başımıza gelenler demek lazım. Öyleyse, iki teori birleştiğinde düşündüğümüz her şeyi başımıza getirme potansiyelimiz var demektir.


Yaklaşan seçimleri düşünüyorum ve siyasilerin konuşmalarını dinliyorum da, genellikle kendilerine rakip aldıkları siyasi partinin hangi ayıpları olduğuna ve onların neyi ne kadar kötü yaptıklarına odaklı konuşma içerikleri oluyor. Bu konuşmalar doğal olarak vatandaşların da, bu şekilde düşünmelerine sebep oluyor. Ve taraftarı oldukları siyasi partilerin neler yapabileceğinden çok, rakibin neleri kötü yaptığından dem vurarak açıklamalar yapmaya çalışıyorlar. İstemediğimizi düşündüğümüz, söylediğimiz her şeyi, ona enerji vererek (düşüncelerin maddeleşmesi teorisiyle) büyütüyor ve olduruyoruz. İstediğimizin bu olmamasının kuantum fiziği için hiç bir değeri yok.

Aslına bakacak olursanız mesele çok basittir. İnsanların en büyük ve kendilerine en çok zarar veren alışkanlığı, olmasını istemedikleri üzerine düşünmektir. Oysa düşüncenin dinamiği yaratımı getirir ve yaratım da; ister olumlu olsun, ister olumsuz, neyi düşünüyorsanız, o olur…

Nasıl bir seçim hayal ediyoruz?

Nasıl bir ülkede, hatta bırakın ülkeyi, nasıl bir dünyada yaşamak istiyorsak neden onu düşünmeye başlamıyoruz? Neden olmasını istemediklerimiz (kusurlar ve ayıplar) yerine, olmasını istediğimiz bir düzen, bir yönetim ve hatta seçim hayal etmiyoruz?

Buna isterseniz Polyannacılık da diyebilirsiniz, fakat daha önce topyekun hiç böyle düşünmedik ki, sonucunun ne olduğunu bilmek için daha önce denemiş olmamız gerekirdi.

Yukarıdaki bilgiyle bakacak olursak insanlarımızın ne kadarı mutludur sizce? Yaklaşık %85’inin mutsuz olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Sadece etrafınıza bakmanız yeterli. Ne görüyorsunuz?


İnsan tek başına her şeydir. Sadece kendi değerinin ve gücünün farkında değildir. Bundan yıllar evvel bir gazetede şöyle bir haber okuduğumu hatırlıyorum: Rus bir demir yolları işçisi, soğuk hava deposu şekline dönüştürülmüş bir vagonu temizlerken, kapı üzerine kapanarak kilitli kalır ve ertesi gün görevliler vagonun kapısını açtıklarında işçiyi ölmüş olarak bulurlar. Ölüm sebebini anlamak için otopsi yapılır ve sonuç çok şaşırtıcıdır. Rus işçi donarak ölmüştür fakat vagon elektriğe bile bağlı değildir. Peki, nedir bu adamın soğuk olmamasına rağmen donarak ölmesine sebep? Sadece buna inanması ve bunu düşünmesidir.

Öyleyse bir insanın inancının ne kadar ihtişamlı bir gücü olduğunu anlayabiliyor musunuz?

Peki, inançlarımızı oluşturan şeyin tamamen düşüncelerimiz olduğunu anlayabiliyor musunuz?

Düşüncelerimizi kontrolün elimizde olduğunu anlayabiliyor musunuz?

Hadi gelin hep beraber mutlu bir dünya düşünelim, mutlulukla seçilmiş yöneticiler, herkesin dilediklerine sahip olduğu ya da sahip olduklarıyla mutlu olduğu bir ülke….


Bu güç hepimizde var…