Hoca, 1985 tarihinde yayımladığı “İslam’da Cinsel Hayat” isimli çalışmasında oral ilişkiyi helal olarak cemaate duyurmuştu.
“Adet ve lohusalık hali ile anal ve sado-mazo ilişki dışında karı-koca arasında günah kapsamına giren hiçbir cinsel pratiğin olmadığını ve oral seks dahil şu caiz midir, bu yapılabilir mi gibi sözlerin, ellerin ve dudakların kullanımı ile ilgili herhangi bir hususun sorulmasına gerek yoktur.” Yönünde kitabında çıkarımlarda bulunmaktaydı. Peki ne oldu da otuz yıl sonra konu haram olarak değişti?
Uzakdoğu dövüş sanatları gibi cinselliği derecelendiren ulemaya, halktan biri olarak çokça kelam etmeye çalışacağım. Halkın üzerinden yasaklı öğretilerin kaldırılması gerektiğine inanan biri olarak, doğudan ileri derecede bir sanat ve uygulama alınacaksa, bu kamasutra olmalıdır derim. Siyasi, dini otorite halen cinsel kimliğe saldırmaya devam etmekte ne yazık ki! Düşünce ortamlarının kabızlığa varan kısırlığı günümüzün dini uleması tarafından insanların üzerine kusulmaktadır.
Dini ulemanın sekste fıkhi görüşler ileri sürmesi, cinsel birleşme pozisyonlarının haram veya caiz olmadığı yönündeki fetvaları absürd bir mizahın da dillenmesine neden olmaktadır. A. Rıza Demircan’ın devlet televizyonunda ileri derecede oral seksin haram olduğunu söylemesi, Cübbeli Ahmet Hoca’nın da tartışmaya katılmasına; İslam’da cinsel hayat üzerine çalışmaları olduğu bilinen A. Rıza Demircan Hoca’nın ileri derece oral seksin helalleri veya haramları üzerine konuşurken, TRT Spikeri Hanımın gülme krizine girmesi dikkatleri konu üzerine çekerek sulandırılmasına neden oldu.
Cinsel birleşmede “Dil kullanımı” helal mi?
Tüm İslam aleminin, oral seksin helal mi, haram mı olduğunu merak ettiğini de bu programdan öğreniyoruz. Ama Hoca, 1985 tarihinde yayımladığı “İslam’da Cinsel Hayat” isimli çalışmasında oral ilişkiyi helal olarak cemaate duyurmuştu. “”Adet ve lohusalık hali ile anal ve sado- mazo ilişki dışında karı-koca arasında günah kapsamına giren hiçbir cinsel pratiğin olmadığını ve oral seks dahil şu caiz midir, bu yapılabilir mi gibi sözlerin, ellerin ve dudakların kullanımı ile ilgili herhangi bir hususun sorulmasına gerek yoktur.” Yönünde kitabında çıkarımlarda bulunmaktaydı. Peki ne oldu da otuz yıl sonra konu haram olarak değişti?
A. Rıza Demircan Hoca’ya, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, sert tepki tepki gösterdi. Cübbeli Ahmet Hoca, “Bu milletin çoğunun başında böyle bir imtihan var. Sen buna haram derken nereye dayandın? Duvara dayandın. Nasıl haram diyorsun buna şimdi? Haram başka caiz değil başka.” dedi. Cübbeli Ahmet Hoca, oral ilişkinin ve spermin temizliğinin mezheplere göre farklılık gösterdiğini ve konu hakkında fetva vermenin yanlışlığını belirtti.
Hocanın verdiği fetvalar: Regl / ay hali dönemi ilişkisini haram kıldığı gibi anal ve oral ilişkiler; Dini ve tıbbı bir mazeret olmaksızın eşlerin cinsel görevlerinden kaçınmaları; Zina, eşcinsellik, erotik yayınlar vb. eşlerin günaha girmesi için yeterli deliller olarak önümüze sürülmektedir. “Allah’ın haram kıldıklarını öğretmek ne zamandan beri gayr-i ahlakilik oldu?” sorusunu kamuoyuna dayatarak, cinsel tabuları korku aracı olarak kullanmaktadır.
İslam alimlerinin verdiği fetvalara kısaca bakacak olursak, oral seksin haram veya helal olduğuna dair kesin bir yargıya varamadıklarını göreceğiz:
Maliki alimi olan Muhammed el-Haraşi “Muhtasarul halil”e yaptığı şerhin haşiyesin de Esbağ’ın sözü hakkında ” Esbağ (kadının avret mahalline bakma hususunda) kendisine sorulan sorunun tahkikinde, soruyu soranın sözüne karşılık “Evet, yalayabilir” sözü ile mübalağa ile yol vermiştir, yoksa sözün asıl manasını kast etmemiştir. Zira kadının avret mahallinin yalanması güzel bir ahlak değildir.” (27) demektedir.
Hulasa: Eşler için diğerinin vücudundan faydalanmak caizdir. Ancak burada iki tane şeye riayet etmek gerekir.
Hakkında haram olduğuna dair emir olan:
a) Kadına arkadan yaklaşmayacak, zira bu büyük günahlardandır ve livatanın çeşitlerindendir
b) Regl esnasında kadına yaklaşmamak, gibi yasaklardan sakınacak
Kadınlarla iyi geçinme ve ondan faydalanma islâmın edep çemberi ve güzel ahlak içerisinde olacak. Her ne kadar bu ilişki hakkında haramlığına dair bir kesinlik bulunmamaktaysa da, bu gibi fiillerin İslami edebe uygun olduğu da söylenemez. Dolayısıyla hem sağlık yönünden, hem de dini açıdan mahzurları düşünüldüğünde bu fiilden sakınmak ve uzak durmak en faziletlisidir.
Bu eylemin haram olduğuna dair bir delil olmadığı ve hakkında haramlığına delil olmayan bir şeyin haram olarak ilan edilemeyeceğinden dolayı kerhen yanıt verdikleri ortadadır. (Kaynaklar: 1) Malik b. Enes, Muvatta, bab (47) husnü’l huluk hadis no:1 (1644) 2) Sünenü İbn-i Mace, iman babı, hadis no: 2 -57)
Buhari ve Müslim’de de hadisler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de “Sizden hiç biriniz eşiyle hayvanlar gibi sevişmeden cinsi münasebette bulunmasın, araya elçi koysun. “Aradaki elçi nedir diye sorulduğunda “aşk fısıltıları ve öpüşmedir” Hadis-i şerifidir.
Bu konuda ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerinde hadis bulunmamasına karşı Şii muhaddislerden El- Kuleyni’nin kafi’sin de “Sahabenin biri peygamberimize, karımın cinsel organını öpebilir miyim diye sorması üzerine; Resulullah’da bir sakınca olmadığını söylemiştir.” şeklin de bir rivayet bulunmaktadır. Ancak ehl-i sünnet alimlerinin eserlerinde bu şekilde bir rivayet bulunmamaktadır.
İster dinsel, isterse dünyevi kültür cinsel yaşamı erkek egemenliğine göre belirlemektedir. Erkek nefsine göre şekillenen bir cinsel anlayışın da dinsel öğretilerden uzak olması gerekmektedir. Oral seksin insanlık kadar eski bir tarihi vardır. Eski duvar kabartmalarında ve resimlerde olmak üzere bir çok tarihi eserde bu teknik resmedilmiştir. Oral seks bir sanattır. Cinsel organların ağız yoluyla uyarılması ile yapılan son derece doğal, bilimsel olarak da kabul görmüş bir seks tekniğidir.
Oral seks kesinlikle bir cinsel anomali veya sapıklık değildir.
Hem cinsel organlar hem de ağız mikrop almak için uygun bölgeler olduğu için cinsel organların özel salgılarında cinsel yolla bulaşan hastalıkların mikropları hastalık yapabilir. Özellikle ağızdaki yaralar, iltihaplı diş etleri ve dişler mikropların kana ulaşması için daha uygun ortamlar yaratabilir. Kadının erkek cinsel organlarını ağzıyla uyarması, yalaması veya öpmesi anlamına gelen “fellatio” kelimesi emmek fiilinden türemiştir. Erkeğin kadın cinsel organını ağzıyla uyarması veya yalaması anlamına gelen “cunnilingus” kelimesi de vajen dudaklarını yalamak fiilinden türemiştir.
Cinsellikte neyin doğal neyin sapkın sınıfına gireceği hala gizemini korumaktadır.
Kültürden kültüre, zamandan zamana değişmektedir. Tarih boyunca tabu olarak görülen cinsel ilişkiyi bu gün zincirlerinden kurtarıp, yeni bir devrim yaratmanın zamanıdır. Geçmişte uygulanan yasaklara kısaca değinecek olursak, bugün de değişenin ne olduğu sorusu yanıtsız kalacaktır.
Sümerler evli bir kadın bir erkeği baştan çıkarırsa kadını öldürüyordu. Erkeğe ise bir ceza yoktu. Sonraları erkeğin de cezalandırılmasına karar verildi. Daha sonraki bir uygulama zina yapan kadına yaşama fırsatı tanıyordu ama bir şartla: Kadın eli kolu bağlanarak ırmağa atlayacak, eğer bağları çözmeyi başarıp kıyıya çıkabilirse yeniden topluma katılmaya hak kazanacaktı. IŞİD yasalarından ne farkı var?
Asurlar döneminde bir kadın bir erkeğin tek testisine zarar verirse bir parmağı kesiliyordu. İki testisine zarar verirse gözleri çıkarılıyordu.
Antik Yunan’da karı- koca arasında çok büyük bir bağ yoktu. Kanunlarda karı-kocanın ayda üç defa seks yapması şarttı ki; birbirlerine bağlansınlar, uygarlığın devamı için meşru çocuklar dünyaya getirsinler.
Ortaçağ’da Avrupa’da kurulan engizisyon mahkemesinde kadın tecavüzden hamile kaldıysa davalar zevk aldığına kanaat getirilerek sonuca bağlanıyordu.( Yeni Türkiye’nin kürtaja yaklaşımı tanıdık geldi mi?) Anal ve oral seks yasaktı. Engizisyon mahkemesi, karılarıyla anal seks yapan erkekleri de ölümle cezalandırıyordu.
Ortaçağ’da İspanya’da eşcinsel ilişkide bulunduğu saptananlar öldürülüyor, cinsel organları boyunlarına dolandıktan sonra ayaklarından asılarak şehir meydanında teşhir ediliyordu. Taksim yürüyüşündeki polisin tavırları bugün değişti mi? Engizisyon, kadınlar arası cinsel ilişkiyi yapay bir alet kullanmadıkları sürece cezalandırmıyordu. 16. yüzyılın başlarında İngiltere’de kilise mahkemesinde her 4 kişiden biri cinsel suçlamalarla yargılandı. Evli çiftler de seksten çok zevk aldıklarına karar verilirse cezalandırılıyordu.
18. yüzyılda Avrupa’da mastürbasyon yapan veya yaptığı düşünülen gençler akıl hastanesine konuluyordu. Penislerine ereksiyon sırasında acı vermesi için halkalar takılıyordu. Amerika’da mastürbasyon yapanlara elektrik şoku tedavisi uygulanıyordu. Bu durum, 1. Dünya Savaşı’na kadar uygulamada kaldı.
Sözde seks uzmanının görüşlerine bakacak olursak, günümüzün fetvacılarından farkları olmadığını göreceğiz: Samuel Auguste Tissot; 1728-1797 arasında yaşamış Vatikanlı fizikçi, bilim insanı: Çok mastürbasyon yapan kişilerin beyinlerinin zaman içinde deforme olduğunu ve zihinlerinin mastürbasyondan dolayı hasar gördüğünü iddia etti. Kişilerin belli bir süreden sonra konuşamaz hale gelecekleri ve en sonunda da akıllarını tamamen yitirecekleri belirtti. Dr. Sylvester Graham; 1794 – 1851 yıllarında yaşayan bu bilim insanı, spermin insan hayatı için çok önemli olduğu ve erkeklerin vücutlarındaki bu sıvıyı kendilerine saklamaları çok fazla harcamamaları gerektiği düşüncesini ortaya attı. Bu nedenle yılda on iki kereden fazla seks yapmanın sağlığa büyük zararı olduğunu vurguladı.
Wilhelm Reich ve Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı
Wilhelm Reich, Orta Sınıf İnsanının Bastırılmış Cinselliğinin Ürünü Olarak Irkçılık Kuramı’nı “Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı” kitabında açıklarken; faşist kişilik yapısı belli partilere, ırklara, uluslara özgü değildir, demektedir.
Dahası, kişilik çözümlemesi alanında yaptığı deneylerle, faşist duyarlılığın ve düşüncenin bazı öğelerini taşımayan tek canlının bulunmadığı, sonucuna varır. Irksal önyargıların etkilerinin genişliği, dünyanın dört bir yanına yayılmış bulunmaları, bunların kaynağının insan beynindeki akıl dışı kesim olduğunu göstermektedir. Öyle ki, ırklar kuramı faşizmin uydurduğu bir şey değildir; tam tersine, ırksal nefret, bu nefretin siyasal alanda dile getiriliş biçimi olan faşizmi doğurmuştur. Irkçı öğreti orgazm güçsüzlüğü çeken insanın kişiliğinde dışa vuran biyolojik bir hastalıktır. Faşizm, makineci buyurgan uygarlıkla onun makineci gizemci öğretisi tarafından ezilen insanın temel coşkusal vebasıdır. Hitler, geleneksel toplumsal yapılar arasında, özellikle aile içinde sıkışıp kalan cinsel enerjiyi açığa çıkarmış, harekete geçirmiştir.
Sıkıntılı ruhsal durumu iktidarı için kullanmıştır. Cinsel baskı sonucunda biriken enerjileri böylece yücelten ya da saptıran nasyonal sosyalizmin ırk kuramının çekirdeği, ataerkil ailenin cinsel baskı ile bilinçaltına soktuğu doğal cinsel yaşam ile orgazm işlevi karşısında duyulan öldürücü korkudur.
Bu korku yenilmelidir. Bu korku ile savaşım bedenlerimizin özgürlüğüne sahip çıkmakla olacaktır. Susuzluğumuzu gidermek için, kana kana içebileceğimiz pınarların önüne kimse set çekemeyecek! Otorite ve buyurganlık karşısındaki mücadele adına kabul edin ki, ileri derecede oral seks yoktur, ileri derecede körlük vardır. İnsanların tenlerinden gözlerinizi ve ellerinizi çekin artık!