Bir ülkede iç savaş başlatmanın yolu toplu katliamlardan geçer. Suruç’taki patlama da moralinizi bozmak gibi olmasın ama iç savaşın kıvılcımıdır. Bu topraklarda iç savaş, ancak etnik kimlikler kaşınarak başlatılır.
Türkiye’nin topraklarında öyle siyasetçiler yetişti ki bedelinin ne olacağını bilmeden “Ben Sünniyim, sen Alevisin, öteki Zaza” dedi. “Ortadoğu’ya bataklık demek ırkçılıktır” dedi… Irkçı olmadığından değil, Ortadoğu’yu tanımadığından dedi bunları…
Bir de üç beş oy için…
Peki bedelinden haberdar mıydı? Muhtemelen değildi.
Bedelinin neye mal olabileceğini ben yaşanmış bir örnekle anlatayım şimdi size:
Bayrağında sedir ağacı olan bir ülke vardır. Lübnan…
Bu ülke, 1975’de iç savaş bataklığına saplandı. 230 bin ölü, 350 bin sakat, 2 milyon göçmen ile ancak 1990’da çıktı bu kirli savaştan. Filistin Kurtuluş Örgütü de dahil tam 40 milis grubu, pisliğe üşüşen sinekler gibi üşüştüler üzerine ve 15 yıl boyunca antrenman yaptılar bu ülke topraklarında… Ülkenin yönetim kadroları anayasası gereği mezhepler arasında paylaşılmıştı. Başbakan Sünnilerin, Meclis Başkanı Şiilerin, Genelkurmay Başkanı Hristiyan Marunilerin, Savunma Bakanı Müslüman Dürzilerin arasından seçilirdi. Bu Dürzi bildiğimiz dürzü değil, mezhep olan Dürzi idi. Hükümet’te ise üç bakanlık Hristiyan Marunilere, üç bakanlık Sünnilere, birer bakanlık da diğer mezheplere verilmişti. Mecliste her 11 milletvekilinin 6’sı Hristiyan, 5’i Müslüman kontenjanından seçilirdi. Musevi kontenjanından seçilen yoktu. Ateistler ise yok farz ediliyordu.
Lübnan’da 1975 yılında, Filistinliler ile Falanjistler yani Hristiyan Maruniler bir gün cami önünde çatıştılar. Bismillah dakka bir, gol bir; 20 ölü. Ülkedeki iç savaşın miladıdır o gün. Bu olaydan bir yıl sonra Suriye, ülkenin doğusunu yani meşhur Bekaa Vadisi’ni, 1982’de İsrail ülkenin güneyini, yine aynı yıl çok uluslu güç başkent Beyrut’u işgal etti. Bir yıl sonra bir bomba, hoop 241 yankee, bu patlamadan 20 saniye sonra 3 km ötede bir bomba daha, hoop 58 Fransız lejyoner paketlenip ülkelerine gönderildi. Fırsatçı emperyalist anladı ki kazın ayağı öyle değil, pılısını pırtısını toplayıp gitti bu ülkeden. Meydan Suriye’ye kaldı. Suriye Bekaa’yı; Eritre Kurtuluş Ordusu’ndan ASALA’ya, PKK’dan Tamil Kaplanları’na kadar dünyadaki tüm terör örgütlerinin eğitim üssü yaptı. Turist ithal eden zavallı ülkeyi, terör ihraç eden ülke haline getirdiler.
Soru şu: Ben bu ülkede günde 25 kişinin öldürüldüğü günleri de gördüm. Olacakları bünyem kaldırır. Asıl o günleri yaşamayanlar, sizler cevap verin; tanık olacaklarınızı bünyeniz kaldırır mı?