Mahallemizdeki bakkal, büfe, kasap, manav ailemizin birer bireyi değil miydi? Peki ne oldu da çocuklarımızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı dövüp öldürmeye başladılar? Paramız olmadığında sonra verirsin, yazıyorum deftere diyen; sabah/akşam komşularla kelam etme fırsatı bulduğumuz mekanları niye dehşet evi olarak görmeye başladık?
“Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır. Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir, hakemdir” Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözleri, Gezi Parkı eylemcilerini bastırmakta oynadıkları rolden dolayı esnafa yapılan bir övgüydü!
Bu görev duygusu ile önce Ali İsmail Korkmaz, sonra Kadıköy’de kar topu attığı için esnaf tarafından bıçaklanarak öldürülen Nuh Köklü! Milli ve medeniyet duygusu ile hareket eden esnaf tarafından yaşamdan kopartıldı!
Mahallemizdeki bakkal, büfe, kasap, manav ailemizin birer bireyi değil miydi? Peki ne oldu da çocuklarımızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı dövüp öldürmeye başladılar? Paramız olmadığında sonra verirsin, yazıyorum deftere diyen; sabah/akşam komşularla kelam etme fırsatı bulduğumuz mekanları niye dehşet evi olarak görmeye başladık?
Bir İrlandalı turistin, İstanbul Aksaray’da su almaya çalışırken şişeleri düşürmesi sonrasında esnafın saldırısına uğraması ve çetin ceviz olduğunu tüm tartaklamaya çalışanlara göstermesi, hangi hastalıklı akıllarda ödeşme duygusu yarattı?
Şu an yaşadığımız savaşın en acımasız eleştirmenleri olarak, üstelik tek kişi tarafından kalabalık esnafa karşı kendini savunan İrlandalı’yı alkışlamamızın altında nasıl bir dürtü yatmaktadır? Ayrışmanın vardığı son nokta bu mudur?
Esnaf yeri geldiğinde tüm kolluk kuvvetlerini, adaleti temsil ediyor yağlamasının ardından elinde sopayla neden her olaya müdahil olmaktadır?
Vergi afları ve düşük krediler ile kendini borçlu ve iktidar ile özdeş hisseden esnaf, aslında faşist yönetimlerin en büyük destekçisi olmaya yazgılı mı olacak?
Ya bu turist boksör değil de sade bir yurttaş olsaydı, belki de sonu ölüme varacak bir şiddetin kurbanı olarak üçüncü sayfa haberi olabilecekti ancak.
Kartopunu cinayet nedeni gören, 1 Mayıs, Gezi isyanı ve her türlü hak aramanın karşısına elinde sopalarıyla geçen milis kuvveti mi oldu esnaf?
Boksör İrlandalı, maganda esnafa karşı bir ezikliğin feraha çıkması durumu mu? Çinli sanılıp, saldırıya uğrayan diğer çekik gözlü turistlerin tek eksiği dövüş sanatlarını bilmemesi mi?
Kentsel dönüşüm projelerinin arkasında yatan en büyük rant AVM’lerdir. Gezi İsyanı neden çıktı? Birkaç ağaç yüzünden mi, yoksa Taksim Meydanı’na yapılmak istenilen Topçu Kışlası görünümündeki AVM’den mi? Her meydan, her semt, her sokak AVM’ler ile dolduğunda, esnaflık kalacak mı?
İrlandalı turistin esnafı dövmesi, ölen, dayak yiyen gençlerin intikamının alınması değil, haklı olduğuna inandığımız bir şiddetin övgüsüdür sadece. Ötekileştirilmenin hangi sonuca ulaştığının göstergesidir.
Yapılması gereken mahalle esnafımızın karşısında yeni bir cephe açmak olmamalıdır. AVM’lerden çıkıp, selamımızla kapısından girip, sohbete kaldığımız yerden devam etmemizdir. Bizler, sisteme ve tüketim çılgınlığına kurban gidenler, elimizi esnafa uzattığımızda gülen bir yüzün beklediği görülecektir. Yazlık sinemalarımız, bakkallarımız, manavımız, komşularımız, sokakta yakan top oynayan çocuklarımız bu kentin gerçek kültürü değil miydi? Ne oldu bizlere? AVM’lerin yüksek ve soğuk duvarları çok mu çekici geldi?
Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde sırdaştır; babadır, çocuğumuzu emanet edebileceğimiz kardeşimizdir. Gerektiğinde dargınları barıştıran arabulucudur; sevgimizi söyleyemediğimiz insanla aramızı yapan çöpçatandır; paramız olmadığında idare edip, cebimize harçlık koyandır.
Tezgahın altında bulunan sopalar bir merhabayla kırılacaktır ve ben buna gerçekten inanıyorum.