Bu yazının “10 maddede saç nasıl toplanır?”, “15 maddede nasıl klavye vatanseveri olunur?” gibi bir başlığı olsa belki daha çok ilginizi çekerdi. “20 maddede ateşin düştüğü yeri yakması” gibi bir sür manşetle başlamalıydım belki de acıyı görmezden gelenler için.
Ya da sosyal medyada paylaştığınızda sizin vatanseverliğinizi gösterecek bir giriş bulmalıydım, bulamadım. Sadece alışmamak için “yine mi şehit haberi?” dedikten beş dakika sonra dizi izlemeye başlayıp, her gün aynı şey diyenlere aslında ne kadar çok canın yandığını göstermek için bir yazı değil sayfalar yetersiz biliyorum. Hem 40 fidan bir yazıya nasıl sığar ki?
Hangi cümle, hangi kelime yeter annelerin, eşlerin, çocukların yüreğine düşen ateşi anlatmaya? Şehit cenazelerinin propaganda malzemesi yapıldığı, acılı bir ağabeye mezhebini açıklamak zorunda bırakacak kadar önyargılı bir zihniyetin olduğu dünyada söylenecek çok da bir şey yok aslında.
Popüler sitelerde görmeye alıştığımızın çok dışında bir (kara) liste; Son bir ayın 19 kara günü 40 şehit ve onların ardından söylenenler;
(Not: Bu liste sadece Türk Silahlı Kuvvetleri Personelini kapsamaktadır ne yazık ki bir de isimleri burada yer almayan şehit polislerimiz var. Hepsinin mekanları cennet olsun.)
Kara Listemiz: Hayatını Kaybeden 40 Jandarma
1) 25 Temmuz 2015
Uzman Jandarma Çavuş Mehmet KOÇAK (Diyarbakır-Lice-Kocaköy)
Eşi Dilek KOÇAK;” İki yetim yavru bıraktın yiğidim, mekanın cennet olsun. Benim canımı alsalardı. Beş gündür eve gelmedin, vedalaşamadık.”
Astsubay Kıdemli Başçavuş İsmail YAVUZ (Diyarbakır-Lice-Kocaköy)
11 yaşındaki Mehmet Eren YAVUZ tabutun arkasından yalnızca “baba” diyebildi.
2) 27 Temmuz 2015
Jandarma Binbaşı Arslan KULAKSIZ (Muş-Malazgirt)
Oğlu Dursun Burak KULAKSIZ; ” Babam benim İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okumamı çok istiyordu. Orada okumaya devam edeceğim. Şu anda hazırlık sınıfını yeni geçtik, 1. Sınıfa başlayacağım. Sınavı geçtiğimi de üç gün önce öğrenmişti. Çok istiyordu sınavı geçmemi. Birkaç defa girdim sınava, onu öğrendi. Çok memnun oldu, mutlu oldu. Güzel bir şekilde okuyup bitirmemi isterdi babam ve ben yapacağım.”
Eşi Sibel KULAKSIZ; “Bize ateş ettiler, eşim sağ omzunda beni korudu. Bana siper oldu, beni kurtardı. Göğsünü siper etti ben ölmeyeyim diye. Kaç defa şehit oldu? Hem kalbinden vurdular, sonra bana bir şey olmasın diye sağına attı kendini.”
3) 28 Temmuz 2015
Piyade Uzman Çavuş Ziya Sarpkaya (Hakkari-Şemdinli)
Kız arkadaşı Fatma TEPE; “bana kalan sadece gülüşün, mekanın cennet biliyorum Ziyam. Vatan sağ olmasın, yeter, başka canlar, yarım kalmışlıklar olmasın yeter. Bu nasıl bir acıdır? Rabbim sabır ver bana!”
4) 30 Temmuz 2015
Piyade Teğmen İbrahim TANRIVERDİ (Şırnak-Gömeç)
Piyade Onbaşı Hamza YILDIRIM (Şırnak-Gömeç)
Piyade Er Ömer Kağan KANDEMİR (Şırnak-Gömeç)
Baba Ergün Kandemir: “Isparta’da 55 günde ne aldıysa aldı. Sonra Şırnak Gömeç’e gönderdiler. Çatışma çıkarsa onlarla çarpışacak diye. Daha iyi yetişmiş elemanlar olsa farklı olurdu. Ben gittiğimde de gördüm. Hepsi ana kuzusu, o çocuklar eline silah almamış. İstanbul’dan, İzmir’den, Adana’dan, Konya’dan, Isparta’dan gelmiş körpecik hayatında dağ yüzü görmemiş çocukları götür sen koy oraya; ‘hadi bakalım siz karşınızdakiyle çatışın’ de… ‘Oradaki çocuklarımız bilinçli değil, bilgisayar çocuğu bunlar, orada profesyonel askerler olsa, onlar karşılasa o teröristler oraya gelir miydi acaba?’
5) 1 Ağustos 2015
Jandarma Uzman Çavuş Ali GÖKÇE (Kars-Kağızman)
Eşi Songül GÖKÇE: “Bitti mi bütün acıların, dindi mi ağrıların? Biz daha yeni kavuşmuştuk aşkım. Söz vermiştin, ‘döneceğim, bekle beni’ demiştin.”
Jandarma Er Barış AKKABAK (Mardin-Midyat-Düzova Köyü)
Dayısı Şaban Akkabak: “Tamam vatan sağ olsun da analar evlatsız, çocuklar babasız kalıyor biz yeğensiz kaldık oldu mu şimdi?” derken, teyzesi de “benim çocuğum öksüzdü, geri versinler. Bizim askerlerimize sahip çıkmıyorlar.” Diye feryat etti.
6) 2 Ağustos 2015
Jandarma Er Mansur CENGİZ (Ağrı-Doğubayazıt)
Jandarma Er Medet MAT (Ağrı-Doğubayazıt)
7) 4 Ağustos 2015
Jandarma Er Abdulkadir PEKTAŞ (Şırnak-Merkez-Bolveren Köyü)
-Ablası; “Beni götürün, silah verin. Ben onların canını alayım terör bitsin artık, analar ağlamasın. Yalvarırım size ne olur bu ateşi söndürün” derken cenazedeki başka bir yakını da “biz onu güle oynaya gönderdik. Biri çıkıp ‘Bunun hesabını veririz.’ diyor mu? Kimse demiyor. Bizim ciğerimiz yandı burada” dedi.
(Şırnak-Merkez-Bolveren Köyü) -Eşi Elif ACAR; “Lütfen, müsaade edin, eşime beş dakika daha sarılayım.”
8) 7 Ağustos 2015
Uzman Onbaşı Muhammet ORUÇ (Ağrı-Doğubayazıt)
Kardeşi Pakize ORUÇ: “Ağabeyimi istiyorum, o benim yakışıklımdı. Nasıl kıydılar ona?”
9) 10 Ağustos 2015
(Şırnak-Beytüşşebap) 11 Ağustos 2015: Piyade Onbaşı Barış Aybek (Şırnak-Güçlükonak Karayolu) “Annesi Kürtçe ağıtlar yaktı” yazıyı hazırlarken ilk karşıma çıkan haber başlığı bu oldu. Neden bunu vurgulama gereği duyuyorlar ki hâlâ, farklılaştırarak bizi bize kırdırmaktan ne zaman vazgeçecekler?
10) 12 Ağustos 2015
Uzman Çavuş Fatih Gökşen (Diyarbakır-Özerkli Köyü)
11) 13 Ağustos 2015
Jandarma Uzman Çavuş Veli ATEŞ (Bingöl) Şehidin 5 yaşındaki oğlu Abdurrahman sürekli ağlayan akrabasına neden ağladığını sordu. “güneş vurunca gözümden yaş geldi.” Cümlesine de “bak benim şapkam var güneş gelmiyor, engellerim sana da gelmesin.” Dedi.
12) 14 Ağustos 2015
Jandarma Uzman Çavuş İbrahim Taş (Hakkari-Yüksekova-Dağlıca)
Eşi Ayşe TAŞ: “Eşimin vefatından bir gün önce telefonla görüşmüştük. Şehit olacağını söylemişti bana. Ben pek fazla ciddiye almamıştım. Buraya geldiğinde bana yüzük aldı. Ben yüzüğü satacağımı söylediğimde bana ‘sakın satma ben şehit olursam hatıra kalır’ demişti.”
Jandarma Astsubay Üstçavuş Dursun TAŞTİKEN (Hakkari-Yüksekova-Dağlıca)
Ayşe TAŞTİKEN: “Çocuklarımı sana layık yetiştireceğim. Ben de sana layık olacağım. Sen beni yalnız bırakmazsan ben de seni yalnız bırakmayacağım. Gözün arkada kalmasın Dursun’um çocuğumu hayırlısıyla kucağıma aldığımda yanına geleceğim. Üzülme sen olur mu?” diyerek eşini son yolculuğuna uğurladı.
Uzman Çavuş Yasin Gençer (Hakkari-Yüksekova-Dağlıca)
Annesi Fatma GENÇER: ” ‘vatan için ömrümüzü veririz’ diyenler nerede?”
13) 15 Ağustos 2015
Jandarma Astsubay Muhammet GÜRLEK (Bingöl-Karlıca)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YILDIZ aileye baş sağlığı dileğinde bulundu. (Henüz “ben de şehit olmak istiyorum.” dememişti.)
Jandarma Uzman Çavuş Haşim DİRİK (Bingöl-Karlıca)
Eşi Bilgen KÖSE DİRİK: “bir günde altı şehit vermişiz, hâlâ uyanmıyor bu ülke. Hâlâ AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi omuz omuza verip sokaklar dökülmüyor. Neyin uykusundasın Türkiye?”
Jandarma Uzman Çavuş Musa SAYDAM (Bingöl-Karlıca)
14) 16 Ağustos 2015
Jandarma Astsubay Başçavuş Nurettin ÖZTÜRK (Kars-Kağızman)
15) 18 Ağustos 2015
Jandarma Teğmen Hubeyib TURAN (Diyarbakır-Bingöl Karayolu)
Babası Ali Turan: “Bir evladım vardı, ben bunu şehit verdim. Vatan sağ olsun bu gurur bana yeter.”
Jandarma Astsubay Metin AYDEMİR (Diyarbakır-Bingöl Karayolu)
Babası Taha Tahsin AYDEMİR: “Tayyip Erdoğan’a diyorum, Selahattin Demirtaş’a diyorum; bugün benim çocuğum şehit olmuşsa ikisi sorumludur, başkası değil.”
Uzman Çavuş Muhammet TUFAN (Diyarbakır-Bingöl Karayolu)
Uzman Onbaşı Latif ADIGÜZEL (Diyarbakır-Bingöl Karayolu)
Anne Hacer ADIGÜZEL: “Önceleri şehit olanlara ağlıyordum, şimdi kendi yavruma ağlıyorum.”
16) 19 Ağustos 2015
Jandarma Uzman Çavuş Hakan AKTÜRK (Siirt-Pervari)
Jandarma Uzman Çavuş Ferdi GEREKLİ (Siirt-Pervari)
Uzman Çavuş Barış AKIN (Siirt-Pervari)
Jandarma Er Mehmet Halil BARKIN (Siirt-Pervari)
Jandarma Er Recep BEYCUR (Siirt-Pervari)
Babasının kalp krizi geçirdiği için katılamadığı cenazede amca Ömer BEYCUR: “Genç kardeşimi gönderdim cesedini alıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilsin. Ben bunu bu yaşa getirene kadar ne çektim biliyor mu?” dedi.
Jandarma Er Ömer ERÜSTÜN (Siirt-Pervari)
Jandarma Er Bahadır AYDIN (Siirt-Pervari)
Jandarma Er Emre Kaan ARLI (Siirt-Pervari)
Cenazede bir kadının “Ben de askere gideceğim, Bilal de gitsin.” Cümleleri dikkat çekti.
17) 21 Ağustos 2015
Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan (Şırnak-Beytüşşebap)
Ağabeyi Mehmet ALKAN; “Buradaki vatan evladı daha 32 yaşında. Vatanına, sevdiklerine doyamadı. Bunun katili kim? Bunun sebebi kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor. Saraylarda otuz tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ‘Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman, oraya git! ”
18) 23 Ağustos 2015
Jandarma Uzman Onbaşı Mehmet KARA (Diyarbakır-Kulp)
Cenazenin olduğu caddede bulunan HDP binasına Türk bayrağı asmak isteyenlere Kırşehir Müftüsü ” Şehit cenazelerinde gövde gözterisi yapılmaz.” Diyerek ortalığı sakinleştirmeye çalışınca, kalabalık “sen işini yap helallik iste diye çıkıştı. Bu ülkede şehit cenazelerinin ne yazık ki propaganda malzemesi yapıldığını daha önce de gördüklerinden olsa gerek…
19) 24 Ağustos 2015
Er Ahmet Bıçakçı (Hakkari-Şemdinli)
Anne Meryem BIÇAKÇI, oğlunun şehit haberini getiren yetkiliye “sende kuzumun kokusu var” diyerek sarıldı.
Babası Hüseyin BIÇAKÇI; “Ben dik duruyorum, düşmana karşı dik duruyorum, vatan sağ olsun.”
Piyade Üstçavuş Kenan CEYLAN (Hakkari-Şemdinli)
“Önce cemevinde, sonra kaymakamlık önünde cenaze namazı kılındı.” Bu vurgunun da 10. maddedeki “Kürtçe ağıtlar yakıldı” sürmanşetinden pek farklı olduğunu düşünmüyorum. Onun yerine bu maddenin altında Kenan CEYLAN’ın “eğer şehit olursam beni mutlaka kendi köyümde toprağa verin” sözlerine yer vermeyi daha uygun buldum, kendi sesinden bir türkü ile birlikte:
https://www.youtube.com/watch?v=I5XeAqcvqbI