“Özdemir Asaf’ı, Can Yücel’i okuyorum. Başka ne olabilirim ki, ben bir Komünist’im, isteyen ne derse desin. Komünizm nedir acaba; bir rüyadır. Ben bir rüya görüyorum. Bu rüya benim ütopyam. O benim cennet bahçem. Bunu birilerine benzemek için söylemiyorum.” (Tuncel Kurtiz)
Nedir ütopya? Gerçekleştirilmesi olanaksız tasarı ya da düşünce veya “ideal toplum” düzeni olarak da isimlendirebiliriz. Benim için ideal toplum düzenidir, kim ne söylerse söylesin. Benim rüyamda insanlar eşit, orada insanlar özgür. Bugün 1 milyar insan açlıktan ölüyor. Medeniyet, kapitalizm ve emperyalizm işte insanoğlunu bu noktaya getirdi. Açlığın, sefaletin içerisine sürükledi. Bugün dünya ekonomisini, gücünü şekillendiren Avrupa’ya taşınan petrol ve doğalgaz boruları kapatılsa, Avrupa’da ne olur acaba merak ediyorum… Irak’ta petrolü ele geçirmek isteyenler bölgeye demokrasi getireceğiz söylentisiyle 1 milyon insanı öldürdü. Afganistan’da neler oluyor kimse bilmiyor.
Ben başka ne olabilirim ki Sosyal Demokrat’ım. Komünist de Demokrat’tır zaten. Çünkü önce “birey” olmak gerekir. Önce insandan yana olmak gerekir. Önce bütün dillere ve dinlere saygılı olmak gerekir. Adorno’nun o sözünü hiç unutmamak gerekir; “Ana dili anavatandır.” Bir insanı anavatanından kovamazsın. Ana dilinden arındıramazsın. Hayalini kurduğum Türkiye; bireylerinin özgür olduğu, eşit eğitimin sağlandığı, Evliya Çelebi’nin ilkokuldan itibaren üniversiteye kadar tarih derslerinin yanında okutulduğu, kimsenin kimseye zarar vermediği bir özgür ülke diyorum. Ama böyle bir ülke ne Fransa’da ne İngiltere’de ne de Amerika’da mümkün olabilmiştir. Bu rüyam Ovacık’ta hayata geçirilmeye başlandı bir komünist başkan, Fatih Maçoğlu aracılığıyla. Devlet hazine arazisini tarıma açarak yoksullara ve ihtiyaç sahibi öğrencilere burs sağlamayı hedefliyor.
“Komünizmin ana hedefi, halk ile birlikte üretmek ve kolektif bir yaşamı hayata geçirmek. Gördüğünüz gibi Ovacık’ta artık üretim en üst seviyede ve kolektif bir yaşam bilinci giderek artıyor. Gelecek yıl bu konuda daha geniş kapsamlı ekim yaparak daha fazla ürün üreteceğiz. Hem yoksul vatandaşımıza sahip çıkacağız, hem de öğrencilerimizin okumasında katkı sağlayacağız” diyor Komünist Başkan ve ekliyor “Tarım devrimini buradan Ovacıktan başlatacağız” diye. Komünizmi gereğince yaşatmaya çalışan bir başkan profili çizerek halkının yanında olmayı seçti.
Nasıl ki bireylerin kendilerine özgü değer ve beklentileri varsa, toplumların da yaşadıkları dönemden istekleri vardır.
Bu süreçte toplumlar kendi değerlerine ters düşen durumlar olduğunda, ideal toplum modelleri ortaya koyarak tepkilerini dile getirirler. Yani mevcut olana duyulan bir tepkidir. Bu mevcut olana bir tepki Ovacık’ta hayat bulacak gibi. Halk seçimini yaparak kötü gözle bakılan komünizme bir şans tanımış gibi görünüyor. Bunu da iyi okuyan başkan, halkı için kolları sıvamış görünüyor mevcut duruma bir muhaliflik amacıyla…
Tuncel Kurtiz’den bir öyküyle bağlamak isterim burayı: İrlandalı’nın birisi büyük kıtlık günlerinde İrlanda’dan ailesini bir tekneye yükleyip yelken kürek yeni kıta yeni ülke Amerika’ya yelkenle kürekleyerek gidiyor. Rıhtıma yanaştığı zaman soruyor “Burada hükümet var mı?” diye, “Var” diyorlar. “Olsun ben de muhalifim” diyor. Ben de muhalifim, muhalif olmak iyidir.