Bir ülkeyi ayakta tutan faktörlerin en başında ülke ekonomisi yer alır. Güçlü ekonomiye sahip bir ülke, hem üretkendir hem de dışa bağlı değildir.
Bir ülkeyi ayakta tutan faktörlerin en başında ülke ekonomisi yer alır. Buna en sıcak örnek komşu Yunanistan’ın haftalardır “borcunu ödedi ödemedi, battı batacak” ikilemi arasında gidip gelmesi. Güçlü ekonomiye sahip bir ülke, hem üretkendir hem de dışa bağlı değildir. Bunun en güzel temsili de tarafsız olduğunu kanıtlayan, Frank’ına elimizi sürerken korktuğumuz İsviçre.
Her şeyin birbirine zincirli olduğu bu dünyada ekonominin bağımsız olması mümkün mü? Tabii ki değil; coğrafya önemli, nüfus önemli, uygulanan politika ve hatta belki önemsiz bulduğumuz nice özellik…
Yapılan birçok araştırma, siyasi istikrarın da ülke ekonomisine çok büyük etkisi olduğunu gösteriyor. İsviçre ekonomisinin başarısının temelinde, politik istikrarın yattığını belirtiliyor. Siyaseti yakından takip edenler bilir, AK Parti’nin her zaman söylediği bir söz var: “İstikrar ve güven, güçlü ekonomiye sahip ve ilerleyen bir Türkiye için olmazsa olmazların başında yer alır.” Tabii diğer yandan bunun yeterli olmadığının bilincinde olmak da gerekiyor…
Ekonomiyi etkileyen diğer bir faktör de çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketler. Büyüğü, küçüğü hepsi iş imkânı, üretim, yurtdışına pazarlama olanaklarıyla ekonomiye yön veriyor. Ülkemizde ekonomiyi güçlendiren sektörlerin en başında tarım, ticaret, turizm ve tekstil geliyor.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi
Geçtiğimiz ay, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Allworld Network ve TEPAV desteğiyle Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi açıklandı. 2010-2012 dönemi satış artışlarına bakılarak belirlenen bu yarışı Maren Maraş Elektrik birinci olarak bitirmiş. Sektör bazında bakıldığında ilk 100’de bulunan şirketlerin yüzde 40’ını makine üretimi, elektronik ticaret gibi teknoloji ağırlıklı şirketler oluştururken geri kalan yüzdeliği tarım, inşaat, imalat sanayi gibi sektörler belirlemiş.
Düzenlenmiş olan Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi ve benzeri yarışmaların asıl amacı girişimci sayısını artırmak. Bu yarışmayı düzenleyen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da bunu gayet açık bir şekil de dile getiriyor:
“Başarılı girişimcileri ödüllendirmek, girişimciliği teşvik etmenin en etkili yollarından biridir.”
Girişimde bulunmak güzel, hele ki aklımızda gerçekleştirmek istediğimiz projeler varsa. Hem ekonomiye yön vermek isteyen hem de kendi işini kurmak isteyenler için KOSGEB’in Girişimcilik Destek Programı varmış. Özellikle kadın ve genç girişimcilerimizin sayısını artırmak için güzel düşünülmüş. Ancak tabii fikrin ve projenin sağlamlığından emin olmamız gerekiyor ilk önce. Zaten geri kalanı Allah’ın yürü ya kulum demesinden ibaret…