7 Haziran’dan 1 Kasım’a Nasıl Gelindi?

7 Haziran seçimlerinden sonra gün gün erken seçim tarihi olan 1 Kasım’a geldik çattık… 7 Haziran’dan sonra bugüne kadar birçok ülke içerisinde birçok olumsuz sonuçlar yaşadık! Peki 1 Kasım erken seçimleri sürpriz bir sonuç muydu; nasıl bu noktaya gelindi?

seçim 2015 7 Haziran'dan 1 Kasım’a Nasıl Gelindi?

7 Haziran’dan 1 Kasım’a Nasıl Gelindi?

7 Haziran’dan sonra 1 Kasım erken (tekrar) seçimleri yarın olacak… Muhakkak partilerin oy oranlarında da küçük oynamalar olacak; ancak aşağı yukarı 7 Haziran’dan çok farklı bir tablo da ortaya çıkmayacak. Bu düşüncemi yapılan anket sonuçları da desteklemektedir…


Peki 1 Kasım erken seçim kararı çok mu sürpriz oldu, bu sürece nasıl gelindi? Benim tarafımdan çok da sürpriz olmadı! Yazılarımı takip edenler görecektir ki 1 Kasım erken seçiminin beklenebilir sonuç olarak karşımıza çıkarılabileceğini adım adım yazmıştım. Nasıl beklenebilir bir sonuç olduğunu size kısaca anlatmak isterim…

7 Haziran akşamı sonuçlar açıklanmış, sonuçlara göre sandıktan koalisyon hükümeti ya da bunun alternatifleri yapılması yönünde millet kararı ortaya çıkmıştı…

Bu sonuçlara ve teamüllere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükumeti kurma yetkisini kısa süre içinde en yüksek oyu alan partiye vermesi gerekiyordu. Öyle de oldu Erdoğan, oyların % 40,8’ini alan AKP’ye hükumet kurma yetkisini verdi. Ancak Erdoğan, hükumeti kurma yetkisini Başbakan Ahmet Davutoğlu’na 7 Haziran’dan tam 32 gün sonra vererek süreci oldukça uzattı.

Ahmet  Davutoğlu da Cumhurbaşkanı’nı kıskanmış olacak ki CHP ile sadece istikşafi (keşif) görüşmelerini, görevi almasından itibaren 26 gün sonra tamamlayabildi.

Bu adımlar koalisyon sürecini tamamen sürüncemede bırakmak içindi. Çünkü yasalara göre erken seçime gidilmesi için en az 90 günlük sürece ihtiyaç vardı. Şunu da iyi hatırlarsınız ki Davutoğlu koalisyon için ikinci tur görüşmelerinden önce AKP teşkilatlarına “Erken seçim için hazır olun!” mesajı vermişti.

Sadece Davutoğlu’nun mesajı mıydı gelen?

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal 23 Temmuz’da ne demişti:  “AK Parti hükümet kurmak istemiyor. MHP zaten tutumunu Meclis Başkanlığı seçimlerinde gösterdi. Koalisyon görüşmelerinin hepsi tiyatrodan ibaret… Kasım’da seçim var!”

7 Haziran’dan sonraki siyasi süreci görüyorsunuz. Ülke tam manasıyla kan gölüne döndü. 200 civarında askerimizi hain, mayasız PKK terör örgütüne kurban verdik. Sadece canlarla mı? Ya ekonomi? Ekonomideki gidişi görüyorsunuz! Dolar bu sürede 3 TL’yi, çeyrek altının satış fiyatı ise 180 TL’yi aştı. Bunun yanında artan dolar, ithalatla uğraşan iş çevresinde kriz oluşturarak istihdamda daralmalar yaşandı. Bu durum da dolaylı olarak halkın cebine yansıdı.

Sizi fazla ekonomik rakamlarla boğmak istemem; ancak bu söylediklerimizi kanıtlayacak örnek vermeden de geçmemek gerekir…


Şimdi son 5 ayın Tüketici Güven Endeksi sonuçlarına bakalım:

Ay Tüketici Güven Endeksi
Mayıs 64,29
Haziran 66,45
Temmuz 64,66
Ağustos 62,35
Eylül 58,52

Bu rakamlar ne ifade ediyor? Bu rakamlar kısaca sizin ekonomik gelişmelere nasıl baktığınızı, önümüzdeki ekonomik süreci nasıl değerlendirdiğinizi ölçüyor. Yukarıdaki tabloda toplumun ekonomiye, piyasaya, Haziran seçimlerinden sonra nasıl olumsuz baktığını görüyorsunuz. Yani sizlerin Haziran’dan itibaren piyasaya güveniniz gittikçe azalıyor! Halk harcama yapmıyor, esnaf kazanmıyor!

2008’de teğet (!) geçen bir ekonomik kriz vardı hatırlarsanız… Bu kriz de “Al ver ekonomiye can ver!” sloganı ile piyasa ekonomisi canlandırılmaya çalışılmıştı. O dönemde dünya kriz yaşarken biz de o krizden nasibimizi almıştık. Şimdi ise dünyada bu kriz yok; ancak gizli bir ekonomik kriz yaşıyoruz. İşte oluşturulan siyasi istikrarsızlığın sonucu meydana getirilen suni bir kriz!..

7 Haziran’dan sonra oluşturulan bu suni krizle ülke halkına bir mesaj verilmeye çalışıldı. Neydi bu mesaj? “Görüyorsunuz, bizi iktidardan uzaklaştırdınız ülkenin durumu hangi noktaya geldi şimdi!”

Bunu birileri de rakamlarla tehdit gibi önümüze sürdü!..

Siyasi olaylara geri dönüldüğünde Davutoğlu bir seçim hükumeti kurdu; ardından şöyle dedi: “Seçim hükumeti gibi değil, 4 yıllık hükumet gibi çalışacağız!”

Daha sonra ne oldu?

Davutoğlu, bakanlara bir genelge göndererek atama yapılmasını yasakladı! Bu genelgeden kısa bir süre önce de çeşitli kurumlara kendi iktidarı tarafından çeşitli atamalar yaptı!

Sizce 4 yıllık gibi çalışacak hükumet böyle bir genelge neden yayınlar? Neden böyle bir kurnazlık yapılır?

İşte AKP iktidarının bizi getirdiği 1 Kasım süreci…


Süreci iyi okumak, iyi değerlendirmek gerekiyor ki 1 Kasım seçimleri için doğru karar verebilelim…


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…