Bayramdan Bayrama Milliyetçilik!

Yıllardır tek başına iktidar olan AKP, 7 Haziran seçimlerinde Kürt oylarını kaybedince, 1 Kasım erken seçimlerine milliyetçilik politikası uygulayarak giriyor. Peki gerçekten milliyetçi mi?

bayramdan bayrama milliyetçilik AKP 1 kasım seçim

Bayramdan Bayrama Milliyetçilik!

Milliyetçilik, Millilik, Milli olmak…

Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan insan için gurur vericidir. İnsanın ruhunu okşar bu kavramlar…


Osmanlı’nın “Ey Şanlı Ordu!”, “Ceddin Deden” marşını, “Tuna Nehri Akmam Diyor” marşını veya şarkıcı Mustafa Yıldızdoğan’ın “Türkiyem” şarkısını dinleyenlerin duyguları aşikardır. Her biri, Türk’ün geçmişinde de önemli bir yere sahip “at, avrat, silah” üçlemesinde de geçen atı bile şaha kaldıran, kaldıracak marşlardır, şarkılardır… Her biri birçok şey hissettirir bir Türk gencine!.. Başarı, hırs, azim, kararlılık, yükseliş…

Peki bunların yanında başka bir şeyler de hissettirmez mi?

Ne mi mesela?

Ne olabilir ki? Bugünlerde çok kez görüyoruz, izliyoruz ve her gördüğümüzde bir çığlık, bir ses yükseliyor ekranlardan… Ne mi o ses? Vatan sağ olsun!..

Evet, vatan sağ olsun!..

Vatan sağ olsun da, bu vatanı sağ edecek sadece köydeki toprakla yıl boyu savaş veren Ahmet Amcanın oğlu Mehmet mi ya da evine ekmeği zor götürüp kara lastik ayakkabı, yırtık  gömleği ile televizyon ekranındaki Ali Dede mi?

Hep bu insanların çocukları mı, torunları mı şehit olacak?

Biri çıkıp der “Ben de şehit olmak istiyorum” diye…

Bunu duyunca diyorum ki “Bırakın bakalım küçük enişteyi?” Gerçekten samimi diye…

İktidarda uzun yıllar bulunan AKP’de de son günlerde bir milliyetçilik türküsü söylenip duruyor! Nasıl mı?

7 Haziran Genel Seçim sonuçları, AKP’yi birden milliyetçi politikaya itti. Nedir acaba AKP’yi bu kadar milliyetçi olmaya iten?

HDP, Haziran seçimlerinde % 13’lük bir oy aldı. Bu oyu nereden aldı?

Daha önce bağımsız olarak meclise girmelerine yardımcı olan Kürt Milliyetçisi seçmenlerden…

Sonra?


Daha önce CHP’ye oy vermiş, bu seçimde AKP’yi iktidardan indirmek uğruna, HDP’ye gönül vermeyen ancak stratejik oy kullanan CHP seçmeninden ya da sol parti seçmenlerinden…

Başka?

Evet, en önemlisi de budur herhalde? Daha önce AKP’ye oy vermiş Kürt – Muhafazakar kesimden… Bu Kürt seçmen gurubunu AKP’den HDP’ye iten ne oldu?

Bunun iki nedeni vardı. Birincisi; 7 Haziran seçimlerinde meydanlarda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur!” söylemi… İkincisi ve en önemlisi de AKP’ye oy vermiş Kürt seçmenin HDP’nin barajı geçemeyeceği korkusu… Barajı geçemeyecek bir partinin kendilerini (Kürt halkının gözünde) temsil etme yeteneğinin de bulunmayacak olmasıydı…

Evet artık AKP bu andan itibaren Kürt halkının çoğundan oy alamayacağını anladı ve iktidarı birkaç puanla da kaybedince gözünü milliyetçi oylara dikti!

AKP böylece milliyetçi oldu. Peki gerçekten milliyetçi mi? Birkaç örnek verip kararı size bırakacağım!

Terörist başı Abdullah Öcalan’a “sayın” unvanı; şehide “kelle”

“Birkaç Mehmet (şehit) için meclis toplanmaz!”

Burada bir dipnot vermek istiyorum… İsrail 2014 yılının Ağustos ayında Hamas ile bir ateşkes imzalamış ve bu ateşkesten sadece bir buçuk saat sonra İsrail askerinin kaçırılması iddiası üzerine İsrail, Gazze’nin güneyini bombalamış ve bu bombalama sonrası 27 Filistinli hayatını kaybetmişti.

“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!”

“Teröristle görüşen şerefsizdir!”

Değerli okurlar, burada ben sadece anlı-şanlı, al-yıldızlı bayrağımız için şehit olmuş Mehmetçiklerimizi dikkate aldım. Milli olup daha sonra satılıp ‘Coni’leşmiş devlet kuruluşlarını yazmadım bile…

Milliyetçilik, bayramdan bayrama olmaz!..

Millilik, Milliyetçilik; önce “Ben Gürcü’yüm” deyip, sonra da meydanlarda “Sizden ‘milli’ milletvekili istiyorum!” demekle de olmaz, olamaz!..


Milliyetçilik, kırmızı ve al-yıldızı gördüğün her anda ona; onun, mazisine ve kanını bayrağın rengine verdiği şehitlere minnet duymakla olur!


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…