Bireysel çıkış, gerçekten neler olup bittiğini keşfeden çıkıştır. Bireysel çıkış, bir var oluş çıkışıdır! Bireyin Toplumdaki yeri! Bireyin toplumda (toplum diye adlandırılan topluluklarda) yeri yoktur! Çünkü toplum bireylerden oluşur. Bireylerden oluşan bir toplum olmadığı için “topluluklar” bireyi reddeder! Birey toplumsuz ve birey, bireyseldir!
Yapılan temel yanlışın kökeni ferdin kendini bilmeyişi ve tanımlayamaması nedeni iledir. Bu yanlış nedeni ile ne toplumsal oluşta ne de bireysel varoluşta fert bireye dönüşemiyor. Bu çarkı kırıp birey olabilenler ise bir şekilde toplumu etkiliyor ve hem kendi sürecini yönetiyor hem de topluma destek veriyor. Fert varoluşundan emin olmadığı için varoluş felsefesini ve düzlemini belirleyemiyor. Diğer fertlerin savrulduğu rüzgârda savrulmayı doğru ve olması gereken budur şeklinde değerlendiriyor. Birey nedir sorusunun cevabını topluma ait olan herhangi birisi şeklinde görüp o şekilde ilerliyor. Herhangi birisi olmak fert için yeterli tatmin ve fert bireylere düşman olarak yetiştiriliyor. Yetiştiren kalabalık fertler grubunu da toplum diye niteleyip asıl önemli olanı göremiyor. Bunun için ferdin düşünce hayatı bir düşünememe hayatı özelliği gösteriyor. Fert korkuyor ve çekiniyor. Dışlanmak ve reddedilmek durumunda nasıl var olabileceğim ben diyor! Varoluşunu hep dışarıya bağlayan varlık dışarısı ne derse onu yapmaya mecburdur!
Bireyin değeri, öneminden dolayı değil, değerinden dolayı önemli oluşundadır. Bu bireye temel değeri yanında toplumun verdiği önemi gösterir. Birey ne kadar çok değer üretirse o kadar çok önem kazanır toplumun nazarında. Toplumun nazarı ve yaşayışı değerler sistemini gözetir. Sisteme bireyin kattığı değer toplumun değerini de yükseltir. Yükselen değerlerin belirleyicisi de yine bireydir!
Birey daima toplumdan önemlidir. Toplumu oluşturan temel öğe olması yanında toplumların kaderlerini belirleyenler de bireylerdir. Toplumsal varoluşu kurup ortaya çıkaran ve beraberce yaşama organizasyonlarını yürütüp duran ve bu süreci hep yaşatan yine bireydir. Toplumda bireyden bağımsız ve içinde bireyin olmadığı en ufak bir iş, oluş ya da süreç olamaz ama toplumsal işleyişte toplumdan bağımsız bireysel süreçler olabilir. Bu durumda bile bireyin topluma bir şekilde etki edeceği kesindir.
Tüm bu gerçeklere rağmen toplumun bireye genel bakışı, küçümseme ve yok sayma eğilimindedir. Öncelikle toplumda fert gibi birey tanımı yapmamıştır. Çünkü topluma göre birey diye bir şey yoktur. Olmayan şey ya reddedilir ya da görmezden gelinir. Tanımlamalarla yürütülen kalabalıklar yaşamında tanımını bilmedikleri varlıklar rahatsız edicidir ve acaba bunlar da nedir denemez. Belirli durumları sorularla sorgulamak belirli durumlarda mahkûm olan zihinlerin yapacağı iş değildir. Bunu yapamadıkları gibi sorgulamaya yeltenenlerde yeltendikleri noktada boş verirler. Devam edenler bireye dönüşür. Bireye dönüşen fert bunu gizlerse eğer kendisine sorun çıkartılmadan yaşayabilir. Bu bir yere kadar geçerlidir. Bireyin doğası dışavuruma yöneliktir ve belirir. Zaten er geç belirecektir. Bu noktada ise artık sorunları önemsemeyecektir ve toplumun ona biçtiği kaderi gönüllü olarak kabul edecektir.