Ankara’da meydana gelen patlamada 97 kişi öldü, sorumlusu kim? İçişleri Bakanı “Bizim sorumluluğumuz yok!” mesajı vererek istifa etmeyeceğini belirtti. Peki bu kadar kişinin ölümü ve yüzlerce yaralının durumu nasıl izah edilebilir?
Ne Olmuş Canım 97 Kişi Öldüyse!
Kardeşim ne olmuş yani Ankara’da bomba patlamışsa!..
Ne yani, bilmem nerenin bilmem ne kralı öldü diye yas ilan eden devlet, burası için de yas ilan etmedi mi?
Etti işte bakın 3 günlük yas, ne istiyorsunuz daha?!
Ya Bahreyn ya da Ürdün olsaydınız ne olacaktı? Adamlar kral için 40 günlük yas ilan ettiler!
Bizimkiler yine Kral için 1 gün yas ilan ettiler.
Suruç mu? Ne Suruç’u?! Orada 32 kişi öldü! Öldüğü zaman kayda değer olmalı! Farzı misal 97 gibi!
Türkiye’de bir kota var! Ancak belli sayının üzerine çıkınca ulusal yas ilan edilir ya da bilmem ne Arap kralı ölünce yas ilan edilir! Onun haricinde yas mas olmaz, olamaz!
Sonuçta bu işin fıtratında var, öyle değil mi?!..
Bak sevgili Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kardeşim! Soma’da 301 kişi hayatını kaybetti. Ne oldu maden faciası yaşandı ve orada 301 genç toprağın bilmem kaç yüz metre altında havasız kalarak öldü! Neden öldü? Çünkü işin fıtratında vardı bu!
Sen bir eyleme, bir mitinge gidersen senin kaderinde de bombanın patlaması sonucu parçalanarak ölmen vardır! Bu da işin fıtratında vardır!
Tıpkı Ali İsmail Korkmaz gibi!.. Mitinge gitti; esnaf, polis tarafından durduruldu, dövüldü, öldürüldü!.. Sonuçta esnaf bu ülkenin aynı zamanda polisi, hakimi değil mi?! Bunu sevgili bir büyüğümüz demişti!..
O zaman ne yapacaksın?..
Yapacağın şey bellidir! Protesto etmeyeceksin, miting yapmayacaksın! Yoksa fıtratın gerçekleşir, bunu asla unutma!..
Sonra canım, Ankara’da ölenler sonuçta hepsi terörist değil mi? Hepsinin sırtlarında çantaları var! İçlerinde de bomba var! İçlerinden biri patlatmıştır! Olamaz mı yani!..
Zaten hepsi de Kürt değil mi?!.. Ulan, “insan insan” diyorsun! “Olsun ben Türk’üm” diyor!..
“Sen böyle dersen huzur, barış gelir mi” diyorsun, “Oh olsun onlara!” diyor.
“Ben de sana insan mısın?” diyorum!..
Sonra ne var yani canım 97 kişi öldü diye koskoca bakan o turuncu renkli, ceylan derisi koltuğundan olup da istifa mı etsin!
Sen, Yalova’da köprünün halatı koptu diye intihar eden işçi Japon Kishi Ryoichi mi sandın bizim bakanı, bakanları!..
Ne istifası kardeşim! Kolay mı geliniyor oraya?!.. Önce bir yere Vali olacaksın, sonra emniyet müdürü ve sonunda bakan! Ama neye bakar, onu kendi de bilmez!..
Hem her patlamada bakan istifa etse hükümet de adama mı kalır?!..
Sonra bizim kültürümüzde istifa diye bir şey mi var, öyle bir şey olabilir mi yahu?!
Reyhanlı’da 52 “Sünni” vatandaşımız öldü; ayrımcılık, kutuplaştırma gibi olmasın ama “Sünni” vatandaşlar öldüğünde İçişleri Bakanı Muammer Güler istifa mı etti?!
Suruç’ta 32 kişi öldü de istifa mı oldu?!
Soma’da 301 kişi öldü de Çalışma Bakanı, Enerji Bakanı istifa mı etti?!
22 Temmuz 2004 yılında Sakarya – Pamukova’da hızlandırılmış tren kazasında 41 kişi öldü, 89 kişi yaralandı da Ulaştırma Bakanı istifa mı etti?!..
Lütfen kültürümüzü yozlaştırmayın! Japonya’nın % 70’i Ateist. Onlar intihar edebilir; ancak bizim % 99’umuz Müslüman… O yüzden onların iş onurunu, ahlakını, etik kurallarını ülkemize taşımayın!
Yoksa iktidarda adam kalmaz bakanlık yapacak! “Bakanlık yaptıkları mı var ülkeye?” dediğinizi duyar gibi oldum! Olsun onlar sonuçta “bakıyor!..”
O yüzden 97 kişi öldü diye de ortalığı velveleye vermeyin!
Sonuçta Kürt…
Sonuçta solcu…
Sonuçta Alevi…
Sonuçta komünist…
İnsan olmaları bir şeyi değiştirmez öyle değil mi?!..