Neler Oluyor?

Kimi gülüyor, kimi ateş püskürüyor; kimi iyi oldu diyor, kimi bu aslında az bile, daha çok olmalıydı diyor!.. Neler oluyor bize?

neler oluyor bize türk kürt alevi

Neler oluyor?
Hayır tabii, bir şarkı sözü değil bu.
Şarkı söylenecek bir günde değiliz ki!
“Gülünecek bir günde ise hiç değiliz!”
Var mı gerçekten bilen; neler oluyor?

Kimi gülüyor, kimi ateş püskürüyor; kimi iyi oldu diyor, kimi bu aslında az bile, daha çok olmalıydı diyor!..


Mesela siz beyefendi; iyi oldu, keşke daha çok kişi ölseydi demişsiniz! Bunu söylerken nasıl bir ruh halindesiniz, neler hissediyorsunuz, şu an hâlâ devam ediyor mu bu haliniz; tahminen ne kadar sürer, ölü beden, kan miktarı gibi bir sınırınız var mı? Peki olay hakkında bir bildiğiniz var mı; nasıl oldu, sebebi neydi, kim düzenledi? Sonuç iyi oldu dediğinize göre net olarak bildikleriniz var mutlaka, anlatsanıza neler oluyor? Sustunuz, ama gözleriniz kapkara!

Hanımefendi sakin olun; söylemlerinize biraz ara verin, bir şey sorayım size. O gün tesadüfen siz de orada olsaydınız, o zaman da şu an olduğu gibi, aynen böyle konuşabilecek miydiniz? Hayır tabii, konuşamayacaktınız; çünkü siz de şu an aramızda olmayacaktınız. Hadi sizi boş verelim, bir yakınınız tesadüfen oradan geçerken aynı senaryoyu yaşamış olsaydı; hadi tesadüfen de demeyelim, gerçekten barış istediği için orada olsaydı, barış için, sevgi için, “yurtta barış, dünyada barış” için; ne dersiniz? Onunda mı Allah belasını versin; o kadar yani!..

Pardon sayın beyefendi, siz de gülüyorsunuz, sanırım bir şeyler biliyorsunuz; bize de anlatın da gülünecek bir şey varsa hep birlikte gülelim, olmaz mı?! Şaka mıydı yoksa bu olanlar, kızıla boyanmış kaldırımlar taşlar, parçaları etrafa saçılmış insanlar!.. Şaka mıydı, kamera nerede, el mi sallayalım? Eğer öyleyse acele edelim hemen sallayalım elimizi; henüz parçalanmamış elimizi! Öyle değil mi; kamera şakası yani, yani el sallayınca her şey normale dönecek; yerler tertemiz olacak, parçalar bir araya gelecek, insanlar geldikleri gibi evlerine dönecek, akşam mahalle bakkalına gidecek, evde çay demleyecek, seçim zamanını bekleyecek…


Seçim demişken!..

Hani yerleşmiş kültürel bir inanış vardır, siz de bilirsiniz; iki bayram arası düğün olmaz derler. İki seçim arası bu kadar ölüm olur mu peki?! Garip değil mi? Gülmeyin be beyefendi, ne kadar da güleçsiniz!

Ne diyordum?

İki seçim arası diyordum; bu kadar ölüm normal mi sizce de? Değil tabii; her şeyin olduğu gibi ölümün de doğalı normal olan, bu öyle değil ki! Doğal değil bu, oynanmış, üzerinde değişiklik yapılmış. Neden ölümün de üzerinde oynanıyor sizce? Hâlâ gülüyorsunuz; ama olmaz, her şeye de gülünmez ki!


Anlaşıldı siz susmayacaksınız, devam edin o halde, hatta kahkahalar atın; bakalım daha ne kadar güleceksiniz!.. Buyurun bu arada, taze sıkılmış kan var; boğazınız da kurumuştur bu kadar gülmeye, bir bardak kanımızı için, afiyet olsun.


 

Cihan Yılmaz
İstanbul’da yaşar, İstanbul’u da ülkenin bütününü de çok sever. Ne güzel topraklardır bu topraklar; ne güzeldir bu topraklarda düşünmek, yazmak, çizmek, yaşamak; güzeldir elbet…