Her Yer Mustafa Her Yer Kemal

Bir İstanbul ve Atatürk aşığı…

Dünyaca ünlü İngiliz ressam Ned Pamphilon’un Kadıköy Belediyesi sponsorluğunda düzenlenen “Her Yer Mustafa, Her Yer Kemal / Yurtta ve Dünyada Barış” sergisi 16 Kasım’a kadar CKM – Caddebostan Kültür Merkezi’nde sürecek.

Ned Pamphilon

Sanatçı, 29 Ekim ve 10 Kasım öncesi bir farkındalık oluşturmak amacıyla, eserlerinde Atatürk’ün vizyonerliğini, liderliğini, ülke sevgisini, barış severliğini, seçme ve seçilme hakkından kıyafet devrimine kadar birçok ilke ve inkılaplarına dikkat çekiyor. Birbirinden renkli ve hayal gücü yüksek İstanbul tablolarıyla da ayrıca sergiye dinamizm katmış durumda. Daha fazla konuyu uzatmayarak sizi Ned Pamphilon ile yaptığımız söyleşiyle baş başa bırakıyorum.


Röportaj
| Ned Pamphilon

Ned Pamphilon kimdir? Biraz sizi sizden dinleyebilir miyiz?


Ned Pamphilon 1963 doğumlu İngiliz ressamdır. Ancak oldukça renklidir. Renkleri tuval üzerine farklı teknikler ile uygular. İstanbul’u, Kapadokya’yı ve Mustafa Kemal Atatürk’ü çok sever. Türk mutfağını farklı, zengin ve lezzetli bulur.

Ned Pamphilon Atatürk’e ve İstanbul’a olan hayranlığınızı biliyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. Bir Atatürk ve İstanbul aşığı olmanızdaki en önemli etken nedir?

İstanbul bence, dünyanın en önemli hayat merkezi. Şehrin kendine has, kendi içinde düzenli bir kaos yapısı var ve bence gayet anlamlı. Mustafa Kemal Atatürk geçtiğimiz 100 yılın askeri dehası. Nutku elinize alın okuyun. Anlattığı olayları başarabilecek ve üstesinden kalkacak hiç kimse yok.

“Her Yer Mustafa Her Yer Kemal/ Yurtta ve Dünyada Barış” adlı serginiz, cumhuriyetin en önemli tarihlerinden 29 Ekim ve 10 Kasım’ın anılmasını amaçlayan bir sergiydi. Son bir yılda TSK ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile gerçekleştirdiğiniz eserlerden örnekler de sergide yer alıyor. Böyle bir sergi açmanızda Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet, ilke ve inkılaplarına olan hayranlığınız mı etkili oldu?

Ben savaş meydanlarında zafer üstüne zafer kazanan, ölümü, şiddeti, yaralı insanları, belki cephe arkasında gözü yaşlı anneleri, eşleri, nişanlıları gören ve yaşayan Mustafa kemal “Yurtta Barış, Dünyada Barış” diyor, işin özünü savaşarak hayatını yaşamış bir komutan net bir şekilde ifade ediyor. Ben onun gerçekçiliğini seviyorum. Niçin Mustafa Kemal’i sevmeyelim. İnanıyorum ki onun karşıt görüşünü taşıyan insanları bir savaş meydanına bırakın, bir kaç dakika sonra Mustafa Kemal’in kıymetini farklı bir şekilde anlayacaktır.

Genelde çalışmalarınız çok kendine özgü ve sıra dışı. Özellikle de İstanbul ile ilgili yaptığınız çalışmalarda bu oldukça öne çıkıyor. Siz İstanbul’u resmederken bu şehirle ilgili asıl yansıtmak istediğiniz duygu nedir?

Bence İstanbul yaşamda yer alan bir çok rengin gerçek sahibi. Maviyi ele alalım, boğazın kuzey kısmında ayrı mavi, güneyinde ayrı mavi var. Bulutlarla dolu gökyüzü ayrı mavi, yağmur yağarken ortaya çıkan ayrı mavi. Gri mesela Avrupa yakasında gri renkli beton ile Anadolu yakasında bazı binalarda gri renkli betonun akşam saatlerinde güneşin farklı vuruş açılarına göre tonları var.


Ned Pamphilon

Bir söyleşinizde okumuştum, dünyada bir tane daha İstanbul gibi bir şehir yok. Gece yarısı bile köprü trafiği çok yoğun ve ışıl ışıl demişsiniz. Bu sinerjiyi hisseden değerli bir ressam olarak  almış olduğunuz mimari eğitimle  de baktığınızda daha iyi bir İstanbul için şehre neler yapılabilir?

Kesinlikle daha fazla deniz ulaşımı kurgulanabilir. Bu tüm Türkiye için de geçerli. Deniz şehri ortadan ikiye bölüyor. İki köprüde güney ve kuzey İstanbul olmak üzere farklı bir bölge ve farklı bir coğrafya oluşturuyor. İstanbul’da ulaşımı mümkün olduğu kadar deniz deniz trafiği ve kurulabilecek teleferik hatlarına yönlendirmek isterdim.

Yüksek binalar şehirde gördüğüm kadarı ile arttı, ancak şunu vurgulamak isterim ki, dünya üzerinde Boğaz Yalıları ve evlerinin manzarası hiçbir yerde yok.

Ned Pamphilon

İstanbul’a çok sıklıkta geliyorsunuz, hiç taşınmayı düşündünüz mü?

İstanbul’da büyük bir stüdyo hayalim var. Neticede burası benim ikinci evim. 1 Yıla kadar büyük bir sanat stüdyosunu İstanbul’da oluşturmuş olacağız.

Size İstanbul resimlerinizde en çok ilham veren öğe nedir?

Boğaz, gemiler, evler, kaotik görüntü, tramvay, baloncu, simitçi, çaycı, Kapalıçarşı, Ayasofya, Topkapı, minareler, camiler, trafik, Boğaziçi köprüsü, ilkbahar ve yaz…


Bu değerli söyleşi için Ned Pamphilon’a çok teşekkür ederiz…


 

Gizem Serra Sözen
2006 yılında tanıştığım Mevlana’nın Mesnevisi ile manevi yolculuğum başladı diyebilirim. Manevi değerleri her zaman maddi değerlerin önünde tutan bir anne ve babayla büyüdüğüm için maneviyata yakın bir genç olarak büyüdüm, bu yüzden kendimi hep şanslı gördüm. Çünkü hayattaki en yakın iki rol modelim hal ehli insanlardı. Şimdi cüz-i irademle öğrendiklerimin üstüne her gün bir yenisini daha ekleyerek burada sizlerle paylaşmayı diliyorum… Söz uçar, yazı kalır… Biz en iyisi her ay yazılarda buluşalım…