Kasım’da Kelimeler Buruk Olur

10 Kasım. 1938’den bu yana geçen her 365 günün en buruk günü. Ve her yıl bugün o acı siren sesiyle düğüm düğüm olur boğazımız.

atatürk 10 kasım

Zordur her milletten, her ülkeden insanın kalbinde olmak, zordur halkın her kesiminden insanla iletişim kurmak, zordur tüm insanlığa aynı sevgiyle aynı hürmetle yaklaşmak, zordur minicik çocukların kalbini kazanmak, zordur gençlere örnek olmak, zordur egolarından arınmış bir önder olmak.

O İyi Bir Liderdi Çünkü…

Halkının fikrini her zaman önemsedi… Ülkesiyle ilgili kararlar alırken; “Anadolu’yu dinlediniz mi? Onlar ne der bu konuda?” diyebildi. Asla “lider benim, ben karar veririm!” demedi.


Gezmek için gittiği Topkapı Sarayı Müzesi’nde, saat 9 olmadan onu içeri almayan kapıcıyı işinden kovdurmadı. Oturdu saatin 9 olmasını ve memurların gelmesini bekledi. Çünkü eşitliğin ne demek olduğunu biliyordu. Hiçbir zaman konumunun getirdiği rehavete kapılmadı.

Atatürk’ü öldürmek isteyen bir suçluyu, dönemin yargıcı delil yetersizliğiyle suçsuz buldu. Atatürk, yargıcı haklı buldu ve kararına asla müdahale etmedi, saygı duydu. Çünkü yargılamak onun işi değildi ve bu yüzden adalete karışmadı.

Savaş döneminde ganimetlerin arasında gördüğü yırtılmış Yunan Bayrağı’nı özenle kaldırıp bir kenara koydu; “Bayrak bir milletin istiklal alametidir, düşman da olsa hürmet etmek gerekir” dedi. Çünkü sadece kendi milletine değil, tüm milletlere saygı duyabilecek erdeme sahipti.

Muharebe sahasında dolaşırken yerde gördüğü cesetler karşısında burukluk yaşadı ve meşru müdafaa için buna mecbur kaldık, bu manzara insanlığı utandırabilir dedi. Çünkü her zaman barıştan yanaydı ve insani değerlere sonuna kadar sahipti.


“Düşüncelerimde yanlış bir şey varsa halk beni tekzip etsin” diyebilecek kadar eleştiriye açık bir liderdi.

Zeybek en çok ona yakışırdı, kıskananlar çatlasın, çok güzel de vals yapardı!

Atlarla da arası iyiydi. Atlar hisli hayvanlardır. Yiğit adamı hissederler, yiğit olmayana sırtlarında yer vermezler.

Velhasıl kelam o tam bir önderdi, örnek alınası bir önder…


Çocukların unutmadı seni, halkın unutmadı seni. Aydınlığın bu karanlık dünyada ışık olsun yolumuza…

“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
— Mustafa Kemal Atatürk


 

Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.