Korkma Annem!

Ben de her Türk vatandaşı gibi dün akşam seçim sonuçlarını izlemek üzere televizyon başındaydım. Saat 23.15 gibi telefonum çaldı. Arayan annem… Konuşmayı direkt yazıyorum…

korkma annem

Annem: Oğlum nasılsın? Ne yapıyorsun?

Halit: İyiyim anne evdeyim seçim sonuçlarını izliyorum televizyondan.


Annem: Oğlum sana bir şey söyleyeceğim.

Halit: Söyle anne.

Annem: Oğlum artık siyasi yazılar yazmayı bırak ne olur. Bak gelir seni hapse atarlar. Senin bir ailen var çocuğun var. Mağdur olursun. Herkes geliyor bana diyor ki; “bak Halit’i uyarın yazı yazmasın. Başına bela gelir… (Bunları anneme söyleyenler de akrabalarım!) Ne olur artık yazı yazma. İnternete verme. Ne olur yavrum. Ben sana kurban olurum, başın belaya girmesin.

Bir annenin evladı için sadece siyasi yazılar yazıyor diye yaşadığı korkuya bakın. Eğer bir anne 3. sınıf bir yazar olan ve hiç tanınmayan oğlu için bu ülkede böyle bir korku yaşıyor ise varsın iktidar partisi %80 oy alsın ne önemi var?


İktidarı savunduğum zamanlarda, iktidar karşıtları için yazdığım yazılardan sonra bana: “Ya Halit bu yazıları gerçekten sen mi yazıyorsun? Çok güzel yazıyorsun. Kalemine sağlık devam et” diyenler. Bugün annemin yanına giderek; “Bak Halit’e söyle yazı yazmasın başı belaya girecek!” diyorlar.

Hiçbir şeyden habersiz, siyasi olarak hiçbir beklentisi olmayan, ülkesi için evlatları için en iyisini en güzelini isteyen bir Anadolu kadınının yüreğine korku salanları Allah’a havale ediyorum.

Şimdi ben iktidar partisine oy vermediğim için bu ülkenin insanı değil miyim? Bu ülkenin diğer %50 sinin görüşleri, talepleri, ülkesi için istedikleri geçersiz mi? Bence geçersiz! Çünkü eğer geçerli olsaydı benim annemin ve benim annem gibi nice annelerin yüreklerine korku girmezdi. Benim annem, sırf iktidarı eleştirdiğim için başıma bir şey gelir diye endişelenmezdi!

1 Kasım seçiminin sonuçları tabi ki bir milli iradenin tecellisidir. Kimse buna laf söyleyemez, küçümseyemez! Bırakın Aziz Nesin’in “bu ülkenin %60’ı aptaldır” lafını, bırakın insanları “bidon kafalı” görmeyi, bırakın insanlara “koyun” demeyi. Siz kendi halinize yanın. 13 yıldır adam gibi bir muhalefet çıkaramadığınıza yanın. Alternatif bir parti oluşturamadığınız için dövünün. Başınızı taşlardan taşlara vurun. Milletin iradesine saygı duyun…

Eğer iktidar seçim mitinglerinde “Sen ben yok Türkiye var” sloganı ile hareket etmez, bölücü, yıkıcı, adaletsiz, hukuksuz, kutuplaştırıcı, kendinden olmayana zalim tavrına devam ederse, ona oy vermeyen diğer % 50’yi yok sayarsa, annelerimizin evlatları için korkuları devam ederse, işte o zaman gün gelir bu diğer %50 de onlara sandıkta, sandıkta olmazsa Mahkeme-i Kübra da hesabını sorar.


Hadi bakalım 1 Kasım seçimleri, ülkemize hayırlar getirsin diyelim ve hep beraber izleyelim…