Neyzen Tevfik’in Mücadelesi

Kimine göre ayyaş, aklı eksik bir divane, kimine göre çağdaşlarına ayak uyduramayacak kadar zeki. Kim ne derse desin Neyzen Tevfik denince son dönemde sosyal medyada oldukça sık paylaşılan Be Hey Dürzü şiirinin kıtaları akla gelir…

neyzen tevfik kolaylı atatürk

Ne arasın Tanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa niye örtü sorarsın
Rakı, şarap içiyorsam sana ne
Yoksa sana bir zararım içerim
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem, sarhoşken de geçerim
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet
İşgaldeki hali sakın unutma
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz
Sen anandan yine doğardın ama
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz

Tarihi romanların usta yazarı Hıfzı Topuz, Neyzen Tevfik hakkında şimdiye kadar yazılmış olan en kapsamlı kitabında bu şiirin her ne kadar Neyzen Tevfik’e atfedilmiş olduğunu söylese de onun olup olmadığı hala belirsizliğini korumaktadır. Fakat, gerek argo dilini şiirsel nitelikte kullanması, gerekse döneminin hiçbir kısıtlamasına takılmadan dilediğince yazması nedeniyle ona bu şiir yakıştırılır.


Tek derdi milletinin uygarlığıydı

Peki neydi Neyzen Tevfik’i döneminin yazar çizerlerinden ayıran? Her şeyden önce ne yattığı sokak kenarları, ne de yırtık üstü başı yeteneğine saygı duyulmasına engeldi. 1880 Bodrum doğumlu Neyzen Tevfik, iki yönetim biçiminde de yaşamış ve iki yönetimin de otoriteleri tarafından zaptolunamamıştı. Çünkü aklına estiğini yapan, hayat arkadaşım dediği neyiyle sokaklarda yaşayan bir deli divaneydi.

Çok sevdiği Atatürk’ü dışında kimseye minnet etmez, en ufak haksızlıkta, zorbalıkta veya yolsuzlukta başlardı argo dolu dizelerini sıralamaya. Hayatı boyunca paraya pula önem vermemiş, Mevlevi eğitimi görmüş olan bu aydın sanatçının tek derdi milletinin uygarlığı idi.

Gerek içkiye düşkünlüğü, gerek argo dile bağlılığı onun çocuk yaşlarda almış olduğu tasavvuf eğitimine etki etmemişti. Bir dönem yazdıklarından başı derde girmiş, Mısır’a kaçmış ama kısa süre sonra sokaklarda yaşamak pahasına da olsa topraklarına geri dönmüştü.

Yaratıcı akılların, her zaman çevresine ayak uyduramayan arızalı insanlar olduğunu düşünmüşümdür. Bu nedenle biraz da yalnızlığa mahkum olarak yaşarlar. Fakat arkalarında unutulmayacak izler ya da anılar bırakırlar. Neyzen Tevfik de bu insanlardan biridir. Hiçbir yönetime veya kuruluşa yaranmak için çabalamamış, aksine hepsine aynı uzaklıkta kalmıştır. Çoğu kez eline mal mülk yapma fırsatı verilmişti. Fakat Hıfzı Topuz’un da dediği gibi Neyzen Tevfik’e rahat batar, evim dediği sokaklara geri dönerdi.


Neyzen Tevfik’in Atatürk ile karşılaşmaları

Hıfzı Topuz’un “Çılgın ve Özgür Neyzen Tevfik” kitabında, Neyzen’in büyük kahramanı Atatürk’le birkaç anısına da yer verilmiştir. İlk karşılaşmalarında Neyzen Tevfik kendisine meşhur neyinden nameler üfler ve Paşanın iltifatlarını alır. Daha sonra Paşa, Neyzen’e bir şey isteyip istemediği sorar. Paşanın karşısına çıkmak için bile eş dosttan borç para almış olan Neyzen; “Sayenizde her şeyim var Paşam” cevabını verir. Israrlar sonucu Paşadan nüfus tezkeresi isteyen Tevfik, hem isteğine kavuşur hem de ömrünün sonuna kadar duvarında asılı duracağı ve Atatürk’ün hediyesi ney, ona yadigar kalır.

Hayatının bazı dönemlerinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yatmış ve sokakta edindiği dostlarına hastanede edindiklerini de katmıştı. Aklı, ruhuna ne zaman rahatsızlık verse kendisini hastaneye atar ve bir süre dinlenirdi. Sonra hastanenin rahat ortamı batmaya başlar ve elinde neyiyle yine sokaklarına dönerdi.

Tüm zamanların şairi

neyzen tevfik mezarı kabri kabir mezar kolaylıNeyzen Tevfik’in tüm şiirleri sanki yeni yazılmış gibi bugün bile geçerliliğini koruyan dinamik mesajlar içeriyor. Bu da onu çağdaşlarından ayırmakla birlikte uygar dünyaya bugün bile adapte olabilen ilerici bir akla sahip olduğunu gösteriyor. Yobazlığa, haksızlığa, gericiliğe tek başına elinde neyiyle meydan okumuş olan usta sanatçı hakkında bugün bile elimizde toplu şiirlerinin bulunduğu bir eser bulunmamaktadır.

1953 yılında vefat eden Neyzen Tevfik, dönemine damga vurmuş bir isim olmasına rağmen bugün bile canlılığını korumakta ve günümüz gençlerinin ideolojilerine katkıda bulunmaktadır. Yaşlılık döneminde oldukça karamsarlaşan Neyzen Tevfik’in o zamanlarda yazmış olduğu bir dörtlük şöyledir:


Düşmedi elimden aşkın rebabı (sazı)
Okunsun alnımdan çile kitabı
Neyzen gibi günahkarın hesabı
Mezara girmeden sorulmuş olsun

Beni hicvetme kendim yaparım